Fatih’te Binler Suriye ve Mısır İçin Yürüdü

Fatih’te Binler Suriye ve Mısır İçin Yürüdü

Suriye’de yaşanan kimyasal katliam ve Mısır’da devam eden darbe süreci Fatih’te çok sayıda kişinin katılımıyla protesto edildi.

HAKSÖZ-HABER

Suriye’de yaşanan kimyasal katliam ve Mısır’da devam eden darbe süreci Fatih’te çok sayıda kişinin katılımıyla protesto edildi.

 

Çeşitli İslami kuruluşların yapmış olduğu çağrıyla Cuma namazında Fatih Camii’nde buluşan binlerce Müslüman ellerinde Mısır, Özgür Suriye ve Tevhid bayrakları ile İstanbul Büyükşehir Belediyesinin önüne yürüdüler.

 

Yürüyüş sırasında “Katil Sisi, Katil Esed!”, “Katiller: Sisi, Beşşar! Suç Ortakları: Abd-Suud / Rusya-İran! Döktükleri Kanda Boğulacaklar!”, “Beşşar Kasabının Suç Ortağı İran, Hesap Gününün Dehşetinden Kork!”, “Zorbalık ve Hukuksuzluk Yenilecek, İslami Direniş Kazanacak!”, “Mısır’da Darbenin Karşısında, Müslüman Kardeşlerimizin Yanındayız!” yazılı pankartlar açılırken “Katil Esed, Hesap Günün Gelecek!”, “Suriye’de Mısır’da, İslami Direniş Kazanacak!”, “Suriye’de Mısır’da, Vahşete Dünya Suskun, Sen Susma!”, “Sisi-Beşşar, Vahşilikte Yarışıyorlar!”, “Baas Zulmünün Suç Ortağı, İslam Cumhuriyeti Olamaz!”, “Katil Beşşar, İşbirlikçi İran!”, “Direnişin ‘Kimyasal’ Halkasına, Lanet Olsun!”, “Darbeci Firavunlar Döktükleri Kanda Boğulacaklar!”, “İslami Hareket Kazanacak!” yazılı dövizler taşındı.

 

Fevzipaşa Caddesinde uzun bir kortej oluşturan kalabalık “Müslüman Zulme Ortak Olamaz!”, “Suriye Halkı Yalnız Değildir!”, “Mısır Halkı Yalnız Değildir!”, "İslami Hareket Engellenemez", "İhvan'a Selam, Direnişe Devam!", "Şehit Esma Yolun Yolumuz!" “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol!”, “Katil İran Suriye’den Defol!”, “Katil Suud Mısır’dan Defol!”, “Katil İran, Katil Suud!”, “Katil İran, Katil Hizbullah!”, “Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah!”, “Katil Rusya Suriye’den Defol!”, “Katil Hizbullah Suriye’den Defol!”, “Katil İsrail Filistin’den Defol!”, “Yaşasın Ümmet Dayanışması!”, “Defol Sisi, Seninleyiz Mursi!”, “Seyyid Kutub, El Benna, Selam Olsun İhvana!”, “Suriye’de Mısır’da Direnişe Bin Selam!”, “Yaşasın Küresel İntifada!” sloganları ve tekbirlerle zalimler ve işbirlikçilerini telin ettiler.

 

Burada ortak bir basın açıklaması yapan grup, trafiğin akışını daha fazla engellememek amacıyla açıklamadan sonra eyleme son verdi.

 

Kenan Alpay’ın okuduğu basın bildirisinde “Rotamızı ABD veya Rusya’ya, İran veya Suudi Arabistan’a bakarak değil her zaman için Allah’ın Kitabına ve Resulü’nün yoluna uyarak tayin edeceğiz. Despotik iktidarlara da onların tabi olduğu emperyalist devletlere de kirli ve kanlı ellerini Müslüman halkların üzerinden çekmeleri çağrımızı yineliyoruz. Gerçek şudur ki: Adalet ve özgürlük taleplerine karşı tankla, tüfekle, bombayla, katliam ve tutuklama kampanyalarıyla cevap vermeye kalkışmak İslami hareketlerin değil ulusalcı-laik ideoloji ve devletlerin iflasına güçlü bir delildir.” ifadelerine yer verildi.

Foto galeri için tıklayınız...

20130823-fatih-yuruyus-suriye-misir_02.jpg

20130823-fatih-yuruyus-suriye-misir_05.jpg

20130823-fatih-yuruyus-suriye-misir_08.jpg

292_9.jpg

Foto galeri için tıklayınız...

***

Açıklamanın tam  metni:

İnsani ve İslami Değerlerimizi Hedef Alan

Suriye ve Mısır’daki Katliamların Faillerini Lanetliyoruz!

23 Ağustos 2013 Cuma

İslam coğrafyasının kaderi kan gölü olmak, Müslüman halkların kaderi de kan gölünde boğulmak değildir. Bilinmesi gereken en yalın gerçek şudur: İslam coğrafyası ve Müslüman halklar ne despotik iktidarların ne de sömürgeci devletlerin ahlaksız ve hukuksuz tahakkümlerine boyun eğmek mecburiyetindedir. Ancak yerel, bölgesel veya küresel tahakküme itiraz eden, adalet ve özgürlük taleplerini siyasal alana taşımak isteyen Müslüman halkların öteden beri silahla, kanla, dehşetle bastırılması gibi son derece çirkin bir teamül işletilmektedir.

İşte Suriye! 30 aydır her türlü yıkım ve katliamla bütün bir ülkeyi ceset tarlasına dönüştüren Esed rejimi şimdi de Şam’da kimyasal silahlarla 1.300’den fazla kardeşimizi katletti. Katliam görüntüleri şüpheye hiç mahal bırakmayacak bir biçimde Esed/Baas cuntasının insanlığa karşı giriştiği yeni bir suça işaret ediyor.

Yürekleri parçalayan, görenlerin kanını donduran bu katliamı hali hazırda stratejik dengeler adına ağırdan alarak ve diplomasinin klişe ifadeleriyle geçiştiren AB ve ABD’nin de katliamda pay sahibi olduğu muhakkak. İsrail’in güvenliği ve İslami hareketlerin/Müslüman halkların despotik iktidarlar eliyle tarih ve siyaset sahnesinden silinmesi adına uluslar arası camiada sergilenen bu “tarafsız gözlemci” rolü insanlığı tehdit eden en büyük tehlikelerden biridir şüphesiz. Çünkü Esed rejimi ne söylenirse söylesin 100 binden fazla kişinin katledilmesini, milyonu aşkın mültecinin, harabeye döndürülen bir ülkenin tek faili olamaz. Bu büyük suçun, bu affı mümkün olmayan günahın faili Esed rejimine destek olanlar kadar engel olmaktan geri duranlardır aynı zamanda.

Mısır’da ittifak halinde sergilenen rezaletse eşine az rastlanır cinsten çirkin bir mizanseni andırıyor! Askeri cuntaya bir darbe için zemin hazırlayan liberal-sosyalist ve ulusalcı blok tarafından meşru Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirmek üzere yönetime el koymaya davet edilen General Sisi cuntası ABD, İsrail ve Suudi yönetimlerinden açıkça destek almakta.

Gazze’ye yönelik İsrail ablukasını tekrar yürürlüğe sokan Sisi cuntası Hamas ve İhvanı Müslimin’i tasfiyeye soyundu. ABD-Suud desteğiyle Mısır’ı tekrar Mübarek tasallutundaki işbirlikçi rolüne döndürmekte öylesine kararlı ki; adalet ve özgürlük talep etmek üzere meydanları dolduran geniş kitlelerin üzerine saldığı askerleri ve baltacılarıyla oluk oluk kan akıtmakta bir beis görmüyor.

Ramazan ayında ve sabah namazı vaktinde keskin nişancılar tarafından katledilen kadın ve erkeklerin cesetleri Rabia Meydanı ve İman camiinde kılınan namazların ardından defnedilirken aslında mezara konulan bütün bir insani değerlerdi. Ancak bütün bu zulümlerin hesabının sorulmayacağını zannetmek gerçek değil boş bir beklentidir. “Zulm ile abad olanın ahiri berbat olur” ilkesince bizler “o zalimler pek yakında nasıl bir inkılâpla devrileceklerini bileceklerdir” ayetinin muhakkak tecelli edeceğine inanıyoruz.

Türkiyeli Müslümanlar olarak İstanbul’dan Diyarbakır’a, Trabzon’dan Batman’a, Bursa’dan Van’a kadar hemen her beldede Suriyeli ve Mısırlı kardeşlerimizle dayanışmak üzere sokaklara, meydanlara çıktık. Namazlarımızın ardından el açıp dua ederken de protesto yürüyüşlerimizde attığımız sloganlarda da temel kaygımız ve beklentimiz kardeşlerimizin bir an önce zulümlerden kurtulmasıydı. Dilsiz şeytanlardan olmamak, zalimlere meyledip ateş halkının arasına katılmamak için her ne şart altında olursak olalım mazlum Müslüman halkların safında zalimlere karşı mücadeleyi sürdüreceğiz.

Rotamızı ABD veya Rusya’ya, İran veya Suudi Arabistan’a bakarak değil her zaman için Allah’ın Kitabına ve Resulü’nün yoluna uyarak tayin edeceğiz. Despotik iktidarlara da onların tabi olduğu emperyalist devletlere de kirli ve kanlı ellerini Müslüman halkların üzerinden çekmeleri çağrımızı yineliyoruz. Gerçek şudur ki: Adalet ve özgürlük taleplerine karşı tankla, tüfekle, bombayla, katliam ve tutuklama kampanyalarıyla cevap vermeye kalkışmak İslami hareketlerin değil ulusalcı-laik ideoloji ve devletlerin iflasına güçlü bir delildir.

İslam, Allah’ın dinidir. Müslüman halklar da temeli adalet ve kardeşlik olan Allah’ın dini olan İslam’ı yeryüzüne hâkim kılma azmindeki toplumlardır. Ne kadar kan dökseler, ne kadar acı yaşatsalar da İslam’a ve Müslümanlara açılan savaşın galibi asla zalimler ve işbirlikçileri olamayacaklardır. Çünkü Allah zalimleri sevmez ve kâfirlerin müminler eliyle yenilip cehenneme sürüleceğini vad etmiştir bizlere. Hasbunallah veniğmel vekil!

Suriye ve Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu

Önceki ve Sonraki Haberler