Geyve'de 28 Şubat Paneli

Geyve'de 28 Şubat Paneli

Özgür-Der Geyve'de Rıdvan Kaya ve Kenan Alpay'ın sunumu ile 28 Şubat değerlendirildi.

Özgür-Der Geyve Temsilciliği tarafından düzenlenen Darbeci Zihniyet ve 28 Şubat konulu konferans Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay’ın katılımı ile gerçekleştirildi.

Geyve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen program Sıtkı Duman’ın Şuara suresinin son ayetlerini okuması ve mealini vermesi ile başladı. Ardından Özgür-Der Adana Şubesi tarafından hazırlanan Özgür-Der kuruluş sürecini ve diğer şube ve temsilciliklerle birlikte yapılan etkinlik ve eylemliliklerin tanıtıldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.

Daha sonra programa konferansla devam edildi. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya sunumuna, “28 Şubat nedir ve nasıl tanımlanmalıdır? Nasıl bir geleneğe yaslanmakta, gücünü ve cesaretini nereden almaktadır?” sorularını sorarak başladı. “Ümmetten bir ulus yaratma projesinin üzerine ciddi olarak düşünülmesi gereken bir olgu olduğunu” vurgulayan Kaya “Burada ümmet gericiliği irticayı kötüyü ulus ise ilerlemeciliği kalkınmayı iyiyi temsil etmektedir. Egemenler bu zihin yapısını en başta yerleştirmeye çalışmışlardır.” dedi. “28 Şubatı süreklilik boyutu içerisinde değil de adeta nevzuhur bir gelişme olarak değerlendirmek yanlıştır.28 Şubat bir ilk değildir. Tarihi kökleri vardır. Egemenlerin zora sopaya başvurma geleneklerinin bir devamıdır. Bu yönüyle 27 Mayıs 12 Mart 12 Eylül gibi 28 Şubatta darbenin ve darbecilerin ruhuna uygun ayarlanmış ve halka dayatılmıştır. Sistem ülkenin kendisine göre yoldan çıktığına karar verdiğinde bunu az önce saymış olduğumuz darbelerle balans ayarı yaparak tekrar istediği ve hoşnut olacağı bir noktaya çekmeyi arzulamaktadır.”

“Darbelerin ve özellikle de 28 Şubat’ın merkezinde genelkurmay vardır. Askeri bürokrasi sivil bürokrasi (özellikle yargı) etkin rol oynarlarken sermaye çevreleri (TÜSİAD), medya, üniversiteler ve resmi STK’lar da üzerlerine düşen görevi harfiyen yerine getirmektedirler. 28 Şubat geniş çaplı ve ciddi destekli bir operasyondur. Kampanyalar yoluyla halka olmayan olaylar olmuş gibi gösterilmiş veya abartılarak inandırılmaya ve bu şekilde algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu anlamda Susurluk olayı bile kullanılmış o dönemin Hükümetinin zaafları iyi değerlendirilerek darbeye hazırlık anlamında manipüle edilmiştir.”

“28 Şubat sürecinin öne çıkan özelliği İslami kimliğe topyekûn bir şekilde savaş açmak şeklinde belirmiştir. Bu anlamda 11 Eylül zihniyeti ile de kesişen bir özelliğe sahiptir. Bildiğimiz gibi 28 Şubat’ın ana figürü Sincan’daki Kudüs gecesi programı ve buradaki İsrail’e atılan taş atma mizansenidir. Hemen ardından Sincan’da tankların yürütülmesi ve bundan kısa bir süre önce Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail ziyaretinde bulunmasıdır.28 Şubat’la birlikte ardından İsrail ile akıl almaz derecede askeri işbirliği anlaşmaları yapılmıştır.”

“İkinci olarak hukuktan ve adaletten bağımsız yargı olgusu. Bununla ilgili olarak verilen brifingleri verebiliriz. Bu süreçte otobüslere bindirilerek Genelkurmay’a getirilen hukuk adamlarına brifingler verilmiş ve koca koca yargıçlar bu brifingi dakikalarca ayakta alkışlamışlardır.”

“Üçüncü olarak sermaye çevrelerinin fırsat düşkünlükleri ve çıkarcılıklarıdır diyebiliriz.28 Şubatta ordu ve sermaye el ele hareket etmiştir. Sermaye sürekli güçlünün yanında yer almış hak hukuk tanımamıştır.”

“Son olarak sindirilmiş ve kişiliksizleştirilmiş bir toplum oluşturma idealini sayabiliriz.
Sonuçta 28 Şubatta binlerce utanç manzaraları oluşmuştur. Binlerce başörtülü kız öğrenci mağdur olmuştur. Darbeciler mutlak bir galibiyet elde etme hevesine kapılmışlardır. Ancak hevesleri kursaklarında kalmıştır.”
“Ne yapılmalı denecek olursa ne 28 Şubat’a ne de başka bir darbeye kesinlikle boyun eğilmemelidir. Direnmenin var olmanın yolları aranmalıdır. 28 Şubat’ın daha başında Haksöz dergisi Mart ayında şu manşetle çıkmıştır. Darbe Tehdidi düzenin tükenmişlik ilanıdır.”
Kenan Alpay ise sunumunda şu başlıklara değindi:

“Yusuf kıssası ile konuya giriş yapan Alpay; İslam düşmanlarının boş durmadığını bu yüzden Müslümanların da hiçbir zaman boş durmamaları gerektiğini 28 Şubat’çıların sel gider kum kalır misali onların bu ülkenin başına gelmiş en önemli belalardan olduğunu ve 28 Şubat’ın aktörlerinin mutlaka ve mutlaka yargılanmaları gerektiğini vurgulayan Alpay özellikle darbeye karşı sürekli uyanık olunması gerektiğini söyledi.”

Olumsuz hava şartlarına rağmen yoğun bir katılımın olduğu konferans soru cevap ve katkılardan sonra Özgür-Der Geyve Temsilcisi Mustafa Özer’in kısa teşekkür hitabı ile sona erdi.

Haksöz Haber

ozgur14.jpg

ozgur13.jpg

ozgur11.jpg

ozgur6.jpg 

Önceki ve Sonraki Haberler