Adana'da Katil Baas Rejimi Protesto Edildi

Adana'da Katil Baas Rejimi Protesto Edildi

Adana'da bir çok kuruluş Suriye İntifadasının 1. Yıl dönümünde katil Baas rejimini protesto etti.

Adana'lı kuruluşların girişimi ile oluşturulan "Adana, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu" tarafından, Suriye'de son günlerde artan şiddet olaylarını ve Beşşar Esed yönetimini protesto etmek amacı ile İnönü parkında kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına başlarken, Platform üyesi bir grup katılımcının toplu halde ve tekbirlerle yürüyerek alana gelmesi sevinçle karşılandı.

Adanalıların yoğun ilgi gösterdiği basın açıklamasında platform adına söz alan Muhammet Salih Uçar'ın, Suriye'de yaşanan işkenceleri örnekleriyle anlattığı konuşmasında duygusal anlar yaşandı. Özellikle cezaevlerindeki kadınların istisnasız tecavüze uğradıkları, giysilerinin çıkarılarak sokaklarda dolaştırıldıkları, bunu reddedenlerin ise çocuklarının gözü önünde asıldıkları ve çocuklarında iğrenç yöntemlerle katledildikleri, yaşanan bu dram karşısında dünya insanlarının ve özelde ise Müslümanların suskunluğuna vurgu yapıldı. Suriye halkının sadece Allah'a dayandığına ve zaferide sadece Allah'tan beklediklerine işaret edilerek Müslümanların sorumluluk almaları çağrısında bulundu. Uçar konuşmasında, bir haftadan fazla bir zamandan beri kendilerinden haber alınamayan Adem Özköse ve Hamit Coşkun kardeşlerimizin Suriye'de gerçekleşen karanlık noktaları aydınlatmak amacıyla oraya gittiklerini belirtti. Suriye'ye giderken uğradığı Adana'da kendisi ile yapılan bir görüşmede ''Emperyalistler için Sünni,Şii, Selefi, Vahabi, Nurcu, Süleymancı, şucu bucu yok abi. Biz birbirimizi ne kadar sınıflandırsak da onların gözünde sadece ve sadece Müslümanız, o kadar." diyen tertemiz bir yürekli bir insan olan bu kardeşlerimizden 10 Mart tarihinden bu yana haber alınamıyor olması Suriye'deki durumun vehametini bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu kardeşlerimizin Suriyede'ki Esad yönetiminin elinde olduğunu bildiğiklerini ve onların başına gelecek her şeyden bu yönetimin sorumlu olduğunu ifade etti.

Daha sonra Serdar Gürbey, ümmetin suskunluğu ve tepkisizliği eşliğinde hergün onlarca kurban veren, evleri ekinleri yakılıp yıkılan Müslüman Suriye halkının, Şeyh Ahmet Yasin'e atfeddiği duayı okudu.

İslami Direniş Kazanacak!

'İnsanlık onuru Suriye'de ölmesin', 'Esadın tankları Dera'da, Hama'da, Humus'ta', 'Suriye'ye özgürlük direnişle gelecek', 'Kerbelayı tarihte arama zamanın kerbelası Hama', 'Dünya Suriye'de işlenen vahşete daha ne kadar sessiz kalacak', 'Türkiyeli gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun'u Esad rejiminin elinden kurtarın' ve 'Baas despotizmine de, Emperyalist müdahaleye de hayır' şeklinde dövizlerin taşındığı eylemde 'Adana, Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu' adına açıklamayı Hakan Yalınız okudu.

"Adana Halkı Esed'e Karşı"

'Katil Esad Suriye'den defol', 'Adem, Hamit hemen bırakılsın', 'Yaşasın işlami direnişimiz', 'Suriye'ye özgürlük direnişle gelecek', 'Katil Esad hesap verecek', 'Hama'ya, Humus'a, direnişe bin selam', 'Zulme karşı omuz omuza' şeklinde sloganlarla sözleri sık sık kesilenYalınız açıklamasında; 'Sormak gerekiyor: Suriye halkı maruz kaldığı zulmu hak edecek ne yaptı? Ne suç işledi? Diktatörlüğe karşı çıkmak suç mudur? Ve neden dünya suriye'de yaşanan bu vahşete, bu insanlık suçuna sessiz kalıyor? diye sordu.

p1010359.jpg

18032012_adana_suriye_eylemi.20120318204436.jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(3).20120318204504.jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(4).20120318204520.jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(5).jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(6).jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(7).jpg

18032012_adana_suriye_eylemi-(8).jpg

Basın Açıklamasının Tam Metni:

BİRİNCİ YILDÖNÜMÜNDE

SURİYE İNTİFADASINA BİN SELAM!

18 Mart 2012

Suriye halkının adalet ve özgürlük talebiyle ayaklanması 1. yılına girdi. Esad’ın aile şirketi mahiyetinde olan Baas diktatörlüğü, ayaklanmaya karşılık olarak soykırım siyaseti güdüyor.

Suriye intifadasının tarihi arka planına baktığımızda diktatörlükle birlikte sömürü ve yolsuzluğunda hakim olduğunu görüyoruz. Halka değer vermeyen, bunun gibi diktatör rejimlere karşı insanların değişim istemeleri fıtri bir özelliktir. Suriye intifadası gücünü ezilen halkın kalbindeki nefretten, temelini ise Allah’a teslimiyetten almaktadır.

Rejim tarafından, Suriye halkına karşı bugüne kadar birçok kanlı operasyon yapılmıştır. Hapishanelerde halka işkence edilmiş, keyfi gözaltılar yapılmış, gözaltındakileri ziyarete gidenler dahi işkence ve hapis ile cezalandırılmıştır. Suriye dışından okumaya gelen öğrenciler ile Suriye’deki öğrencilerin aynı okulda okumaları bile yasaktır. Hama katliamından sonra Baascıların okullara kendi heykelleri dikilmiş, öğrencilerin yakalarına baba ve oğul Beşşar’ın resimleri asılmış, okullarda zorunlu olarak Baas söylemleri okutulmuştur. Halkın, devlet imkânlarını elinde bulunduran %20 lik azınlık kesimi mutlu edilirken, geri kalan %80 lik kesimi ise yoksulluğa terkedilmiştir. İhvan mensubu olmak bir yana dursun İhvan kelimesini sehven dahi söylemenin cezası idamdır.

Sormak gerekiyor: Suriye halkı maruz kaldığı bu zulmü hak edecek ne yaptı? Ne suç işledi? Diktatörlüğe karşı çıkmak suç mudur? 40 yılı aşkın bir zamandır açık hava hapishanesine döndürdüğü ülkeyi adeta bir çiftlik gibi yöneten despotik bir hanedana “artık yeter” diyen bir halk ölümü hak etmiş mi oluyor? Ve neden dünya Suriye’de yaşanan bu vahşete, bu insanlık suçuna sessiz?

Baas rejimi bir yıl içerisinde halktan 10.000 insanı öldürdü, 140.000 insanın ise işkence ve ölüm korkusu yüzünden ülkelerini terk etmesine neden oldu. Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırına kaçabilen bu sığınmacılar buralarda türlü zorluklarla hayatlarını sürdürmeye çabalıyorlar. Suriye’de yaşanan insanlık dramını tüm dünya boş gözlerle seyrederken, Baas çetesi her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor. Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Genç erkeklerin boğazları kesiliyor, kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülüyor.

“Yalnızca Allah’tan yardım dileyen” kardeşlerimizi, ne Baas diktatörlüğünün olmayan insafına, ne de emperyalist güçlerin keyfine terk etmeyelim. Biz Müslümanlar “Rabbimiz, bu zalim güruha karşı bize katından bir yardımcı gönder” diye yalvaran mazlum kardeşlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni ortaya koymak ve Müminlerle dayanışma sorumluluğumuzu en güzel bir şekilde yerine getirmekle mükellefiz.

Suriye’de ki bu sorunların çözümünün dışarıdan gelmeyeceği açıktır. Halk tarafından en büyük desteği Özgür Suriye Ordusu almaktadır. Bu noktada Özgür Suriye Ordusunun varlığı ve etkinliği bizler için tek geçerli tercihtir. Özgür, onurlu ve islami bir Suriye için tüm Müslüman halklar ve özellikle de İslami cemaat ve yapılar, Suriye muhalefetinin silahlı kolu olan Özgür Suriye Ordusu’na ihtiyaç duyduğu her konuda katkı sunmalı, kardeşlerini yabancı güçler karşısında mahkum ve mağdur etmemelidirler. Başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya halklarını Suriye’de yaşanan insanlık suçlarına karşı tavır almaya ve mazlumlarla dayanışmaya davet ediyoruz.

ADANA SURİYE HALKIYLA DAYANIŞMA PLATFORMU

Platform Bileşenleri:

Adyar, Akit-Der, Alfabe-Der, Anadolu-Der, Asımın Nesli-der, Çukurova Erdem-Der, Hilal-Der, İhya-Der, Kalem Vakfı, Mektep-Der, Mustazaf-Der, Özgür-Der, Şefkatlieller Cemiyeti-Der, Şura-Der, Tugim-Der, Umut-Der, Ülfet-Der, Yedibaşak-Der, Yediveren-Der 

Önceki ve Sonraki Haberler