Bağcılar’da “İman-Amel İlişkisi” Semineri

Bağcılar’da “İman-Amel İlişkisi” Semineri

Özgür-Der bağcılar temsilciliği cumartesi gecesi düzenlediği seminerle 2009 yılının son etkinliğini gerçekleştirdi. Bu haftaki seminerin konusu İman-amel ilişkisi ve tanıklık idi. Hüseyin Şen İman-amel ilişkisini Hüseyin Şen, tanıklık konusunu ise Adem Çelik anlattı.

Oturum başkanı Hasan Ağraç semineri açış konuşmasında imanın bir iddia olduğunu amelinde bu iddianın bir ispatı olduğunun belirterek Adem(a.s)'den bu yana iman edenlerle küfredenlerin bir mücadele içinde olduğunu ifade etti.

Konuşmasına iman kavramını tanımlayarak başlayan Hüseyin Şen imanın lugat olarak onaylamak, tasdik etmek, kabullenmek anlamlarına geldiğini söyledi. İmanın geçerli olabilmesi için Kur'an-ı Kerimin belirlediği şekilde olması gerektiğini ifade etti. Amel kavramının ise işlemek, yapmak, davranış, ibadet anlamına geldiğini söyleyerek amel'in Salih amel ve kötü amel olarak ikiye ayrıldığını dile getirdi. Şen İman ve amelin Kuranı Kerimde birlikte yer aldığını belirtti.

İman ve amel ayrımının Emevi saltanatı döneminde ortaya çıktığını belirten Şen o dönemdeki zalim iktidarların yandaşları olan din adamları vasıtasıyla dini kavramları kendi çıkarları doğrultusunda yorumlattıklarını söyledi. Bu din adamlarının İman kavramını zihinsel bir bilme olarak anlattıklarını bu bilmeninde yeterli olacağını iddia ederek amelsiz bir din oluşturmak istediklerini belirtti. Konuşmasında imanın artacağı yada eksileceği konusundaki görüşlerini dile getiren Şen Kuranı Kerimden okuduğu ayetlerle imanın artıp yada eksileceğini belirtti.

'O kimseler ki insanlar kendilerine düşmanlarınız size saldırmak için yığınak yaptılar, onlardan korkmalısınız dediklerinde bu sözden imanları daha güçlenerek Allah bize yeter, o ne güzel bir vekildir dediler' Ali İmran 173

Hüseyin Şen konuşmasının son bölümünde İslam'ın sadece bir inanç sistemi olmadığını aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu ifade etti.

Adem Çelik tanıklığın şahitlikle aynı manayı ifade eden fili bir eylem olduğunu ve bu eylemin failine şehid dendiğini belirterek başladığı konuşmasında özetle şu görüşleri dile getirdi;

Şehit terim olarak hayatını imanına şahit kılan ve çağına şahit olan anlamına gelir. Şahitlik Allahtan gelen vahye inanıp onun somut örnekliğini oluşturmayı ifade eder. Kuran'da şahitlik kavramı 103 yerde geçmektedir. Fakat bu kavram tarih boyunca deforme olmuş ve parçacı yaklaşımla anlam ve mecrasından kopartılmıştır. Kuran'da şahitlik kavramı sadece 16 yerde ahiretteki şahitliği anlatmaktadır fakat tefsirlerde ahiretteki şahitliğin vurgulandığı görülmektedir. Ayrıca şehadet eylemi olarak sadece savaşta ölmek anlaşılmıştır.

Cihat kavramıda Medine dönemine münhasır bir eylem olarak kıtal –savaş- anlamında yanlış bir şekilde anlaşılmaktadır. Oysa cihat Allah'ın arzu ve isteklerini, muradını gerçekleştirme çabasıdır ve kişinin Müslüman olduğu andan itibaren başlayan bir süreçtir. Bundan dolayı cihat Kuran ayetlerinin inişiyle birlikte Mekke döneminde başlamıştır.

Konuya ilişkin ayetleri okuyan Çelik Resulullah'ın vefatından sonra onun vahye ilişkin sorumluluğunun müminlere geçtiğini ifade etti. Çelik'in okuduğu ayetlerden bazıları şunlardı;

'Sizi insanlara şahit olmanız için vasat bir ümmet kıldık, elçide size şahit ve örnektir' Bakara 143 '

'Elçi sizin için iyi bir model ve tanık olsun sizde insanlık için iyi bir model ve tanıklar olasınız Hac 78'

Seminer programı her zaman olduğu gibi dinleyicilerin katkı ve sorularıyla son buldu.

Önceki ve Sonraki Haberler