Van’da Şeyh Said Kıyamı Konuşuldu

Van’da Şeyh Said Kıyamı Konuşuldu

Van'da düzenlenen programda Bahadır Kurbanoğlu, Şeyh Said Kıyamı ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

Van Özgür-Der Şubesinde düzenlenen programda Bahadır Kurbanoğlu, Şeyh Said Kıyamı ile ilgili bir sunum gerçekleştirdi.

Bahadır Kurbanoğlu’nun sunumu özetle şu şekildeydi;

Şeyh Said veya İskilipli Atıf Hoca olsun Cumhuriyetin ilk döneminde bize bu rejimin nasıl kurulduğunun, hangi düşünceler üzerine kurulduğunu anlatan onlarca hatta yüzlerce olaydan sadece bir kaçıdır.

Cumhuriyetçi kadroların yıllardır düşünüp dışa vuramadıkları, özellikler Lozan’dan sonra artık açıktan açığa konuşabildikleri düşüncelerini İsmet İnönü’nün, Kazım Karabekir’a anlattığı “ hocaları toptan kaldırmacıkça biz bu işi başaramayız ve bunu bugün yapmazsak bir daha asla yapamayız” bu ve buna benzer sözleri M. Kemal’in de bizzat söylediğini tarih kitaplarının yazdığını vurgulayan Kurbanoğlu, Bu sözler Radikal-Kemalist çevrelerin kendi paradigmalarını hakim kılmak için Müslümanları sindirme, yoketme ve öldürmeyi dahi çok rahat göze aldıklarını açıkça ortaya koyuyor.

Kurbanoğlu; Resmi Tarih tezlerinin insanlarımızın zihin dünyalarını karmakarışık ettiği bir dönemde, tarih okuması yapacaksak eğer şu üç madde üzerinde durulması gerektiğini vurguladı: İstiklal Mahkemeleri, Takrir-i Sükun Kanunu ve Hıyanet-i Vataniyye kanununun birinci maddesinin değiştirilmesidir. Bu üç ana madde Şeyh Said Kıyamı bahanesiyle oluşturulmuş ve bütün muhalifler bu üç madde ile susturulmuştur kimisi idam edilerek, kimisi sürgün edilerek çeşitli cezalara çarptırıldığını vurguladı.

Diktatoryal yapı Şeyh Said isyanı bastırıldıktan sonra başlamıştır ve doruk noktası ise Eylül 1927 yılında meclisteki muhalefetin tamamen yok edilip yerine tamamen M. Kemal’e biatlı kişilerin vekil olmasıdır.

Kurbanoğlu konferans öncesi Muhammed Akar ile yaptığı görüşmede aldığı önemli bilginin Piran hadisesinin anlaşılmasına önemli katkı sağlayacağını ifade ederek, bu bilgiyi de paylaştı. Özellikle neslin devamını sağlayan medreselerin kapatılması gibi hayati kararların neden olduğu kaygıların insanları silah almaya dahi ittiğine işaret eden Kurbanoğlu, silahlanma ve Şeyh Said’in bulunduğu köydeki kaçakların bölge halkının da kabul edemeyeceği yüz kızartıcı suçlar işlediğini yeni öğrendiğini kaydetti. Kurbanoğlu, bu suçluların Şeyh Said’in bulunduğu köye onları almak üzere gönderilen askerler gibi özellikle gönderildiklerini belirterek,  “Piran hadisesi hadiselerin başlangıç noktasını oluşturur. Planlı ve tertipli Kemalist iddiasına rağmen aslında planlı ve tertipli olmayan ama bir farkındalığın da söz konusu olduğu hadiseler vuku buluyor…” tespitinde bulundu.

Şeyh Said’in kıyama zorlandığına işaret eden Kurbanoğlu; “ben şu benzetmeyi yapıyorum: Hz. Peygamberin önce savunma yapmak isterken ardından istişare yoluyla insanların hayır savaşmak şeklinde karar almaları sonucunda Hz. Peygamberin zırhını giyip bir daha çıkarmaması gibi Şeyh Said de artık hadiseler geri dönülemez bir hale geldiğinde bu hadiselerin içinde yer almış ve bütün söylemini bu hadiselerin içerisine yerleştirmiştir.” diye konuştu.

Kurbanoğlu, “Kıyam hilafet ortadan kaldırıldığı için yapılmıştır” diyen bazı İslamcıların düştüğü hatanın benzerine Kürt ulusalcılarının da düştüğüne dikkat çekerek, milliyetçiler ve Şeyh Said alt başlığı altında şunları söyledi: “İlk hataya bu coğrafyada ulusalcılık aranarak düşülmüştür. Bu konuda yazılan kaynakların başlığı bile yapılmak istenen hakkında ipucu vermeye yetmektedir. Bir takım hadiselerin özeri örtülmüş, maalesef bazı hususlar görmezden gelinmiş ve bazı şeyler tevil edilmesi yoluna gidilmiştir. Denilmek istenmiştir ki, din sadece alet edilmiş esas mesele Kürdistan’dır. Bağımsız Kürdistan olabilir, muhtariyet olabilir. O olabilir bu olabilir ancak siz bunu ana amaç haline getirirseniz Şeyh Said’e ve arkadaşlarına hakaret etmiş olursunuz. Bu bir sonuç olabilir miydi? Olabilirdi ancak konu bu değil…” dedi.

Şeyh Said kıyamı ve Suriye direnişi arasındaki paralelliğe vurgu yapan Kurbanoğlu; Türkiye Solu devrin başında Kemalizmle göbek kestikten sonra artık birbirlerinden ayrılamaz bir duruma gelmişlerdir bunun tezahürü olarakta Suriye’de yaşanan olaylardan; Esed kendi halkına karşı uçaklar kullanıyor, M. Kemal’de ilk defa Şeyh Said üzerine bombalar yağdırıyor, Sovyetler Kemalizme destek vermişlerdir şuan da da Rusya, Esed’e destek veriyor, Şeyh Said nasıl yalnız bırakılmışsa Suriye’deki mücahitlerde yalnız bırakılmışlardır diye örneklendirdi.

Kurbanoğlu daha sonra Türk ulus kimliğinin oluşum aşamasında; Türk ulus kimliği İslami kimlik ortadan kaldırılmadan bu ülkede oluşturulamazdı. M. Kemal’den aktarımla “Türk ulus kimliği bir dindir bizim dinimiz ulusalcılığımızdır.”  Dinin adı; “Siyasal Türklük Dini” bu dini bütün bu coğrafyada hakim kılmak istiyorsanız önünüzdeki en büyük engel İslami kimliğinizdir. Kurbanoğlu bu konuda tarihi vesikalardan örneklerde vererek bu kimliği toptan bu coğrafyadan kaldırmak için uygulanan politikalara değinerek misafirlerden gelen soruları cevapladıktan sonra program sona erdi.

Haksöz-Haber

van-20130219-2.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler