Sakarya'da 115. Başörtüsü Eylemi

Sakarya'da 115. Başörtüsü Eylemi

Sakarya Başörtüsü Platformu 115.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi.

Sakarya Başörtüsü Platformu 115.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Ülkede "iktidar seçkinleri" olarak tanımlanan kesimin baskı ve zulümlerine devam ettikleri vurgulanırken, Platform olarak hak ve özgürlüklerin savunulması konusunda başlatılan direnişin 26.ayını doldurduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca bu hafta yaşanan hak ihlallerinden bazı örneklere de yer verildi.

Sakarya Başörtüsü Platformu adına Özgür-Der Geyve Temsilcisi Mustafa ÖZER tarafından okunan basın açıklamasında; kendi bekalarını batının yanında olmakta görenlerin ve bunun için her türlü tavizi verenlerin uygulamalarının yasak, baskı ve ahlaksızlığı ayol açtığı, bunun ülkenin değişmeyen karakteristik yapısı olduğu vurgulandı. Hedefte İslam'ın ve Müslümanların olduğunu ifade eden ÖZER şunları söyledi: "Müslüman bir kimlikle yaşayan insanlar İslam'dan her geçen gün biraz daha uzaklaştırılmaya çalışılıyor. İslam'ın içi boşaltılmaya,  özel gün ve gecelere hapsedilmeye,  tamamen sistemin kontrolünde olan bir din kisvesine büründürülmeye çalışılıyor. Hukuksuzluklar almış başını gidiyor, sistem kendi fetişlerinden yepyeni ilahlar ve yeni bir dini model üretmeye çalışıyor."

Açıklamada, hak ve özgürlüklerin savunulması, yasaklara ve baskılara karşı direnişin hakim kılınması çabasıyla başlatılan direnişin 26. ayını doldurduğu, Platform olarak, baskı ve yasaklara boyun eğmenin bir kader olmadığının örnekliğinin sergilendiği ifade edilerek şu cümlelere yer verildi: "Sakarya Başörtüsü Platformu, Tevhid – Adalet - Özgürlük zemininde bilgiye, inanca ve eyleme dönük bu örnekliğini; sesine ses veren, soluğuna nefes olanlarla birlikte sürdürmeye kararlıdır. Bizim için önemli olan da hiç şüphesiz Rabbimizin yolunda ve bir gün mutlaka O'na döneceğimizi bilerek yaşamımızı devam ettirmektir. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir."

Amasya'da öğrencilerin örtünmeye zorlandıklarına dair yapılan yalan haberlerden, Kanada'da judo milli takımından başörtülü olduğu için çıkarılan bayan sporcuya; Makedonya'da pasaportlar ve kimliklerde başörtülü fotoğrafların yasaklanmasından, Batman'da Öğretmenler Günü törenlerinde başörtülü öğrenci ve öğretmenlerin zorla salondan çıkartılmasına; T.C. Başbakanının eşinin hasta ziyaretine gittiği askeri hastaneye başı örtülü olduğu için alınmadığından, ABD'li bir subayın yaptığı -Kur'an kursları açtıkları ve ılımlı İslam modeli-söylemlerine kadar bu hafta yaşananlara ilişkin değerlendirmelere yer verilen açıklamada; "Kan ve gözyaşı dökerek var olanların Kur'an kursu açmalarındaki mantık ile başörtüsünü yasaklayıp Cuma namazlarına hutbe hazırlayanların ve uçaklardan belli bölgelere kardeşlik ayetlerini fırlatanların, yıllar yılı İslamizasyon politikaları ile halkı oyalayanların mantığı arasındaki fark da yine geçen hafta vurguladığımız gibi coğrafi bir farktır." sözlerine yer verildi.

 "Başörtüsü İslam'ın Emri; Müslüman Kadının Kimliğidir" ve "Tevhid Adalet Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca "Uyan, Diren, Özgürleş" ve "Tevhid, Adalet, Özgürlük" sloganlarını attılar. Eylemde "Yasak Sürüyor (D)uyuyor musunuz", "Tevhid Adalet Özgürlük", "Başörtüne Sahip Çık", "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz" ve "Eğitim Ya Örtümüzle, Ya Örtümüzle" yazılı dövizler de taşındı.

Sakarya Başörtüsü Platformu 115. Basın Açıklaması Tam Metni:

DİRENİŞ 26.AYINDA

Ağırlıklı olarak sürdürülen sınır ötesi operasyon gündemleri devam ede dursun, bunun yanında ülkedeki baskıya ve sömürüye dayalı zihniyet de almış başını gidiyor. Kendi bekasını yıllardır Batı'da ve onun yanında olmakta gören ve bunun için vermediği ve veremeyeceği hiçbir taviz olmayan bu anlayışın sahiplerinin tuttukları yolun ahlaksızlığa, yasaklara, baskılara ve acılara yol açtığı gün gibi ortada.

Bir tarafta servet içerisinde hiçbir tasa ve endişe taşımadan tam bir mal yığma tutkusu ile yaşayanlar, diğer tarafta asgari ücretle hayatlarını devam ettirmek zorunda bırakılan milyonlar. Bir tarafta adaletten ve özgürlükten çok uzak iktidar seçkinleri, diğer tarafta ise hayatları onların iki dudakları arasında olan yüzbinler. Bir tarafta israfı karakter edinmiş bürokrasi, diğer tarafta yoksulluktan çocuklarını doyuramayan insanlar. Bir tarafta güya savunma gerekçesi ile türlü oyunlarla çıkartılan tezkere ve buna bağlı olarak çarçur edilen milyarlarca lira, diğer tarafta işsizlikle mücadele eden onlarca insan.

Bu ülkede, en başından beri bu karakteristik yapı değişmiyor. İktidar seçkinlerinin, halka seçtirerek kahraman yaptıkları üzerinden oynadıkları bu oyunun içinde halk, tam bir yığın durumunda görülerek bu kadar haksızlığa rağmen halkın neden isyan etmediği ve etmeyeceğine ilişkin kaleme alınan onlarca makale ile halkla adeta alay ediliyor.

Günü birlik yaşamaya özendirilen Müslüman halkın, bu olan biteni sorgulamaması için de yine baskı ve yasakların yanında gerçeklerin üzerini örtmek için de kartel medyası, magazin kültürü ve spordaki taraftarlık histerisi kullanılmaya devam ediliyor. Asırlardır Müslüman bir kimlikle yaşayan insanlar İslam'dan her geçen gün biraz daha uzaklaştırılmaya çalışılıyor.

İslam'ın içi boşaltılmaya,  özel gün ve gecelere hapsedilmeye,  tamamen sistemin kontrolünde olan bir din kisvesine büründürülmeye çalışılıyor. Hukuksuzluklar almış başını gidiyor, sistem kendi fetişlerinden yepyeni ilahlar ve yeni bir dini model üretmeye çalışıyor.

Tüm bunların yanında; Sakarya Başörtüsü Platformu olarak bizim, bu ülkedeki hak ve özgürlüklerin savunulması, yasaklar ve baskılar ortadan kaldırılamasa bile bunlara karşı onurlu bir direnişin hakim kılınabilmesi amacıyla başlatmış olduğumuz direnişimiz 26.ayını dolduruyor. En başından beri en başta herkes açısından bu ülkedeki ezberleri bozabilmek ve bunun yanında Hakkın şahitliğini yapmak hedefi ile çıktığımız bu yolculuğumuz da hangi ezberlerin ne ölçüde bozulduğunu bilemiyoruz ama bu ülkede baskı ve yasaklara boyun eğmenin bir kader olmadığının örnekliğinin, ancak direnmekle mümkün olacağını tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz.

Bizler, ücretimizi sadece Yüce Rabbimizden bekleyerek egemenlere karşı onurlu bir direnişi örnekliğini göstermeye çalışıyoruz. İlk andan beri korumaya çalıştığımız ilkelerimiz ile bugün 26.ayımızı geride bırakıyoruz. Sakarya Başörtüsü Platformu Tevhid – Adalet - Özgürlük zemininde bilgiye, inanca ve eyleme dönük bu örnekliğini; sesine ses veren, soluğuna nefes olanlarla birlikte sürdürmeye kararlıdır. Bizim için önemli olan da hiç şüphesiz Rabbimizin yolunda ve bir gün mutlaka O'na döneceğimizi bilerek yaşamımızı devam ettirmektir. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Bu haftaya ait gündeme gelecek olursak;

Amasya Kız Meslek Lisesinde var olduğu iddia edilen dini baskı ve örtünmeye zorlanan öğrenciler haberinin yalan ve düzmece olduğu ortaya çıktı. 4 kız öğrencinin okul pansiyonunda baskı gördüğü, çocukların yapılan baskı sebebi ile okullarını bıraktıkları, bu baskıları en başta pansiyonun müdür yardımcısının yaptığı, ailelerin il milli eğitim müdürlüğüne şikayette bulundukları iddialarının tamamı, hem ilgili öğrenciler hem pansiyon yetkilileri ve hem de il milli eğitim müdürlüğü yetkilileri tarafından yalanlandı.

Kanada'da judo milli takımındaki bir kız başörtülü olduğu gerekçesi ile yarışmaya dakikalar kala takımdan çıkartılırken hiçbir gerekçe de söylenmedi.

Balıkesir Burhaniye'de bir okulda görevli bayan bir müdire öğrencilere edepli olun çağrısı yaptı diye kartel medyası tarafından adeta lince tabi tutuldu. Günlerce konuyu manşetlerine taşıyan malum çevreler öğrenci velileri tarafından bizzat yalanlandı.

Makedonya'da yeni verilecek olan pasaport ve kimliklerdeki fotoğrafların başörtüsüz olması konusunda alınan karar üzerine Makedonya İslam Birliği ve İslam Bilim Kadınları Derneği bu karara itiraz ederek alınan bu kararın derhal kaldırılmasını istedi.

Bu gün Batman'da ki 24 Kasım Öğretmenler Günü törenlerinde başörtülü öğrenci ve öğretmenler salondan zorla dışarı çıkarıldı.

T.C. Başbakanı R.T.Erdoğan'ın eşi başörtüsü dolayısıyla, hasta ziyaretine gittiği Askeri hastaneye alınmadı.!!!

Irak'ta bir milyondan fazla insanın ölümü ile 5 milyon insanın yurtlarından göç etmesinin sorumlusu olan işgalci ve katil ABD, Irak'taki hapishanelerde Kur'an kursları açmaya başladı. Tuğgeneral Stone; "amacımız Irak'taki kötü hatıralarımızı unutturmak. Yeni silahımız Kur'an. Ilımlı imamlarla çalışıyoruz" diyerek uygulanan bu projenin neyi hedeflediğini de ortaya koymuş oldu.

Kan ve gözyaşı dökerek var olanların Kur'an kursu açmalarındaki mantık ile başörtüsünü yasaklayıp Cuma namazlarına hutbe hazırlayanların ve uçaklardan belli bölgelere kardeşlik ayetlerini fırlatanların, yıllar yılı İslamizasyon politikaları ile halkı oyalayanların mantığı arasındaki fark da yine geçen hafta vurguladığımız gibi coğrafi bir farktır. 

Tüm bu oynanan oyunlar Dindar olmanın her zaman Müslüman olmaya yetmediğini ortaya koyuyor. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in dediği gibi; "eyyühellezine amenu ve aminu - ey iman edenler hadi iman edin."

Önceki ve Sonraki Haberler