"Kur'an Rehberliğinde Ölüm" semineri

"Kur'an Rehberliğinde Ölüm" semineri

Siverek Özgür-Der Alternatif eğitim seminerleri Emin Bilgen’in sunumunu yaptığı “Kuran Rehberliğinde Ölüm” konulu seminerle devam etti.

Özgür-Der Siverek Temsilciliği'nde devam eden alternatif eğitim seminerleri Emin Bilgen, "Kuran Rehberliğinde Ölüm" konulu bir sunum yaptı. Bilgen'in sunum notlarını paylaşıyoruz:

Ölüm Nedir? Ölüm meselesi felsefî, ruhânî (spiritual), itikadî, psikolojik, tıbbî  olmak üzere farklı tanımlamalar ve yaklaşımlara ortaya konulmaya çalışılır.

Felsefi boyutta ölüm; Genel anlamda ölüm, canlı varlıkların canlılığının son bulmasını ifade eden bir kelimedir. Sözlükte "bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi" "Yaşamın sona ermesi" "hayatın sonu" "hayatın zıddı, sükun (dinginlik, hareketsizlik)" gibi anlamlara gelirken adli tıpta ise; "insan vücudunu teşkil eden makinenin önemli organlarında büyük gedik ve kusurların vukuu, hayat denen ezeli varlıkla irtibatın kesilmesi, hayatın ifadesi olan fonksiyonların durmasıdır." Yeni bir tanımlama ise beyin ölümü kavramıdır. Beyin ölümü günümüzde bütün beyin işlevlerinin geri dönüşsüz kaybı ile karakterize kafa içi dolaşımın durduğu klinik durum olarak târif edilmektedir. Modern felsefede ölüm söz konusu olduğunda daha iyimser bir bakış ortaya çıkar. Spinoza ve Leonardo da Vinci için ölüm dünyanın aynasıdır. Yani dünyada nasıl yaşamışsan öyle ölürsün. Olaya bu bağlamda baktığımız zaman Hz. Peygamberin "Kişi dünyada nasıl yaşamışsa öyle ölür. Aydınlanma düşünürlerinden Bertrand Russell tarafından da paylaşılan bu görüş, ölüm korkusunu ortadan kaldırmak için insana mutluluk sağlayacak koşulların yaratılması gerektiğini ifade eder. Yüzyılımıza Epikürosçu görüşü yineleyen Witgenstein'a göre de, ölüm yaşamın bir parçası değil, fakat sınırıdır.

Materyalistler: Maddeci bir bakış tarzının sonucu olarak, insan varlığı öldüğü zaman, onun varoluşunun tümüyle ve gerçekten sona erdiğine, ölümle birlikte, insan için her şeyin bittiğine inanan, bedenin ya da vücudun ölümden sonra başlayacak bir varoluş düşüncesine, ruhun ölümsüzlüğü inancına şiddetli karşı olan bir görüştür. Materyalistler her şeyi madde olarak kabul ettikleri için soyut kavramlara itibar etmezler. Bu sebeple ölüm sonrası ruhun devam edecek olan hayatını da reddederler. Materyalistlere göre maddenin ölümle her şey biter. Bu sebeple onlar ölümden korkmazlar. Bu dünya ya bir sefer geleceklerini bir daha bu dünya ya gelemeyeceklerini, dolayısıyla dünyada mutlu olarak yaşamak gerektirdiğine inandıkları için ölüm korkusu da yoktur. Çünkü ölümden sonraki hayata ve hesaba inanmazlar. Yaptıklarının yanlarına kar kaldığına inanırlar. Yani Materyalistlere göre ölüm bir yok oluştur.

Dinsizlikle suçlanana Aristoteles Sokrates gibi ölümü değil kaçıp kurtulmayı tercih etmiştir. Fakat bu kaçışından bir sene sonra 63 yaşında mide kanamasından ölmüştür.

Dinen(itikadi) ölüm..

Allahın ruhun bedendeki tasarrufuna son verme. Ruh, Allah'ın en mükemmel, en harika ve en bilinmez eseri. Yani ölüm, Allahın Muhyi sıfatıyla bedene vermiş olduğu ruhu yine kendi emriyle geri almasıdır. Yani dine göre ölüm ruhun bedenden ayrılıp asıl hayat olan ahrete göçmesidir.

Ölüm denildiği zaman akla ruh gelir ayetlerde ölümle ilgili çok vurgu varken ruhla alakalı bilgi fazla değildir.

Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir. İSRÂ 85

De ki: "Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." Secde(11)

Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. (Bu konuda) bizim önümüze geçilmez.  Vakıa(61)

Ölüm anı nasıl gerçekleşir..

Felsefe, Tıp ve bilim ölüm anı açıklayamazken kuran' ı kerimdeki ayetlerde ölüm nasıl gerçekleştirildiği açıklanmaktadır. Kuran kerim deki ayetlere bakıldığında ölüm gerçekleşmesi anı inkâr edenler için ayrı müminler için yani Allaha kendini adayanlar için farklı olduğu vurgulanmaktadır. Şimdi bu ayetlere bakalım.

O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler. Enam(61)

Bu görevli melekten yani Azrail a.s nın gelip canları aldığı ifade edilmektedir.

Allah'a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve onun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hallerini bir görsen!  Enam(93)

Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.  İbrahim(17)

Yoksa kötülük işleyenler, kendilerini, inanıp salih amel işleyenler gibi kılacağımızı; hayatlarının ve ölümlerinin bir olacağını mı sanıyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar! Casiye(21)

Bu ayetlerde anlaşıldığı gibi kötülük işlyenler zalim olan inkarcılar ile iyilik yapan Salihler olan insanların ölümlerin aynı olmayaçığı vurgulanmaktadır. Ölüm anı müminler için rahat ve hoşken inkarcılar ve zalimler için zor olacaktır.

Ölüm niçin vardır?   Allah tealla ölümü ve yaşamı insanlar sınamak için yani imtihan etmek için yaratmıştır. Akıl ve iradesini kullanarak iyi amel işleyen kişiler bunu layıkı ile yaparken inkar edenler sapıklık içinde olanlar ise bu sınavı verememekredirler.

Mülk 12. ayette bu durum şöyle açıklanmaktadır.

O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.  Mülk(2)

Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz. Ancak bize döndürüleceksiniz.  Enam(162)

Ey Muhammed! De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir."  Enbiya(35)

Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.  Hicr(99)

Bu ayetlerde anlaşılıyor ki bizler Allaha kulluk etmek için yaşayıyoruz ve bizler rabbimiz tarafından sınanıyoruz bu sınama da Salih kul ve Allahın rızasını kazanmak için ölüm gelmeden elimizden geleni yapmamız gerekiyor.

Ölümden kaçış var mıdır ?

İnsan oğlu geçmişten günümüze ölümle mücadale etmiş ölmemek için çalışmıştır. Ne Firavunlar, nede nemrutlar ve ne de lokman hekimler ölüme çare bulamamışlar allahu teala da ayetlerde ölüme çare olunamıyacaığını çok güzel açıklamıştır.

De ki: "Eğer siz ölümden ya da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde bile (hayatın zevklerinden) pek az yararlandırılırsınız." Ahzab(16)

De ki: "Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir." Cuma(8)

Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.  Al-iİmran(185)

Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır. Onlara bir iyilik gelirse, "Bu, Allah'tandır" derler. Onlara bir kötülük gelirse, "Bu, senin yüzündendir" derler. (Ey Muhammed!) De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!  Nisa(78)

Biz senden önce de hiçbir beşere ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar? Enbiya(34)

Ölüm bir yok oluş mudur?

"Ölüm", kulun bir hâlden bir hâle dönmesidir. Bir evden, başka eve "Göç etmesi" demektir.

Bir şeyi tatmak ise, "Hayat"la mümkün olur.Öyleyse kul ölmekle, yok olmaz, hayat bulur.

Allah'ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de elbette diriltecektir. O her şeye hakkıyla gücü yetendiRum(50)

Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, "Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?" demişti. Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: "Ne kadar (ölü) kaldın?" O, "Bir gün veya bir günden daha az kaldım" diye cevap verdi. Allah şöyle dedi: "Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?" Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: "Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter."  Bakara(259)

Sonra, şükredesiniz diye ölümünüzün ardından sizi tekrar dirilttik.  Bakara(56)

Bu ayetlerden de anlaşıldığı Ölüm insanlar için bir yok oluş değil, ebedi olan, asıl gerçek olan ahiret yurduna bir geçiştir. Sadace Ölümle birlikte dünya ortamı ve bu ortamda bulunan bedenle ilişki kesilir. Yani asıl hayat ölümden sonra başlar.

Bir insan ahirette gerçekleri gördüğünde, yaptıklarını telafi etmek isterse böyle bir imkanı olabilir mi?

 Ölümden sonra iman etmek hiç kimseye kurtuluş sağlamayacaktır. İnkarcılar ayetlerde de bildirildiği üzere hesap gününde kendilerinden her isteneni yapmak için yalvaracaklar ancak onlardan artık hiçbir şey kabul edilmeyecektir. Dünyaya geri dönüp salih amellerde bulunmayı dileyeceklerdir ancak bu istekleri de reddedilecektir. Telafi imkanı kalmadığını anladıklarında ise inkarcıları dayanılmaz bir pişmanlık saracaktır.

Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." Hayır, önceden saklı tuttukları kendilerine açıklandı. Şayet (dünyaya) geri çevrilseler bile, kendisinden sakındırıldıkları şeylere şüphesiz yine döneceklerdir. Çünkü onlar, gerçekten kafirlerdir. Onlar dediler ki: "Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. Ve bizler diriltilecek değiliz." Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) "Bu, gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, Rabbimiz hakkı için" dediler. (Allah:) "Öyleyse inkar edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi. (Enam Suresi, 27-30)

Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır. Müminun(100)

Ölümden sonra geri dönüş yoktur bu yüzden ölüm gelip çatmadan elimizden geleni yapmalı Allahın rızasını kazanmaya çalışmalıyız.

İntihar yoluyla kendini öldürmek…

İslama göre kişinin intihar ederek yaşamına son vermesi kesinlikle haram kılınmıştır. Hatta intihar eden kişinin namazı kılınır mı konusu bile tartışılır bir konudur.

"Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı rıza ile gerçekleştirdiğiniz ticaret yolu hariç, batıl yollarla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir" (en-Nisa', 4/29)

Intihar edenin uhrevî cezası, intihar şekline uygun olarak verilir. Hadis-i şeriflerde "Kim kendisini bıçak gibi keskin bir şeyle öldürürse, cehennem ateşinde kendisine onunla azap edilir" (Buhâri, Cenâiz, 84).

İntiharın diğer boyutu ise can, mal, namus güvenliği kalmamış ve zulme uğrayan kimselerin düşmana karşı Allah rızası için kendi canını feda etmesidir. Bu tür intihar olayları tabiî ki istisnadır.

İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun...

Haber: Adnan Yeşildağ

Önceki ve Sonraki Haberler