MÜ'de başörtü eylemi: "Yasakçılar suç işliyor"

MÜ'de başörtü eylemi: "Yasakçılar suç işliyor"

Başörtüsü yasağını devam ettiren üniversite rektörleri Marmara Üniversitesi önünde protesto edildi. Temel Hak ve Hürriyetler Platformu’nun eylemine üniversite öğrencileri de destek verdi.

Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu önünde bir basın açıklaması yapan Temel Hak ve Özgürlükler Platformu, başörtüsü yasağının derhal sonlandırılmasını ve yasakçılığı sürdürerek suç işleyen sorumluların yargılanmasını istedi. Eylemde başörtülü öğrencilerin içeri girmesini engellemeleri dolayısıyla suç duyurusunda bulunmak üzere kapıdaki güvenlik görevlileri hakkında tutanak tutuldu.

 

Üniversite önünde "Herkes İçin Adalet ve Başörtüsüne Özgürlük" yazılı bir pankart açan platform mensupları, içeri giremeyen öğrencilerin haklarını almak adına mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladılar. Öğrenciler adına bir konuşma yapan Melike Aydoğan, yasağın hukuksuzluğuna değinerek eğitim haklarını gaspeden bu yasağın bir an önce sonlandırılmasını istedi.

 

Platformu temsilen söz alan Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Gülden Sönmez ise başörtüsü yasağının hukuki hiçbir gerekçesinin olmadığını belirtti. Yasağı sürdürenlerin açık bir ayrımcılık suçu işlediklerini belirten Sönmez, sorumlular hakkında yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini ifade etti. Yasağı sürdürenler hakkında yargılanmaları talebiyle suç duyurusunda bulunacaklarını da sözlerine ekleyen Sönmez, halkın iradesinin ve hukukun hiçe sayılarak sürdürülen bu yasağın zorbalık olduğunu belirtti.

 

Başörtülülerin başlarını açmaları için Marmara Üniversitesi önünde kurulan "utanç kulübesi"nin bir an önce kapatılmasının da istendiği eylemde topluluk "Herkes İçin Adalet Başörtüsüne Özgürlük", "Yasakçılar Yenilecek Direnenler Kazanacak!", "Zorba Rektör İstemiyoruz!", "Yasakçı Rektörler Yargılansın!", "Direniş Adalet Özgürlük!", "Başörtüsü Onurumuz Koruyacağız!" şeklinde sloganlar attı.

 

Basın açıklamasının ardından öğrencilere ve basın mensuplarına "Başörtüsü Yasağını Sürdürenler Suç İşliyor" başlıklı bir broşür dağıtıldı. Son olarak kapıdaki güvenlik görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere tutanak tutan platform avukatları, yasakçıların yargılanması gerektiği talebini tekrar ifade ettiler. Eylem, yasak kalkana kadar mücadelenin sürdürüleceği vurgusuyla beraber yapılan alkışlı protestoyla sona erdi.

 

HAKSÖZ-HABER

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eylemde yapılan açıklamanın tam metni:

FİİLİ YASAĞA DERHAL SON VERİLMELİDİR!

1998 yılından itibaren uygulanmakta olan ve yargı kararları ile yasal zemine oturtulmak istenen başörtüsü yasağını hiçbir tartışmaya mahal vermeksizin ortadan kaldırmak amacıyla 5735 sayılı yasayla anayasanın 10. ve 42. maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Değişiklikler, 23 Şubat 2008 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmak sureti ile yürürlüğe girmiştir.

Eğitim hakkı, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan, temel bir haktır.

 

Temel bir hakkın; kamu düzeni, genel sağlık, üçüncü kişilerin hak ve hürriyetleri gibi genel bir sebep olmadıkça kanunla dahi sınırlanmasına imkan bulunmamaktadır.

Anayasanın 42. maddesine eklenen hükümde açıkça "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir." Denilmektedir.

Bu değişikliğe rağmen, kamuoyunda ve akademik çevrelerde mevcut Anayasa değişikliğinin herhangi bir kanun değişikliği yapılmaksızın uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmaktadır. Özellikle yasağın devamını savunanlar ve üniversitelerde Anayasa değişikliğinin bir şey değiştirmediğini ifade eden rektörler, ek 17. maddede değişiklik yapılmadığı sürece eski yasakçı uygulamalarına devam edeceklerini belirtmektedirler. Esasen bu yaklaşım samimiyetten uzak olmakla birlikte Anayasa değişikliğini kadük bir hale dönüştürme çabasından ibarettir.

Bu değişiklikler neticesinde başörtüsü yasağına gerekçe gösterilen hukuki dayanaktan yoksun olan genelge, yönetmelik ve yargı kararlarındaki yorumların hiç bir uygulanabilirliği kalmamıştır.

 

Yükseköğretim kurumları yöneticileri, anayasa değişikliğini göz önünde bulundurmak zorundadır. Aksine davranışlar Anayasa'ya aykırılık oluşturacaktır.

 

Yasağın savunucuları aynı zamanda Türk Ceza Kanunu anlamında da gerek "Eğitim-Öğrenimin engellenmesi" gerekse "Ayrımcılık" suçlamasını işlemektedirler.

 

Anayasa'nın 137 maddesine göre "konusu suç olan hiç bir emir hiçbir suretle yerine getirilemez". Güvenlik görevlilerinin öğrenci kimliği olan öğrencileri okula almama hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Öğrencileri okula almama emrini veren yöneticiler kadar konusu suç olan, yani kanunsuz emri yerine getiren güvenlik görevlileri de emri verenlerle aynı suçu işlemektedirler.

 

Başörtülü öğrencilerin Üniversitelere girişini engelleyen, Üniversitelerin girişinde görevli, Üniversite Rektörlüklerine bağlı özel güvenlik görevlileri Türk Ceza Kanununun 112. maddesine göre suç işliyorlar.

 

Özel Güvenlik görevlileri, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 11/A maddesi gereğince, mahalli Mülki amirliklerin, Yani vali ve kaymakamlıkların kontrolünde görev yapıyorlar. Mülki amirlikler, bir suçun işlenmesini önlemekten sorumludurlar. Vali ve Kaymakamlıklar, sorumluluk alanlarındaki güvenlik görevlileri vasıtası ile, başı örtülü açık, üniversite öğrencisinin üniversiteye girişine mani olmasını engellemelidir.

 

Hiç kimsenin kendisini Anayasa'nın üstünde görme veya Anayasa'yı istediği gibi yorumlama hakkı bulunmamaktadır.

 

Başörtüsünü yasaklama utancını, Türkiye'de daha fazla sürdürülmemelidir. Fiili yasak derhal kaldırılmalı ve yasağı uygulayanlar hakkında işlem yapılmalıdır. 

 

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU

AKABE VAKFI, AKDER, ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ, ASDER, ENSAR VAKFI, HUKUKÇULAR DERNEĞİ, İHH, MAZLUMDER İstanbul Şubesi, ÖZGÜR-DER, TİYEMDER, ULUSLAR ARASI HUKUKÇULAR BİRLİĞİ

Önceki ve Sonraki Haberler