Çorum’da Mescid-i Aksa İşgali Protesto Edildi

Çorum’da Mescid-i Aksa İşgali Protesto Edildi

Özgür-Der Çorum Şubesi ve İlke-Der Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa İşgali ve Kudus’ün İslami kimliğini yok etmeye dönük politikaları Merkez PTT önünden bir basın açıklaması ile protesto ettiler.

Özgür-Der Çorum Şb. ve İlke-Der adına basın açıklamasını İlke-der Üyesi Selim Özkabakçı okudu. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'ya dönük işgal politikalarının tarihi süreci hakkında bilgiler vererek başladığı basın açıklamasında Özkabakçı; asıl hedefinin işgal altındaki Mescid-i Aksa ve Kudus'ün İslami kimliğinin siyonistlerin sinsi, cüretkâr ve sistematik çabalarıyla yok edildiğini söyledi.

Siyonist İsrail emperyalist batının, ABD ve birleşmiş milletlerin şımarık gayrimeşru çocuğu olduğunu hatırlatan Özkabakçı, Filistin topraklarında yaşanan vahşi katliamlar, hukuksuzluklar, zulümler ve işkenceler görmezlikten gelindiğini dile getirdi.

Türkiye ise söz ile gösterdiği sahiplenmeyi, somut icraata dönüştürmemekte olduğunu vurgulayan Özkabaçı, söz ile eylem arasındaki çelişkinin en açık örneklerinden biriside,  Filistin halkının katili, işgalci ordunun şefi Ankara'da tertiplenen NATO toplantısında en üst düzeyde ağırlanması olduğunu belirtti.

Mescid-i Aksa'nın bütün müslümanların kutsalı olduğunu hatırlatan ve Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescid-i Aksa bize Allah'ın emaneti olduğunu söyleyen Özkabakçı, tüm Müslümanların, Mescid-i Aksa'nın savunulması için verilen mücadelede Filistinli Müslümanları yalnız bırakmaması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.

Basın açıklamasında "İşgalci İsrail'in Saldırılarına Karşı Mescid-i Aksa Müslümanlarındır Koruyacağız!" pankartı açan ve ellerinde "Filistin ve Gazze Halkı Yalnız Değildir!"," Yaşasın Küresel İntifada!","Üzülme Gevşeme Allah Bizimle!","Katil İsrail!" vb. dövizler taşıyan Müslümanlar, "Kahrolsun Emperyalist Zalimlar!","Birruh Bidem Nefdike Ya Aksa!","Siyonist Zalimler Hesap Verecek!","Zulme Karşı Direneceğiz!","Kahrolsun İşbirlikçi Hainler!" sloganları attılar.

Basın Açıklamasının Tam Metni

Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa, 43 yıldır işgal altında bulunuyor. Allah'ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa ve Kudüs  Siyonistler tarafından 1967 yılında işgal edildi. O günden bu yana, bu kutsal mekân sürekli tehdit altındadır. Siyonistlerin esas amacı, Mescidi Aksa'yı ortadan kaldırmaktır. Bundan dolayı da Kudüs'ü işgal ettikleri günden itibaren, Mescidi Aksa'yı sayısız kez kundaklamışlardır. Siyonistler, ilk kundaklama eylemini ise 21 Ağustos 1969 tarihinde gerçekleştirmişlerdir.

Siyonistler Mescid-i Aksa'nın yerinde "Süleyman heykeli"  adıyla anılan, onların "Siyon mabedi" adını verdikleri bir mabedin bulunduğunu iddia ediyorlar ve bu mabetten geriye kalan tek şeyin, Yahudilerin " Ağlama Duvarı" dedikleri duvarın, bu duvar olduğunu ileri sürüyorlar. Oysa burası gerçekte Siyonizmin değil, tevhit dininin kutsal mekânıdır. Siyonistler biliyorlar ki Mescid-i Aksa'nın ayakta kalması, onların amacını hep engelleyecektir. Bu yüzden Siyonistler, Siyon Mabedi inşa etmek bahanesi ile Mescid-i Aksa'yı yok etmeye çalışıyorlar.

Nisan 1980'de Meir Kahane adında bir Yahudi terörist, Mescid-i Aksa'yı patlatmaya teşebbüs etmiştir. Yine 8 Nisan 1982'de başka bir fanatik Siyonist terör örgütü, Kâh diye bilinen diğer bir siyonist terör örgütüyle işbirliği yaparak, bu mabedin ana girişine patlayıcı madde yerleştirmiştir. Şükür Allah'a ki bu patlayıcı maddeler patlamadan cami görevlileri tarafından ortaya çıkarılmıştır.

Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların en geniş çaplısı, 8 Ekim 1990 tarihinde oldu ve bu saldırıda otuz Müslüman şehit düştü, 800 Müslüman da yaralandı. "Kudüs katliamı" olarak tarihe geçen bu saldırı, İsrail yönetiminin bizzat kışkırtması sonucu, fanatik Yahudilerce gerçekleştirilmiştir.

Bu saldırının asıl amacı, dünya kamuoyunu uyandırmadan, Mescid-i Aksa'nın bazı bölümlerini tahrip edip, azar azar Mescid'i Aksa'yı yok etmektir.

Ama Filistinli mücahitler bu oyunu canları pahasına hep deşifre ettiler ve bu uğurda elden gelen ne varsa hepsini yaptılar. Bu gün Mescid-i Aksa, hala ayakta ise bunun nedeni mücahitlerin bu çabasıdır.

Ancak Siyonist çete Mescid-i Aksa'yı yıkmaktan vazgeçmiş değildir. Siyonistler her zamanki hileli tavrını sürdürüyorlar. Yahudilikle ilgili kalıntıları ortaya çıkarma bahanesi ile Mescid-i Aksa çevresi ve altında kazılar yapıyorlar. Yaptıkları bu kazıların asıl amacı ise, mescidin temellerinin altında boşluklar oluşturmak, temellerinin dayandığı kayaları tahrip etmek, böylece mescidin kendiliğinden yıkılmasını sağlamaktır. Artık, işgalci Siyonistlerin Mescid-i Aksa'da meydana getirdikleri bu tehlike son haddine ulaşmıştır.

Açıkçası şu ki, işgal altındaki Mescid-i Aksa ve Kudus'ün İslami kimliği Siyonistlerin sinsi, cüretkâr ve sistematik çabalarıyla yok ediliyor. Siyonist çete dünyadan yükselen tepkilere aldırmaksızın Kudüs'de İslami dokuyu tahrip etmek ve Kudüs'ü bütünüyle Yahudileştirmek için elinden geleni yapıyor. Hafta başında Mescid-i Aksa'ya oldukça yakın bir bölgede El-Harab Sinagogu'nu açan siyonistler, Mescidi Aksa ve çevresine yönelik kirli emellerine bir yenisini daha eklediler. Yahudiler, Allah'ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'nın hemen yanına bir sinagog inşa ettiler. Bu sinagog batıldır. Bu sinagog meselesi de Mescid-i Aksa'yı yok etme operasyonunun bir parçasıdır. Bundan sonraki planları, Mescidi Aksa'nın bahçesinde ikinci bir mevzi inşa edip, ikisi arasında bağlantı kurarak, Müslümanların ilk kıblesini tümüyle ortadan kaldırmaktır.

Harab Sinagogu'nun açıldığı törene, işgalcilerin Başbakanı Benyamin Netanyahu başta olmak üzere, çok sayıda üst düzey Siyonist liderler de katıldı. Siyonistler açılış sırasında kışkırtıcı tavırlarla kasıtlı olarak ortamı iyice gerdiler. Sabah namazında da Mescid'i Aksa'da Müslümanların namaz kılmasına izin vermeyerek gerginliğin çatışma safhasına kadar yükselmesine ortam hazırladılar.

Filistinli Müslümanlar bu sinsi planın boyutlarını çok iyi bildikleri için, her zaman olduğu gibi Mescid-i Aksa'nın müdafaasını yapıp, Siyonistlere karşı direnişe geçmişlerdir. Bu direniş dört gündür devam etmektedir. Siyonistler her geçen gün daha da azgınlaşıyorlar. Filistinli Müslüman kardeşlerimize saldırılarını şiddetlendiriyorlar.    

Siyonist işgalcilerin böylesine cüretkâr hareket etmeleri, bölge üzerindeki planın ve ortamın önceden hazırlanmış olduğunun açık bir göstergesidir. Bugün gelinen noktada, işgalci Siyonistleri cesaretlendiren ve Mescid-i Aksa'yı ortadan kaldırma komplolarında onların bileğini güçlendiren en önemli gelişme, Siyonistlerin Ramallah'taki gayrimeşru yönetimle işbirliğini artırmasıdır. Böylece artık Batı Yakasındaki direnişe kelepçe vurmak, Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı savunanların önünü kesmek gibi işler, Ramallah'taki işbirlikçi Abbas yönetimine resmen devredilmiş oldu.  Bu işbirliği işgal güçlerinin işini kolaylaşmaktadır ve işgal güçlerine Kudüs'teki direnişle uğraşma imkânı sunmaktadır. Nitekim son olaylardan sonra işbirlikçi Abbas yönetimi tarafından yapılan açıklamalarda, Batı Yakasında düzenlenecek direniş faaliyetlerine izin verilmeyeceği ifade edildi.  Ocak 2009'da görev süresi dolan Abbas'ın ve onun gayrimeşru yönetimi Mescidi Aksa'yı ve Kudüs'ün İslami kimliğini hedef almıştır. Abbas'ın Yahudileştirme faaliyetleri karşısında izlediği tutum bu işbirliğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak, Abbas için de Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı Siyonistlere peşkeş çekmenin hesabı kolay olmayacaktır.

Siyonist İsrail emperyalist batının, ABD ve birleşmiş milletlerin şımarık gayrimeşru çocuğudur.

Bundan dolayıdır ki; Filistin topraklarında yaşanan vahşi katliamlar, hukuksuzluklar, zulümler ve işkenceler görmezlikten gelinmiştir. Biz biliyoruz ki, zalim Siyonist Yahudiler karşısında ezilen Müslümanların, uluslararası hukukta, insan haklarında, birleşmiş milletler kararlarında hiçbir kıymeti yoktur.

Önceden beri gelişmiş ülke olarak tabir edilen, emperyalist devler ve kapitalist sermayedarlar her ortamda İsrail'in katliamlarını görmezden gelmiştir. Bu dev bilinen cüceler her zaman Siyonistlerin katliamlarını küçük kınamalarla geçiştirip, ezilenlerin haklarını koruma noktasında ikiyüzlülüklerini ortaya koymuşlardır.

Tüm bu haksızlıklara ve hukuksuzluklara rağmen, katliama ve işkencelere maruz bırakılan Filistin halkı hakkını almanın tek yolunun direnişten geçtiğinin anlamıştır. Artık Filistin halkı direniş azmini yalnızca Allah'tan alıyor. Filistin İslami direnişi gün geçtikte konumunu daha da güçlendiriyor. Müslümanlar ve adaletten yana olan insanlar İsrail isimli çetenin tırmandırdığı zulme, işgale, hukuksuzluğa karşı sessiz kalmamalıdırlar. Sessiz kalmak, Siyonist çetenin politikalarına alet olmaktır.

Türkiye ise söz ile gösterdiği sahiplenmeyi, somut icraata dönüştürmemektedir! Söz ile eylem arasındaki çelişkinin en açık örneklerinden biriside,  Filistin halkının katili, işgalci ordunun şefi Ankara'da tertiplenen NATO toplantısında en üst düzeyde ağırlanmasıdır. Filistin halkının payına ise sadece boş umutlar düşmektedir. Güzel demeçler ve bol laftan ibaret bir siyaset var ortada! Elçisine yapılmış bir saygısızlığa en sert biçimde tepki veren TC Hükümeti nezdinde Kudüs'ün değerinin kaç Heron ettiği bir kere daha görülüyor! Bu vesileyle AK Parti Hükümetine bir kere daha soruyoruz: Kudüs Müslümanların ortak mirası değil miydi, siz bu cümleden değimliydiniz, nedir bu sessizlik, umursamazlık? Siyonistlerle diplomatik ilişkilerinizi kesmek için Mescid-i Aksa'nın tümden yıkılması mı gerekiyor?

Siyonist işgal devam ettiği sürece, Mescidi Aksa tehdit altındadır. Bugün Yahudi, Mescid-i Aksanın altını oyarak Müslümanların şerefiyle oynuyor. Bu saldırılar bütün islam ümmetine yönelik saldırılardır. Siyonistler yahudi olmayan herkese ve yahudilere ait olmayan her şeye karşı kin ve nefret besliyor. Olan şu: Müslüman Filistin halkına olmadık eziyetler yapan Siyonist İsrail, Allah'ın mescidini yok ediyor. Oysaki bu mescid sırf Allah'a ibadet edilmesi, Ona kulluk görevinin yerine getirilmesi için inşa edilmiştir.

Bu mescid bütün müslümanların kutsalıdır. Müslümanların kutsalına yönelik saldırılar, bütün Müslümanları er ya da geç harekete geçirecektir. Bizler bu kutsal mabedin savunmasının sadece Filistin'li kardeşlerimizin omuzlarına kalmasını istemiyoruz. Sorumluluk topyekûn İslam ümmetine aittir.

Mescidi haram, Mescidi nebevi ve Mescid-i Aksa bize Allah'ın emanetidir. Tüm Müslümanların, Mescid-i Aksa'nın savunulması için verilen mücadelede Filistinli Müslümanları yalnız bırakmaması gerekir.

Eğer bir gün, mescidi aksanın başına bir şey gelirse bunun bütün sorumlusunun Siyonist israil olduğunu beyan ediyoruz. Ey siyonist İsrail! Şunu bil ki; Mescid-i Aksa yalnız değildir ve bundan sonra Mescid-i Aksa'ya ve onun çevresindeki İslam direnişçilerine yönelik her saldırıda sizin kapınıza dayanacağız. Artık oyunlarını istediğin gibi oynayamayacaksın.

İşte yakında özgür Filistin sloganıyla, binlerce insan ve birçok gemi ile yine geliyoruz. Sen istemesen de, inşallah biz kardeşlerimize ulaşacağız.

Yine Çorum'dan Filistin'e selam ve yardım gelecek.

Yine Filistinli kardeşlerimizle kucaklaşacağız ve kardeşlerimizle Gazze'de kol kola dolaşacağız.

Sen istemesen de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Özgür-Der Çorum Şb. & İlke-Der

Önceki ve Sonraki Haberler