İzmir'de ‘’İslami Şahsiyetin İnşası" Semineri

İzmir'de ‘’İslami Şahsiyetin İnşası" Semineri

Özgür-Der İzmir şubesinin düzenlediği alternatif eğitim seminerlerinin bu haftaki konusu; İslami şahsiyetin İnşasıydı. Seminer, Şefik Sevim tarafından sunuldu.

Şefik Sevim; ''Şahsiyet inşasında bir kimlik profili oluştururken içinde bulunduğumuz yozlaşmış toplumu da tahlil etmeliyiz. .Küresel dünyada yaşanan gelişmeler insan kalitesini düşürmekte, ne yazık ki bu durum Müslümanları da etkilemekte, ruhsal bir yorgunluk ve motivasyon düşüklüğü yaratmaktadır.

Tarihsel süreç içinde Emevilerle başlayan saltanat tarzı, Bâtıni hareketler, Moğol istilası, İki dünya savaşı, Batılılaşma, modernizm ve bireycilik Müslüman toplumlarda yozlaşmayı arttırmış, insan kalitesinde de bir kalite ve kişilik sorunu yaratmıştır.

Şahsiyet sorununda ilk sorun, sistemin yetiştirdiği münafık insan tipidir. Sistem tüm kurum ve fonksiyonları ile şahsiyeti yok etmektedir.

Geleneksel ve muhafazakar kesimdeki makyavelist tutumlar, popülist anlayışlar kişilik travması yaratarak sistemin politikalarını kolaylaştırmıştır.

Müslümanların kuşatıcı yapı eksikliği, demir atacak limanlarının bulunmayışı, Müslüman mahallesinde elde edilen birikim ve hassasiyetlerin bürokrasinin kirli girdaplarında kaybedilmesine yol açmaktadır.

Şahsiyetli bir Müslüman, Hz. İbrahim örneği gibi, komplekssiz, acziyet içinde olmayan, özgüvenli, Allah'ı vekil tutan bir konumda olmalıdır.

Şahsiyetli bir kimliğin inşa sürecinde, cahili değerlerin karşısında imani ve ameli bir hicret anlayışına sahip, fıtrat ile uyumlu doğru ve sağlıklı düşünce temel esaslardır.

Şahsiyet inşası öncelikle ailede başlar. Aile, egemenlerin müdahalelerinin en zayıf kalacağı, değerlerimizin yansıdığı özgür bir alan olarak şahsiyetin temel taşlarını oluşturur. İslami bir cemaatin varlığı ise aileye bir form kazandırır, tamamlayıcı, bütünleyici bir katkı kazandırır.

İslami şahsiyette şu üç unsur bir arada bulunmalıdır: 1-Akidevi bir netlik 2- Salih bir kişilik 3- siyasi tutarlılık

Türkiye'de yaşanan İslami bilinçlenme sürecinde var olan bereketli çabaların yara almasının nedenleri de şu şekilde sıralanabilir:

-Takiyyeci mantık

-Kuran'ın özne durumundan nesne haline getirilmesi ve lafzın aşırı abartılarak mananın önüne geçirilmesi

-Yanlış itaat olgusunda ifrat ve tefrit yaklaşımları

-İdeallerimizin hayat gerekleri karşısında zayıflaması

-Gerek orta gerek yüksek öğretimdeki eğitim kadrolarının tipik memur formunu aşamaması, sendikaların salt sivil toplumculuk yapması

-İmam Hatip Liselerinin önünün kapatılması, katsayı eşitsizliği, başörtüsü zulmünün yarattığı yorgunluk ve öğrenci evlerinin dağılması

-Yetişmiş İslami modellerin azlığı ve cazibe haline getirilememesi

- Kuran, çokça amele teşvik ederken, İslami ortamlarda teorik konuşmaların ve kelami tartışmaların fazlaca yer alması

-Dünyevileşme tuzağına karşı uhrevi yönün öne çıkarılması

- İnşa etme sürecinde merhamet eksikliği

-Birikimlerin kibire dönüşmesi, tevhidi sermaye olan tecrübe ve birikimlerin toplumda ayrıcalıklı bir statü vesilesi gibi algılanması

-İletişimde tevazu ve üslup sorunu

İslami şahsiyetin en önemli sermayesi eminlik vasfıdır. En koyu düşmanımızın bile insanlığımıza laf atamayacağı bir duruşa ihtiyacımız var'' şeklinde konuştu.

Seminer, izleyicilerden gelen soruların cevaplandırılması ile sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler