Siyonistlerin Kudüs'e Yönelik Saldırılarına Sivas'tan Protesto

Siyonistlerin Kudüs'e Yönelik Saldırılarına Sivas'tan Protesto

Siyonist İsrail'in Mescid-i Aksa yönelik saldırıları Sivas'ta protesto edildi.

Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya dönük saldırılara tepkiler çığ gibi büyüyor. Anadolu'nun pek çok şehrinde yapılan gösterilere Sivas'ta dahil oldu. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER) Sivas Temsilciliği üyeleri ve vatandaşlar, 9 Kasım Pazar günü saat 12.30'da Kent Meydanı'nda yaşanan son sürece ilişkin bir basın açıklaması yaptı ve müteakibinde bir dua okundu. Basın açıklamasını dernek adına Sinan Ceran yaparken duayı da Süleyman Ceran okudu.

sivas-20141109-1.jpg

sivas-20141109-2.jpg

sivas-20141109-3.jpg

sivas-20141109-4.jpg

sivas-20141109-6.jpg

sivas-20141109-7.jpg

sivas-20141109-8.jpg

sivas-20141109-9.jpg

Basın Açıklamasının ve Duanın Tam Metni:

AKSA İNTİFADASI ONURUMUZDUR KORUYACAĞIZ!!!

Kıymetli Sivas Halkı ve Sayın basın mensupları,

İşgalci İsrail, Gazze'de aldığı son yenilgiden sonra Kudüs'te yeni yerleşim kararları ile işgal politikalarını hızlandırmış durumda. Çünkü bu günlerde Gazze'yi boğmaya çalışan ve bunun için İsrail'e gönülden çalışan Mısır'da Sisi cuntası mevcut. Mursi'yi darbe ile indirdikten sonra Gazze'deki direnişi ve Gazze halkını teslim almak için İsrail ile elbirliği halinde Refah bölgesindeki tünelleri yok etmek için çalışma başlattılar. 8 yıldır ambargo altındaki açık hava hapishanesi olan Gazze'den Mısır'a açılan ve adeta nefes borusu olan tünellerin yok edilmesi ve bir daha tünel açılamaması için refah bölgesi, askeri bölge ilan edildi. Yerleşimden arındırılacak bu bölgede tünel yapımını engelleyecek coğrafi değişiklikler yapılması kararlaştırıldı.

Diğer taraftan Müslümaların ilk kıblesi ve peygamberlerimizin mübarek mirası Mescid-i Aksa ve Kudüs çok tehlikeli gelişmelere gebe. Siyonistlerin belirledikleri program doğrultusunda giderek daha pervasızlaştıkları ve daha önce "Bu kadarına cesaret edemezler!" diye tahmin edilen adımları birbiri ardına attıkları görülüyor. Kudüs'ü bütünüyle Yahudileştirme ve Mescid-i Aksa'yı yıkıp Haremi Şerif bölgesinde Siyon Tapınağı inşa etme faaliyetine hız verdikleri anlaşılıyor.

Taktik değişmiyor. Siyonistler bir yandan provokatif eylemlerle sinsi programlarını icraya çalışırken, buna karşı Filistin halkının verdiği tepkileri de yeni baskılar, yasaklar ve sindirme kampanyasının gerekçesi olarak kullanıyorlar. Bu çerçevede 29 Ekim akşamı Siyonist işgal çetelerinden birinin liderliğini yapan Haham Yehuda Glick'in, Mutaz Hicazi adlı Filistinli bir mücahit tarafından vurulması üzerine bugüne kadar hiç yaşanmamış bir adım atıldı ve Mescid-i Aksa yaklaşık 1 gün boyunca ibadete kapatıldı. 31 Ekim'de Mescid-i Aksa ibadete açıldığında sadece 50 yaşını geçenlere izin verildi.

Harem-i Şerif'in Müslümanların girişine kapatılması uygulamasında dikkat çekici bir planın uygulanmakta olduğu görülmeli. 2012'de toplam 3 kere, 2013'te ise 8 kere kapatılan Harem-i Şerif'e bu yıl şimdiye dek tam 76 kez Müslümanların girişi engellendi. Yani yaklaşık dört günde bir Harem'in kapatıldığı görülmekte. Bu seyir böyle devam ettiğinde Harem-i Şerif'in önce daha uzun sürelerle ve ardından da bütünüyle kapatılması hiç de sürpriz olmayacaktır.

Ancak dikkat çekilmesi gereken nokta İsrail'in gücü değil, bu çeteye mübarek mekanlarımızı kirletme cüretini suskun İslam dünyasının veriyor olmasıdır. Yani şimdi İsrail askerleri Sivas'ta Ulucami'ye postalları ve silahları ile girseler, ilahi rehberimiz Kur'an-ı Kerimleri yerlere savursalar Sivas'taki Müslümanların tavrı ne olurdu? İşte ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için çok daha fazla tepkiyi dillendirmemiz gerekir değilse, siyonist çete bildiğini okumaya devam edecektir.

Ve 5 Kasım'da acı bir ilk daha yaşandı. Siyonist askerler Mescid-i Aksa'nın içine girdiler. Bir grup Yahudinin sabah saatlerinde Megarib kapısından içeri alınmasını protesto eden Filistinlilere saldıran Siyonist askerler Mescid-i Aksa'nın içine girerek işgali bir adım daha öteye taşımış oldular.

Sürecin nereye doğru gittiğini görmek için dünden bugüne yaşananları hatırlamakta yarar var.

Eylül 2000'de Likud Partisinin liderliğini yapan Ariel Şaron bütün tepkilere rağmen 1.000 polis eşliğinde Harem-i Şerif'in avlusuna adımını attığında bu cüretkâr eylemi 2. İntifadanın patlamasına neden olmuş ve tüm İslam coğrafyasında büyük bir öfke patlamasına yol açmıştı. Dün Şaron'un Aksa'nın avlusuna adım atması büyük bir infiale yol açarken, bugün Siyonist işgal kuvvetlerinin Mescidin içine girip mihraba kadar kirletmelerinin sıradan bir hadise gibi algılanması gidişatın yönünü göstermektedir.

Filistin halkı elinden geleni yapmakta, kadınlarıyla, gençleriyle direnmektedirler. Yazdan bu yana Kudüs'te bilhassa gençler sürekli sokaklardadır. Kadınlar Aksa'yı canla başla savunmakta, işgalcilere karşı direnmektedirler. Ne var ki, işgal ve kuşatma altındaki Filistin halkıyla birlikte İslam Ümmetinin de Kudüs'e yönelik Siyonist saldırganlığa karşı harekete geçmesi elzemdir.

Fotoğrafın bütününü görebilmeliyiz. Tunus'ta devrim sonrası İslamcı Nahda'nın engellenmesi için Batı diktatörlük yanlılarını destekliyor, Yemen'de İran destekli Husi'lerin devrimi geriye döndürmeleri için halkı katletmelerine göz yumuluyor, Libya'da Amerika yanlısı Hafter'e silah verilerek inisiyatifi elinde bulunduran İslamcılara savaş açıldı. Mısır'da devrim sonrası iktidara gelen Mursi darbe ile indirildi. Batı ülkeleri ile işbirlikçi körfez ülkeleri askeri ve ekonomik imkanlarını darbeci Sisi'ye sundular. Suriye'de katil Esed ve destekçisi İran, 200 binden fazla insanı katlederken ses çıkartmayanlar, sivillerin bile bulunmadığı bir avuç Kobani için koalisyon oluşturdular. Koalisyon güçlerinin uçakları dün yine Işid mevzilerinin dışında Ahrarüş Şam, İslami Cephe ve Nusra'nında mevzilerini bombaladılar. Katil Esed'e hayat öpücüğünü verdiler.

İşte Türkiye'deki Gezi olayları, 17 Aralık darbe girişimi ve Kobani gerilimleri de Türkiye'yi emperyalist Batı'nın politikalarından kopmaması için hizaya çekme, nizam verme amacını güttü. Hedef sadece Türkiye değildi. Hedef tüm İslam dünyasında Batı'ya meydan okuyabilecek, Müslümanların yeniden ayağa kalkmasını sağlayabilecek İslami hareketler ve hükümetlerdi.

Bu savaş ve çatışma sadece sınırlı bir bölgeyle ilgili değildir. Bu savaş, bütün bölgeyle alakalıdır. Kudüs özgür olmazsa Şam'da, Bağdat da, İstanbul'da özgür olamaz.

Bunlardan dolayı şayet Batı'nın ileri karakolu olarak görevlendirilen Siyonist İsrail bu savaşında başarılı olur ve zafer kazanırsa, bunu bölgede bulunan batılı işgalcilerin ellerindeki kirli planlarını bölgeye yayma ve kökleştirme çabaları takip edecektir. Şayet işgal rejimi muvaffak olmaz ve geri adım atarsa o zaman "Batı'nın ve onun ileri karakolunun bölgedeki gerileyişi" ismiyle yeni bir çağ açılacaktır.

Mescid-i Aksa sadece ilk kıblemiz olmasından ötürü önem arzetmiyor. Aksa'yı ve Kudüs'ü önemli kılan iki boyut var: Birincisi sembolik boyut ki ilk kıblemiz olması hasebiyledir. İkincisi ise emperyalizme ve onun işbirlikçilerine karşı direnişi ve onuru besleyen bir kaynak, mektep olmasıdır.

Aksa'ya sahip çıkma sorumluluğu İslam ümmetinin omuzlarındadır. Bunu Mahmud Abbas gibi işbirlikçilerden bekleyemeyiz. Sisi gibi Hamas'ı Gazze'de boğmaya çalışan darbecilerden; Suud gibi, Ürdün gibi tescilli Amerikan uşaklarından; halkını katletmekle meşgul Esed gibi kasaplardan da bekleyemeyiz.

Aynı şekilde yanı başındaki Siyonistlere sürekli tehdit, Suriye'deki Müslümanlara ise füze yağdıran Hizbullah'tan da bekleyecek halimiz yok. Şam'daki Seyyide Zeyneb türbesini koruma adına Afganistan'dan Yemen'den militan toplayıp Suriyeli direnişçilerin üzerine salan İran'ın sahte Kudüs yakınmalarına da karnımız tok!

Sorumluluk Ümmettedir, omuzlarımızdadır. Ne yapabiliyorsak onu yapacağız! Şimdi harekete geçme zamanı! İşgale ve gaspa karşı hiç olmazsa sesimizle soluğumuzla karşı durma, direnen kardeşlerimizin yanında olduğumuzu haykırma zamanı!

Müslümanlar olarak ilk kıblemiz aziz Kudüs'ün işgalini önleyemedik. Siyonistlerce adım adım Yahudileştirilmesini engelleyemedik. Hiç olmazsa Mescid-i Aksa'nın gasp edilmesine izin vermeyelim! Siyonist saldırganlığın Ümmete bu ölümcül darbeyi vurmasını engelleyelim! Müslümanlar olarak Mescid-i Aksa'nın gasp edilmesi planını durdurabilirsek eğer, inşallah bu Kudüs'ün ve tüm Filistin topraklarının tekrar özgürlüğe kavuşması yolunda atılmış bir adım olsun! 

Rabbimiz, bizleri iyiliği emreden kötülükten nehy eden ve bir zulümle karşılaştıklarında hep birlikte karşı koyan muslihundan eylesin.

 

 

DUA

Rabbimiz!

Her şeyin yaratanı, yaşatanı, sahibi ancak sensin.

Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, hiç kimseye muhtaç olmayan, sınırsız kudret ve yücelik sahibi, şükre ve övgüye ihtiyacı olmayan hamid sadece sensin.

Her şeyi gören, her şeye şahit olan, her şeyi hesap günü hesaba çekmek için eksiksiz kaydeden ancak sensin.

Kulluğumuzu, hamdımızı ve ibadetlerimizi kabul buyur.

Rabbimiz!

Bizleri sana şirk koşmadan iman edenlerden, her daim sana hakkıyla şükür, hamd ve kulluk edenlerden, her daim razı olacağın şekilde hayatını tanzim edip yaşayabilenlerden, tüm hayatını salih amel kılabilenlerden eyle.

Rabbimiz!

Bizi dünya da doğru yola, ahirette kurtuluşa iletmek için göndermiş olduğun ve anlayıp idrak ederek okuduğumuz ve okuyacağımız Kur'anı Kerimlerin bereketiyle; bizleri, ailelerimizi ve tüm ümmeti; bilhassa zorlu imtihandan geçmekte olan Filistin, Suriye, Mısır, Irak, Doğu Türkistan ve diğer tüm İslam beldelerindeki halklarımızın mücadelelerini bereketlendir ve güçlendir.

Rabbimiz!

Ümmetimizin, Kur'an mesajlarını anlayıp yaşamak suretiyle bir kez daha dirilmesini, bir kez daha tıpkı sahabeler gibi gerçek bir ümmet kardeşliğine erişmesini, bir kez daha İslam'ın zafer ve üstünlüğe kavuşmasını, bir kez daha İslam'ın adalet ve rahmetini, başta Müslümanlar olmak üzere tüm mazlumların tatmasını nasip eyle bizlere.

Rabbimiz!

Kur'an'da mübarek belde olarak vasıflandırdığın ve 1300 yıldır İslam beldesi olan Kudüs ve Filistin'i, işgalci Siyonist Yahudilere karşı 100 yıldır malları ve canlarıyla savunmakta olan ve halen bu mücadeleleri nedeniyle İsrail çetesinin kurşunlarına göğüslerini siper eden Filistinli kardeşlerimize yardım eyle. Onlara sabır, esenlik ve zafer nasip eyle.

Rabbimiz!

İsrail denen sözde devletin ortadan kalktığı ve özgürlüğüne yeniden kavuşan İslami Kudüs ve İslami Filistin'i görebilmeyi, başta Filistinliler olmak üzere bizlere ve bu arzuyla kıvranan tüm Ümmet kesimlerine nasip eyle.

Rabbimiz!

Hz. Musa ve Hz. Ömer'in bizlere bir emaneti olan Filistin, Kudüs, Mescidi Aksa ve Haremi Şerifin Siyonist Yahudilerin eline geçmesine izin verme. Buraların kıyamete kadar İslama ve Müslümanlara ait olarak kalmasını nasip eyle.

Rabbimiz!

Kudüs ve Filistin'in kurtuluşu için cihat eden Filistinli kardeşlerimizin cihadına maddi ve manevi tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanarak destek olabilmeyi,  Kudüs ve Filistin'in kurtuluşuna karınca kararınca da olsa katkı sağlayabilmeyi ve ahiret günü bu konudaki sorumluluklarımızı yerine getirenlerden olarak hesabımızı kolayca verebilmeyi nasip eyle bizlere.

Rabbimiz!

Başta Filistin ve Suriye olmak üzere, Mısırda, Kafkasya'da, Doğu Türkistan'da, Arakanda ve dünyanın dört bir yanında sırf Rabbimiz Allah'tır dedikleri, sadece Sana kulluk etmek istedikleri, rızanı kazanmak için dinlerini ve İslam beldelerini korumak uğruna mücadele ettikleri için zulme uğratılan, katledilen, işkence edilen, yurtlarından sürülen tüm mü'minlere sabır ve zafer nasip eyle.

Rabbimiz!

Bizleri her daim Müslümanların, İslam ümmetinin, senin yolunda mücadele edenlerin, mazlumların ve mağdurların yanında ve safında, her daim razı olacağın saflarda kıl. Bizleri onların yar ve yardımcısı, destekçisi eyle.

Rabbimiz!

Bizleri İslam düşmanlarının, hainlerin; ırkını, devletini, mezhebini, meşrebini önceleyenlerin, dinini dünyalık menfaatler için satanların yanında ve safında olmaktan, onlara yar ve yardımcı olmaktan uzak eyle.

Rabbimiz!

Bizlere sadece sana kulluk etmeyi, ümmet bilinciyle tüm Müslümanları sahiplenmeyi, daima mazlumların ve mağdurların yanında olmayı nasip eyle. Daima haklıların, mazlumların, Ümmetin, senin rızanı arayarak cihat edenlerin yanında durabilme izzetiyle izzetlendir bizleri.

Rabbimiz!

Bizlere dünyada onurlu ve temiz bir hayata, ahirette gerçek kurtuluşa eriştirmek için indirdiğin Kur'anı anlayarak okumak suretiyle, en büyük nimet olan sıratı müstakim üzere yaşayıp ölebilme, ahirette alnımızın akıyla hesabımızı verebilme ve sonsuz cennete kavuşma nimetiyle nimetlendir.

Velhamdülillahi Rabbil Alemin El Fatiha.

Önceki ve Sonraki Haberler