Antalya'da Cuntanın İdam Kararlarına Protesto

Antalya'da Cuntanın İdam Kararlarına Protesto

Antalya’da Özgür-Der Antalya Temsilciliği darbeci Mısır yargısının idam kararlarını protesto etti.

Antalya Kapalı Yol Havuz başında, Darbeci Sisi yönetiminin İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) üyelerine karşı vermiş olduğu hukuksuz 529 kişinin idam kararı, basın açıklaması ile lanetlendi. Yapılan eyleme vatandaşların, özelliklede gençlerin yoğun katılımı gözlemlendi.

Halil DEMİRBAŞ Tarafından okunan Kur’an’ı Kerim ve mealiyle programa başlandı. Özgür-Der Antalya Temsilcisi Gültekin SİNCAR tarafından okunan basın açıklamasından sonra, Ayten ÇETİNKAYA’nın yaptığı duanın okunmasıyla devam etti. Son olarak kapalı yoldan Cumhuriyet Meydanına kadar yürüyüş yapıldı.

Yürüyüş esnasında; “Uyan Diren Özgürleş”, “Defol Sisi Seninleyiz Mursi”, “Darbeciler Yenilecek İslami Direniş Kazanacak”, “İhvana Selam Direnişe Devam”, “İslami Hareket Engellenemez’’, “Direniş Adalet Özgürlük”, “Yaşasın Küresel İntifada’’ sloganları atıldı.

antalya-20140413-01.jpg

antalya-20140413-02.jpg

antalya-20140413-03.jpg

antalya-20140413-04.jpg

antalya-20140413-05.jpg

antalya-20140413-06.jpg

antalya-20140413-08.jpg

antalya-20140413-09.jpg

antalya-20140413-10.jpg

antalya-20140413-11.jpg

antalya-20140413-12.jpg

antalya-20140413-13.jpg

Basın açıklamasının tam metni

Siyonist ve emperyalist politikalar, çıkar amaçlı projeler; Filistin’de yaşanan insanlık dramı, Afganistan ve Irak işgalleri, işkenceler, yargısız infazlar, faili meçhul cinayetler, tecavüzler,  kaynakların adaletsizce dağılımı, halklarının işsizlik ve yoksullukla boğuşmasına rağmen, lüks içerisinde yaşayan işbirlikçi kukla liderlerin basiretsizliği;  ‘’Orta Doğuda’’  yeni bir uyanışın fitilini ateşlemiştir. Tunus’ta başlayan halk hareketi, kısa zamanda başta Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn, Suriye, Cezayir, Ürdün, Fas olmak üzere, birçok bölgeye sıçramış ve adeta küresel bir intifada hareketi başlamıştır.

30 yıllık iktidarında Siyonizm ve emperyalizme hizmette kusur etmeyen Hüsnü Mübarek, Mısır halkının günlerce sokak sokak, meydan meydan direnişleri karşısında, 30 yıllık iktidarını, terk etmek zorunda kalmıştır. 2012 yılında gerçekleştirilen seçimlerde, yoğun bir şekilde uygulanan uluslararası propagandaya rağmen, laik ve batıcı kadrolar hezimete uğramış ve halkın %52’sinin tercihi ile İslami kesimin desteklediği Özgürlük ve Adalet Partisi iktidara gelmiştir. Yapılan seçimde Muhammed Mursi, ülkenin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olmasına rağmen, görev süresinin henüz 1. Yılında, General Abdul Fettah el Sisi öncülüğündeki ordu darbe yaparak yönetime el koymuş, Muhammed Mursi hapsedilerek, bu duruma karşı çıkan binlerce kişi şehit edilmiş ve on binlercesi ceza evlerine atılmıştır.

 “İşte darbenin ve darbecilerin hukuku budur! Sokaklarda yüzlerce insanı katleden, slogan atanların üzerine kurşun yağdıran, cezaevi aracında 37 insanı boğan işkencecilerin hukuku budur!”

Biz bu zihniyeti “sanığın idamına, delillerin bilahare toplanmasına” kararları ile bilinen İstiklal Mahkemelerinden hatırlıyoruz. Biz bu zihniyeti, on yılda bir yapılan darbelerden tanıyoruz. Biz bu zihniyeti, 28 Şubat’ın yürütülen tanklarından biliyoruz.  Yazdığı bir kitap yüzünden asılan İskilipli Atıf’tan, yaşı tutmadığı için yaşları büyütülen sonrada asılan çocuklardan, kendi başbakanlarını gözlerini kırpmadan darağaçlarına yollayanlardan dolayı, çok iyi tanıyoruz bu zihniyeti!

Bütün dünyanın gözleri önünde, Mısır halkının gerçek temsilcileri katledilirken, sözüm ona demokratlar, özgürlükçüler, insan ve hayvan hakları savunucuları, çevreciler, katliamları yalnızca seyrettiler. Mısır’da kontrolü yavaş yavaş kaybeden emperyal devletler ve onun yerli uşakları başta olmak üzere, Mısır tarihinin ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi iktidarını devirmek için, Cunta yönetimine her türlü desteği vermekten çekinmemişlerdir. Mısır’da kuklaların yenisini, Mısır halkının başına diktatör olarak diktiler. Rabiatül Adeviye meydanında öldürerek bitiremedikleri Esma’ları ve üniversiteli gençleri zindanlara doldurdular. Meydanlarda iradesine sahip çıkan binlerce Mısırlı’yı şehit ettiler. Yetmedi, İhvan-ı Müslimin’in faaliyetlerini yasakladılar ve yasa dışı ilan ettiler.

Batı dünyası bir kez daha ikiyüzlülüğünü göstererek, Mısır’da yaşanan bu olaya darbe dememiş, aksine Sisi öncülüğündeki darbe yönetimine mali destekte ve silah yardımında bulunarak, süreci desteklemiştir. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Mısır ordusu demokrasiyi inşaa ediyor” diyerek, ABD’nin darbeyi desteklediğini açıkça ortaya koymuştur.

Dünyanın bu suskunluğundan cesaret alan Mısır Minye mahkemesinin, toplam 20 dakika süren göstermelik bir yargılama neticesinde, 529 kişiye idam cezası vermesi, insanlık tarihinin utanç sayfaları içerisinde yerini almıştır. Tek suçları tevhid, adalet, özgürlük istemek olan bu yiğit insanları, kadın erkek, genç yaşlı demeden, dünyanın gözü önünde idama mahkum etmişlerdir.

Mısır’ın Diktatör Sisi’si böylede Kuzey Kore’nin Kim John Un’u farklı mı? Kuzey Kore diktatörü, Mısır darbecisi Sisi ile adeta yarışırcasına 1200 kişiyi idama mahkum ettiriyor. Kuzey Kore’nin diktatörü, Hükümete karşı komploya karışma gerekçesiyle, 1200 kişiye Kuzey Kore parlamentosundan idam kararı çıkarttırması, insanlık vicdanının da geldiği içler acısı durumu özetlemektedir. Bizler önce insan olmamız bilinci ile yapılan tüm haksızlıklara dur demek için buradayız.

Darbe karşıtlarına idam cezası verildiği gün, adalet ve insanlığın ayaklar altına alındığı gündür.

Bizler Antalya’da yaşayan Müslümanlar olarak, bu utanç verici kararları kınıyor ve kabul edilemez olduğunu bildiriyoruz. İman eden, düşünen, özgürlüğe sevdalı olan, insanım diyen herkesi, Mısır'daki zulme sessiz kalmamaya ve bu zulüm karşısında çığlık olmaya davet ediyoruz.

Zulme sessiz kalmayıp, meydanları terk etmeyerek, binlerce şehit vererek dünyada eşi benzerine az rastlanan örnek bir direnişe imza atanlar değil, darbeciler yargı önünde hesap vermelidir. Baskılar sonucu adalet terazisine müdahale söz konusu iken, dünyanın sessiz kalmasını kabullenemiyoruz. Bu ikiyüzlülükten herkesin vazgeçmesini istiyoruz.

Bizler; Emperyalist sömürgeci devletlerin ve işbirlikçi diktatörlerin İslam coğrafyasında yüzyıldır estirdikleri teröre, yaptıkları soyguna artık yeter, dur diyor ve tarihe yeni bir katliamın geçmesini engellemek istiyoruz.

Bizler Antalyalı Müslümanlar olarak, İhvan’a karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve alçakça saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.

Binlerce darbe karşıtının katledildiği Mısır’da, katillerin verdiği hukuksuz kararları tanımıyor, onurlu bir duruş sergileyen Mısır’lı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırıyoruz.

 Son olarak Müslüman toplumlara diyoruz ki; “Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır.” Rabbimize karşı olan sorumluluğumuzun ve topluma karşı olan şahitliğimiz adına, üzerimizdeki ölü toprağını silkeleyerek Rabbimiz Allah’tır diyen ve bu sebepten dolayı cezalandırılmak istenen mazlum ve izzetli kardeşlerimiz için ayağa kalkma vaktidir. Aksi takdirde hesap gününde Rabbimizin hesabı çetin olacaktır.

ÖZGÜRDER Antalya Temsilciliği

Önceki ve Sonraki Haberler