Son dönemlerde bilinçli olarak artan terör olayları Meclis'ten tezkereyi çıkartmayı başarmış, ardından en son Yüksekova'nın Dağlıca bölgesinde meydana gelen olay sürecin devamı niteliğinde özelde bölgemizde, Türkiye'de ve genelde tüm Ortadoğu'da hoş olmayan kokuların ve gelişmelerin habercisi olmaktadır.

Müslüman halkların yaşadığı coğrafyalarda ulusalcı/laik söylem ve hesaplarının faturasının ağır bir şekilde ödendiği bir süreç yaşıyoruz. Ajitatif demeçler, basiretten, akıl ve adaletten yoksun söylemler, puslu havadan medet uman savaş lobisi güçlerin iştahını kabartmaktadır.

Halkımız bölgedeki ulusal devletlerin yüzyılları alan yanlış politikalarını iyi okumaları gerektiği kadar, laik-ulusalcı Kürt çevrelerin de mantıklarını, eylemlerini, stratejilerini Kürt sorununun hamiliğine soyunan güçleri ve onların tarihsel hesaplarını daha iyi okumalıdırlar.

Hamaset ve kışkırtma söylemleriyle değil, sağduyu ve adalet çağrılarını güçlendirerek temkinlilik esas alınmalıdır.

Milliyetçiliğin her zaman milli olana hizmet etmediğini, Milliyetçi hareketlerin en fazla emperyal güçlerin işine yaradığını, Balkan harbi üzerinden hatırlanarak süreç okunmalıdır.

"Ortadoğu ateşini" romantik akşam yemekleri için fon olarak düşünen batının yaşlı ve ikiyüzlü kafalarının işini kolaylaştırmamak için, oyunun beklendiği gibi oynanacağını zannedenlerin planlarını bozmak için sağduyulu olmak gerekmektedir.

Kimi politikacıların bölgede "olağanüstü hal ilan etme" önerileri yakıcı sorunu çözmekten uzak hamasi bir çıkış olarak görülmelidir. RTÜK haber niteliği taşıyan bölgedeki olayları değil, medyaya duygu ve acı üzerine yaptıkları popülist yayınlara sınırlama getirmelidir.

Bölgedeki emperyalist güçlerin kirli senaryolarına karşı hakkaniyet ve basireti kuşandığımız oranda Çanakkale'deki, Hamidiye olaylarındaki, Sarıkamış'taki Kürt-Türk kardeşliğinin ruhu yakalanacak annelerin gözyaşları dinecektir.

İnsanlıktan, kardeşlikten, adaletten yana herkes soğukkanlı bir tutumla sorunun çözümünü hedef alacak politikalar üzerinde odaklanmalıdır. Toplum hamasi kışkırtmalarla daha fazla kan dökülmesini getirecek girişimlere sürüklenmemeli, intikam duygularına teslim edilmemelidir.

Özgür-Der olarak çözümün daha fazla kan dökülmesini ve acıların katlanmasını getirecek yeni çatışmalarda olmadığına, adalet ve kardeşlik şiarını hakim kılmaktan geçtiğine inanmaktayız.

Özgür-Der Batman Şubesi