Özgür-Der Bursa Şubesi Seminerleri Başladı

Özgür-Der Bursa Şubesi Seminerleri Başladı

Yeni sezonun “İman-Amel İlişkisi ve Sorunlarımız” konulu ilk semineri Hamza TÜRKMEN’in sunumuyla Ördekli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Hamza Türkmen, insanın anlam arayışı, sabite ve değişkenlerimizin ölçüsü, bu konudaki sorunlu yaklaşımların pratik karşılığı ve şahitlik bağlamında sorumluluklarımız gibi İslami kimliğin mahiyetine yönelik konuları dokuz ana başlık altında ele aldı.

İlk başlıkta rüşt çağına ulaşan her insanın hayatın anlamı, bir yaratıcının var olup olmadığı, ölümün anlamı gibi varoluş sorgulamalarını az veya çok yaptığını ifade eden Türkmen, bu sorgulamalar sonucunda aklı başında olan bir insanın  mikrodan makroya mükemmel bir düzene sahip olan bu alemin bir tasarımcısının olduğuna hükmedeceğini fakat bu kez de yaratıcının insanı başı boş bırakıp bırakmadığı sorusunun gündeme geleceğini ifade etti.

Türkmen devamla şunları söyledi:

‘Aynı şekilde zorunlu ve temel ihtiyaçların hangi ölçüye göre karşılanacağı sorusu  da burada gündeme gelir. Bu sorulara Yasin Suresi’nde geçtiği şekliyle uzaktan gelerek elçilerin mesajının önemine işaret eden ve insanın sınırlı ve zan taşıyan donanımı yerine aşkın ve yakıni ifade eden vahyin rehberliğini öğütleyen adamın örnekliği cevap teşkil eder.’

Tefekkür etmeyi bize emreden Rabbimizin, Kuran’ın korunmuşluğu hususunda dikkatlerimizi tahkik etmeye yönelttiğini ifade eden Türkmen, Kuran’ın korunmuşluğunun zanni rivayetlerden arınmış mütevatir bir aktarıma dayandığını örneklerle anlattı.

Bir diğer başlıkta  sabitelerin ve değişkenlerin ölçüsünün ne olduğu hususunun dini anlamada dolayısıyla doğru, iyi ve güzel bir örneklik sunmakta hayati öneme sahip olduğu belirtildi. “Sabiteler”imizin, asıl ölçü kabul ettiğimiz, delaleti açık, Kuran’ın anası olan muhkem ayetler ve aslı Kuran’da olan Mütevatir Muhammedi Sünnet; buna karşılık “Değişkenler”in ise sabiteleri gözeterek gaybi veya metodik konularda müteşabih ayetleri ve Muhammedi Sünnet’ten iz taşıyan sahih rivayetleri yorumlamamız veya içtihatlarımız olduğu belirtildi.

“Müteşabih” ayetlerin ise farklı anlamlar taşıyabilen veya gaybi boyut itibariyle akibetini/tevilini mutlak olarak bilemeyeceğimiz “kapalı” lafızlar oldukları, Kuran bütünlüğünün anlaşılması için müteşabihlerin makro ve mikro alemi ve hakikatleri anlamada vesileler oluşturduğu ama muhkem ayetlerin bildirdiği ölçüler dairesinde anlaşılması gereken, farklı yorumlar kaldırabilen ayetler oldukları örnekler verilerek açıklandı.

Ayrıca içinde müteşabih ayetlerin farklı yorumlarını taşıyan veya zanni rivayetleri kullanan Ehl-i Sünnet vel-Cemaat veya Eşari, Maturidi ve Selefi akaidlerinin, ya da İsna Aşeriye veya İmamiye akaidinin, akaid yani kesin inanç külliyatları değil; ancak müteşabih ayetlere ve zanni rivayetlere dayanan ve maslahat uman kelami yorumlar, içtihadlar oldukları belirtildi.

Ölçüyü kavrayamamaktan, iletilen ile üretileni birbirine karıştırmaktan kaynaklanan sorunlara değinirken Türkmen, selefilik, tasavvuf/Gülen, Şiilik/batınilik ekollerinden örnekler verdi. Örnek sadedinde rüya ve keşf anlayışınının tahkik ehli olmayan insanları nasıl nesneleştirdiğinin ve kullanılmaya müsait hale getirdiğininin altını çizdi.

İlerleyen başlıklarda ve toplum değerlendirmelerinin önemine dikkat çeken konuşmacı, bu minvalde tarihe yaklaşırken esas olanın sadece Kurani ölçüler olduğunu, tarihte üretilmiş yaklaşımların kritiğe tabi tutulması gerektiğini, ayrıca toplum değerlendirmesinde tekfirci yaklaşımların sağlıklı bir sonuca götürmeyeceğini yine örneklerle anlattı.

Kuran merkezli tertil fıkhını içselleştirmiş olan Islah hareketlerinin, ümmetin uyanışı için büyük bir umut olduğu vurgusunun yapıldığı seminerde son olarak ümmet coğrafyasındaki ıslah öncüleri ve hareketlerinin birikimlerin de katkısıyla bugün üzerine bastığımız toprakta İslam’ı anlamak için bilgi eksikliğinin olmadığı belirtildi. Aramasını bilen insan için bugün sahih bilgeye ulaşılabileceği ancak sahih bilgiyi amelleştirmek konusunda henüz istişari temelli bir modelleşmeyi gerçekleştirip vahyi mesajı gereği gibi Türkiye toplumuna aktarmak ve örneklemek konusunda yeni olduğumuz ve birikim sahibi öncülerin özellikle bu noktaya yoğunluklarını teksif etmeleri gerektiği belirtildi.

bursa-20140921-02.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler