Geyve’de “Kur’an’da Nüzul Ortamı” Semineri

Geyve’de “Kur’an’da Nüzul Ortamı” Semineri

Özgür-Der Geyve Temsilciliği’nde aylık seminerler dizisi, Özgür-Der Sakarya Şube Başkanı Mehmet Baki Kızıltepe’nin sunumunu yaptığı “Kur'an'ın Anlaşılmasında Nüzul Ortamının Değeri” konulu seminerle devam etti.

Kızıltepe, Nüzul ortamı kavramının ne anlama geldiği ve sebeb-i nüzulden farkını açıklayarak başladığı sunumunda, nüzul ortamı faktörlerinin oluşum zamanlarına göre üçe ayrıldığını, bunların da Kur'an nazil olmadan önceki ortam [cahiliyye çağı], Kur'an'ın nazil olduğu ortam ve Kur'an nazil olduktan sonraki ortam olarak tasnif edilebileceğini ifade etti. Bu bağlamda sunumunda şu ifadelere yer verdi: "Nüzul ortamı Kur'an'ın daha iyi anlaşılmasında bir rolünün bulunduğunda kuşku yoktur; ancak iyi tahkik etmek, ahad bir haber ile ilahi bir hükmü nesh etmeye/hükmünü geçersiz ilan etmeye kalkmamak kaydı ile. Kur'an'ı anlarken zanni delileri esas almamız doğru olamaz. Yani öyle olur olmaz, sahihlik şartlarını taşımayan rivayetler esas alınmamalı, daima Kur'an mihver/merkez alınmalıdır. Zira dinde, kati olanın, zanni olanı belirlemesi asıldır. Müslümanların yapması gereken nüzul ortamını veya nüzul sebebini irdelerken veya araştırırken peşin hükümlü olmadan ve ayetin muradının ne olduğunu yakalamak olmalıdır. Bu konuda geleneksel bakış açısı neredeyse Kur'an'ın tamamına ait onlarca nüzul sebebi ileri sürmekte hatta bir ayetin duruma göre birkaç kez indiğini dahi ileri sürmektedirler. Ayetin toplumsal dönüşüm ve değişime olan katkısını göz önünde bulundurarak konuya yaklaşılmalıdır.  Tarihselciler vahyin gökten yere doğru değil, yerden göğe doğru yükseldiğini iddia ederken nüzul sebeplerini ve Kur'an'ın tarihle olan irtibatını bahane etmişlerdir. Kur'an'ın Rabbi olan Yüce Allah'ın Kitab'ı indirdiği dönemin koşullarından etkilendiğini iddia edemeyiz. Eğer Kur'an, iniş ortamındaki adetlere teslim oluyorsa muciz değil, aciz bir kitap durumuna düşer."

Mehmet Baki Kızıltepe sunumun sonunda ;  "Netice itibariyle, Kur'an'ın nüzûlü dönemindeki olgu ve olaylara yapılan vurguları, "belirleyici"  olarak değil, "etkileyici" birer unsur  olarak  ele almak ve  bunlara anlamı kolaylaştırıcı yardımcı unsurlar olmanın yanında başka  bir anlam yüklememek." gerekir diyerek sunumunu sonlandırdı.

Seminer katılımcıların yönelttiği sorular ve karşılıklı tartışmalı sohbet ortamının ardından  sona erdi.

Ömer Esen - Haksözhaber Sakarya

Önceki ve Sonraki Haberler