Şeyh Said ve İskilipli Atıf Hoca Konferansı

Şeyh Said ve İskilipli Atıf Hoca Konferansı

Antalya Özgür-Der Temsilciliği’nin organize ettiği “Şeyh Said ve İskilipli Atıf Hoca” başlıklı konferansın konuğu Haksöz yazarlarından Bahadır Kurbanoğlu idi.

Program, Özgür-Der tanıtım slaytının izlenmesi ve Muhammed Ali Yıldız’ın Buruc suresini tilavet etmesiyle başladı. Programın sunucusu Yıldırım Aydemir’de Şeyh Said ile alakalı bir şiir okudu. İskilipli Atıf Hoca için hazırlanan videonun izlenmesinin ardından konferans başladı.

Bahadır Kurbanoğlu’nun üzerinde durduğu konuların notları;

Ne olmuştur da Cumhuriyetin ilk dönemlerinde yeni bir devlet ve yeni bir toplum oluşturulmaya çalışılmıştır? İskilipli Atıf Hoca ve Şeyh Said bizlere bu soruyla yüzleşmemizi sağlıyor. Birisi Cumhuriyet Tarihini özetle dese acaba ne derdiniz? Ben olsam 2 cümle kurardım:

1-Cumhuriyetçi kadroların yıllardır düşünüp dışa vuramadıkları, özellikle Lozan’dan sonra artık açıktan açığa konuşabildikleri düşüncelerini İsmet İnönü’nün, Kazım Karabekir’a anlattığı “Hocaları toptan kaldırmacıkça biz bu işi başaramayız ve bunu bugün yapmazsak bir daha asla yapamayız.” sözleri.

2-Mustafa Kemal’in Bursa konuşması (1923): “Kansız inkılap olmaz. Kan ile yapılan inkılaplar kalıcı olur.”

Hocalar dendiğinde acaba neler kastediliyordu? Cami imamları ve müezzinler kastedilmiyor elbette. “Hocalar” dedikleri insanlar Osmanlı Dönemi’ndeki “müderris” olan, eğitim almış insanlardır. İskilipli bugünkü anlamda (pozisyon olarak) bir profesördür. Osmanlı’nın eğitim sisteminin başında olan bir insandır. 1926 yılında İskilipli’nin seçilmesiyle hedef tam 12’den vuruluyor.

Resmi tarih insanların zihin dünyalarını allak bullak ediyor. Bizlerin tarihi iyi okumaları gerekiyor. Eğer Cumhuriyet Tarihi okuması yapacaksak üç konu üzerinde durmamız gerekir: İstiklal Mahkemeleri, Takrir-i Sükun Kanunu ve Hıyanet-i Vataniyye kanunları. Bütün muhalifler bu üç yolla susturulmuşlardır. Kimisi idam, kimisi sürgün edilmiş, kimisi de kürek cezasına çarptırılmıştır. Sistem “Dinin siyasete alet edilmesi” suçunu! en baştan beri, günümüze kadar hep kullanmıştır. Rejim kendisini bu şekilde tahkim etmiştir. Bu kanunlar sayesinde ellerinde delil olmadan, insanları sorgusuz sualsiz asmışlardır.

Şeyh Said kimdir? Neyi temsil etmektedir? Şeyh Said ailesi bölgede önemli bir ailedir. Medreseler açan, aşiretlerle iyi ilişkiler içerisinde bulunan bir aileden bahsediyoruz. 120 çoban, Şeyh Said’in emrinde çalışıyor. Farklı ailelerle kaynaşmış durumdalar. Şeyh Said varlıklı olduğu için kendisi medrese kurar. 20 öğrenci yerleştirir. Diğer insanlarda buraya yardım ederler.

Tarihi öğrenmemizde birinci kaynak Kemalist kaynaklardır ve bu kaynaklar bizlere Şeyh Said için şunları söylerler: “İsyan yapmayı 2-3 yıl evvel planladılar, uygun bir zamanda isyan edeceklerdi. İsyan tam olarak örgütlenemeden devlet tarafından bastırılmıştır.”

Kemalistler hep şunu söylerler: “Biz batılılaşmaya çalışıyoruz, bazı hainler bizlere engel oluyor. Dış güçler Şeyh Said’i destekledi.”

Ama mesele anlatıldığı gibi değildir. Devletin bölgeye ve İslam’a dair, medreselerin kapatılmasına dair planları vardır. Zamanında Ermenilere yapılanlar Müslümanlara karşı yapılacaktır.

Kıyama katılım bölgede çok az olmuştur. Kıyamın dışında kalan bölgeler ya tarafsız kalmış ya da Mustafa Kemal’le birlikte olmuşlardır. Kemalist sistem, Şeyh Said kıyamının boyutlarını abartmıştır, isyanın bütün bölgeyi içine aldığını söylemiştir. Bunların hepsi bir kurgudan ibarettir.

İskilipli Atıf Hoca kimdir? Derler ki şapka hadiselerinden dolayı İstiklal Mahkemeleri il il dolaşmıştır. “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli risaleyi şapka kanunu çıkmazdan 1,5 yıl önce yazması İskilipli Atıf Hoca’nın suçudur. Kel Ali ile alakalı bir hadise anlatılır; Kel Ali şapka kanunu çıkmazdan evvel, hasır şapkayla mahkemeye gelen Vakit Gazetesi çalışanını döverek dışarı attırır. Bu oldukça ilginç bir olaydır ki, kanun çıktıktan sonra da birçok kişi kendi eliyle şapka giymediklerinden dolayı da asılmışlardır. Mahkeme reislerden birisi: “4000 kişiyi sadece ben idam ettirdim.” der. Temsili olarak İskilipli Atıf Hoca’nın ortadan kaldırılması gerekiyordu. İskilipli Atıf Hoca ilk mahkemede beraat etmesine rağmen salıverilmez. İstanbul’a getirilir. Daha sonra da Ankara’ya sevk edilir. Tekrar yargılanır. 1 gün savunma hakkı verilir. Savunmasının hemen ertesi günü sabaha karşı idam edilir. Geçmişe dönük olarak bir kişi yargılanamaz. Ama İskilipli Atıf Hoca 1 gecede alınan bir kararla idam edilir. Ankara’da meclisin önünde üç gün boyunca sallandırılmıştır. Sistem tarafından verilen mesaj;  “Eğer biz sizin kanaat önderlerinize bunu yapmışsak, size neler yapmayız gelin düşünün!” mesajı verilmek istenir ve korku salınmaya çalışılır.

Devlet açısından asılan insanların geçmişte ne yaptıkları çok da önemli değildir aslında. Bu masum insanlar, ileride sistemin eline ayağına dolaşmasınlar diye katledilmişlerdir. Bunu bildiklerinden inkılabı kanla yapmak istemişlerdir. Böylelikle ulus toplum oluşturulmaya çalışılmıştır.

Türk Ocakları 3. Kongresi yapılır. Kemalistler/batıcılar toplanırlar. Dil politikaları, adet ve gelenek göreneklerinin nasıl asimile edilebileceği hakkında görüşmeler yapılır. Bizlere asla bu şekilde bir tarih anlatılmaz. Burada konuşulanlar çok komik şeylerdir. Örneğin; Bursa Belediyesi: “Türkçe dışında dil konuşanların cezalandırılacağını” söyler.

Antropoloji bütün ulusalcıların ihtiyaç duyduğu bir bilimdir. Her ulus yaratmak isteyen oturur kafataslarını inceler. Sözde araştırmalar yaptırtırlar. Ama kimse de bu araştırmaların doğru olup olmadığını da kontrol edemez. Her ulusalcılık siyasal bir dindir. Şeyh Said hadiselerinde asla Kürtçülük yoktur, İslam’ın kendisi vardır. Mahkeme zabıtlarında Şeyh Said ve arkadaşları hangi dille ve nasıl kendilerini savunmuşlardır bakılabilir ve gerçekler görülebilir.

Konferans dinleyicilerden gelen soruların ardından sona erdi.

antalya-20130323-1.jpg

antalya-20130323-2.jpg

antalya-20130323-3.jpg

antalya-20130323-4.jpg

antalya-20130323-5.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler