Sivas Özgür-Der’de Tefsir Çalışmaları Devam Ediyor

Sivas Özgür-Der’de Tefsir Çalışmaları Devam Ediyor

Sivas Özgür-Der’de Pazar seminerleri tefsir çalışması şeklinde devam ediyor. Salonun ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle gündüz 14’te bayanlar için yapılan tefsir çalışması akşam 18’de beyler için ayrıca yapılıyor.

Nüzul sırasına göre Kur'an tefsiri çalışmaları 13. haftasında Asr Suresi ile devam etti. Bu hafta önceki haftalara atıfla kısa özetler yapan Tufan Caymaz, özetle şu hususlara değindi.

FECR SURESİ: Adını ilk ayetinden alır. Fecr'in manası içinde ''tüm sabahlar '' veya ''o malum sabah'' veya ''varlığın ilk sabahı'' geceden sonraki ilk aydınlık gibi çağrışımları vardır. Sürenin temel konusu imkânlarıyla ve zaaflarıyla insandır. Önce çok özel zamanlara yemin edilerek, bu yeminin amacı vurgulanır.(1-5)Tüm zamanlardaki muhataplara kadim sapma örnekleri verilir.'Ad ve Semud kavimlerinin ve Firavun iktidarının helaki hatırlatılır.(6-14) Ad ve Semud Kur'an da tam yirmi iki yerde birlikte ya da art arda anlatılır. Bunun verdiği mesaj şudur: Hata ve noksanlığı davranış bozukluğunda değil de yapı malzemesinde görüp onu değiştirmek bir toplumu Allah'ın gazabından kurtarmaz ve tarih ibret alınmazsa tekerrür eder.

Onlar malı müstağni olarak değerlendiriyor. Fakat malları onları kurtarmayacak. İnsan, Rabbi onu deneyip ikramda bulunduğunda Rabbim bize ikram etti. Onları deneyip kıstığında Rabbim bizi unuttu der. Mümin sınandığının farkında kâfir ise ihanet edip nankörlük ediyor.''Siz ey iman edenler! Ne mallarınız nede çocuklarınız. Allah'ı sizin gündeminizden düşürmesin. Kim bunu yaparsa, işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.'' (103-9)

''Ah! Keşke (ölüm),işi tamamen bitiren (mutlak bir yok oluş) olsaydı! Malım başıma gelen hiçbir belayı def edemedi.''(45-7.8)

İlk vahiylerde yer alan helak edilen kavimlerin kıssaları özet halinde geçer. Kadim kavimleri helake götüren nedenlerin temelinde yanlış servet tasavvuru ve bu tasavvurun doğurduğu biriktirme ve yığma hırsı yatar.(15-20) Böyle yapanları dünyada bekleyen uyarıcı ve ahrette bekleyen cezalandırıcı sarsıntılar haber verir.(21-26)

Surenin zirve ayetleri, dünya, mal-melal ile tatmin olmamış, Allah ve cennet ile tatmin olmuş kâmil ve mesut insana hitap eder:''Ey (Allah'la) tatmin olmuş insan! Rabbine. O'ndan razı ve onu razı etmiş olarak dön! Gir kullarımın arasına! Gir cennetime!''

KADİR SURESİ: Sure ''kadir-kıymet, değer ölçü '' anlamına gelen adını ilk ayetinden alır. Surenin konusu Kur'an vahyinin kadir ve kıymetidir. Söyenmek istenen şudur. Ey bu vahyin muhattabı! Kur'an indiği geceyi bir ömre bedel kıldı. Aynı vahyin senin hayatına inmesi durumuna, ömrünü kaç ömre bedel kılmaz ki?

Surede geçen ''gece'' ile ilk elde vahyin inmeye başladığı gece kastedilir. Bu gecenin ima ettiği diğer bir hakikat, cahiliyyenin karanlık gecesidir. Allah'tan alan Kur'an dolunayı bu geceyi aydınlatmıştır. Fakat surenin son iki ayeti dikkate alındığında, dünya hayatını bir 'gece''benzetilmiş olması da muhtemeldir. Dünya hayatı bir gece, ahiret ise bu gecenin sabahıdır. İnsanlar ilahi rehberlik olmadan bu hayat yolculuğunu sürdürüp ebedi saadete ulaşamazlar.

Vahiy, insanlığa gönderilmiş bir doğru yol haritası, bir rehberliktir.''Yakin''diye adlandırılan ahiret şafağı söktüğünde, hakikat gün yüzüne çıkacaktır. Fakat gözlerini dünyadayken gerçeğe kapayanlara, bunun bir yararı olmayacaktır.

İşte vahiy, bu dünya gecesi sona erinceye kadar ebedi huzur, barış ve mutluluğun rehberidir.(3-5).Ondan sonra inanma ve yaşama mevsimi bitmiş, görme ve ürünleri derme mevsimi başlamıştır.

ASR SURESİ: Adını ilk ayetten alır. Asr, hacimce kısa olsa da manaca derindir. Kur'an'ın inşa etmek istediği insan tipinin üç ayette resmeden bir belagat şaheseridir. İmam Şafi, ''Eğer Kur'an bu sureden ibaret olsaydı, insanlık için yinede yeterdi ''der. Sure insanın saadetini ve felaketini kendi elleriyle hazırladığını beyan eder. İnsanın zamana, çağa, mekâna kabahat yüklemesi onu sorumluluktan kurtarmaz. Asr suresi insana dair yalnızca Allah'ın söyleyebileceği şu sözü söyler:''Şüphesiz insanoğlu hüsrandadır.''

Ardından hüsrandan kurtulanların özelliklerini sayar. Bunlar dört özelliktir:

1-)İman etmek

2-)Salih amel işlemek

3-)Hakkı tavsiye etmek

4-)Sabrı tavsiye etmek

Bunlar inanmak, yaşamak, paylaşmak, zulme karşı durmak, direnmek olarak da nitelenebilir. İnsan soyunun kurtuluşunun anahtarı budur. Bu dört unsur gerçekleştirildiği zaman insan kurtuluşu umabilir. Aksi hüsrandır.

''Gerçek erdem yüzlerinizi doğuya veya batıya döndürmeniz değildir. Fakat gerçek erdem kişinin Allah'a, ahiret gününe, meleklere, İlahi kelama, peygamberlere inanması, malı-ona sevgi duymasına rağmen yakınlara yetimlere yoksullara yolda kalmışlara isteyenlere ve özgürlüğü elinden alınanlara vermesi, namazı istikametle kılması zekatı gönülden gelerek vermesidir. Onlar söz verdikleri zaman sözlerinde dururlar, şiddetli zorluk ve darlıklara karşı göğüs gererler. İşte bunlardır sözlerine sadık kalanlar... Takvaya ermiş olanlarda bunlardır.''(BAKARA 177)

Haber ve Fotoğraflar: Burak ALINCAK

Önceki ve Sonraki Haberler