Akhisar Özgür-Der Seminerleri Başladı

Akhisar Özgür-Der Seminerleri Başladı

Akhisar Özgür-Der Temsilciğinin eğitim seminerleri başladı.

Akhisar Özgür-Der Temsilciğinin bu yıl ki seminer programlarının ilki Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'nın katılımıyla gerçekleşti. Belediye Meclis Salonunda gerçekleştirilen programda Kaya, Mısır ve Suriye'deki son gelişmeleri anlattı. İslami Hareketlerin bu coğrafyalarda zor bir imtihan sürecinden geçtiğinin altını çizen Kaya gücümüz yettiğince müslümanların yanında olmamız gerektiğini hatırlattı.

Kaya özetle şunları anlattı:

“Mısır İslami hareketinin izzetli ve kararlı bir tutumla ciddi bedeller ödemesine rağmen direnişi devam ettirebilmesi bile bizim için örnek alınması gereken önemli bir kazanımdır. Hareketin önderlerinin bir çok yakınının şehit edilerek çocuklarıyla imtihan edildiği zorlu bir süreçte kararlı ve vakur durmaları tüm Müslümanları için öğretici olmuştur.

Suriye direnişi başlangıçtan itibaren yoğun bir dezenformasyon ve bilgi kirliliği ile gölgelenmeye çalışılmaktadır ki Müslüman zihinlerde durumdan etkilenmekte ve mütereddit davranabilmektedir.

Suriyeli Müslümanların silaha başvurması tercih değil zorunluluk sonucu gerçekleşmiştir. Mısır ile kıyaslamak ise şartları hesaba katmadan yapılan eksik bir değerlendirme olacaktır. Mısır’ın uluslararası gözetime açık olması, medyanın çalışmalarına imkân tanınmış olması vs. ile Müslümanlar haftalarca meydanlarda protesto gösterileri düzenleyebilmiş idi. Humus’taki Müslümanların ise Saat Cedide meydanında yaptığı gösteriler rejim güçlerince katledilen 50 kişinin ölümü ile sonuçlanmış ve yalnız bir gün sürebilmişti.

Mücadelenin yöntemine dair öncelikli karar elbette mücadeleyi yürütenlerin hakkıdır. Silahlı çatışma yol açtığı bedel açısından arzu edilir bir durum olmamak birlikte Rabbimiz gerektiği zaman kıtal emrini de ermiştir. Bu yöntemin seçilmesinden ötürü Müslümanların mahkûm edilmesi liberalizmin Müslüman zihinler üzerindeki etkisinden kaynaklanmaktadır.

Suriye ‘de muhalefetin silaha başvurması ile halk hareketi olmaktan çıktığı ve mezhepçi bir karaktere büründüğüne yönelik bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Suriye direnişini gerçekleştiren Müslümanlar ağırlıklı olarak Sünni tabanlıdır. Ancak söylemlerinin tümüyle mezhepçilik içerdiğini söylemek yanlış bir değerlendirme olur.

Direnişçilerin ana karakterinin mezhepçi olmamasına karşın İran’ın tutumunun tüm İslam coğrafyasındaki Sünni halk içinde Şiilere yönelik olumsuz duyguları körüklediği de sorunun kaynağı açısından göz ardı edilemeyecek bir gerçektir.

Muhaliflerin parçalı bir yapıda olması da yıllarca diktatörlükle yönetilmiş bir ülke için olağan karşılanabilir bir durumdur. Sivil toplum tecrübesizliği, örgütlü bir yapı oluşturma yeteneklerinin muhaberatın çok güçlü olduğu, sürekli hapis ve işkence ile tehdit edilen bir ortamda gelişememiş olması bu yapının oluşmasında ana nedenlerden biri olarak görülmelidir. Ancak özellikle uluslar arası arenada ortak bir temsiliyet oluşturulabildiği de gözlenebilmektedir.

Suriye muhalefeti adına ortaya çıkan bazı şiddet görüntüleri aşırılık bağlamında eleştirilere muhatap olmaktadır. Bazı münferit videoların, direnişin genel görüntüsü gibi sunulması Esed rejiminin propaganda yöntemlerini kullanmasındaki başarısıdır ki Müslümanların muhaliflerin itibarına yönelik bir kafa karışıklığı tuzağına düşmesine de yol açmaktadır. Sivillere yönelik eylemler elbette tasvip edilemez ama zulmün esas müsebbibi ve kaynağı da gündemden düşürülmemelidir.

Kaya konuşmasını müslümanların bu coğrafyalarda mücadelelerinin en kısa sürede zaferle sonuçlanması duası ile bitirdi. Sorulan sorulara cevap verilmesiyle program sona erdi...

 

Önceki ve Sonraki Haberler