Tatvan’da ‘’Kur’an Kıssaları Önemi’’ Semineri

Tatvan’da ‘’Kur’an Kıssaları Önemi’’ Semineri

Tatvan Özgür Der tarafından Cuma günleri yapılan seminerlerin bu haftaki konusu "Kur’an Kıssaları Önemi" idi. Semineri Fırat KIRANŞAL sundu.

İbrahim AYKAN'ın okuduğu Kur'anı Kerim ve mealiyle program başladı.

Fırat KIRANŞAL'ın Konuşma Özeti:

Fırat KIRANŞAL, Kuran'da anlatılan kıssalara bakıldığında tüm peygamberler özellikle Allah'ın varlığına değil, Allah'ın birliğine dikkat çekmişlerdir. Zaten sorun Allah'ı gereğince takdir edememektir. Allah kıssaları bizlere tarih bilgisi olsun diye değil, öğüt almamız ve olaylardan ders çıkarmamız için bildirmiştir. Özellikle Hz. Muhammed (as) ve ilk Müslümanların başlarına gelen olayların ilk defa yaşanmadığını belirtmiştir. Hz. Muhammed (as) mücadele ederken ona tabi olanların sayısı oldukça azdı. Nuh (as)' bin yıldan elli yıl eksik diyerek uzun bir zaman tebliğde bulunmasına rağmen Nuh'a (as) inananlarında çok az olduğu belirtilmiştir. Bu mücadelenin zor olduğu ve karşılığının Allah tarafından verileceği tekrar hatırlatılmıştır. Bu kıssa ve ayetler ilk vahye muhatap olan ve zorluklarla karşılaşan Müslümanlara bir teselli olması için bildirilmiş olduğunu söyledi.

Fırat KIRANŞAL,Kıssalar muhataplara birer örnek ve ibret olarak anlatılır. Muhatapların bu kıssalardan dersler alması ister dedi ve şu ayetleri okudu.

"And olsun ki Rasullerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır." (12/11)

"Resullerin başlarından geçenlerden, sana anlattığımız her şey, senin gönlünü pekiştirmemizi Sağlar; sana bu belgelerle gerçek, inananlara da öğiit ve hatırlatma gelmiştir." (11/120)

Fırat KIRANŞAL ,Kur'an-ı Kerim'in yaklaşık olarak yarısına yakınını oluşturan kıssaların, sırf tarihi olaylar olarak nakledilmemiş olduğunu söyleyebilirim.Yusuf (a) kıssası haricinde tüm ayrıntılarına kadar aynı sure içerisinde anlatılan başka bir kıssa yoktur. Bir sure içerisinde anlatılan bir bölüm diğer surelerde anlatılmamış olabilir. Aynı kıssanın o bölümünün başka sure içerisinde değişik boyutlarıyla anlatıldığını görebiliriz. Bütün bu anlatım teknikleri, kıssaların bize, sırf kronolojik ve tarihi bir biçimde anlatılma amacında olunmadığını gösteriyor .dedi.

KIRANŞAL,Kıssaların anlatımından, o anda insanlara verilmek istenilen mesajların ön planda tutulduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Kur'an kıssalarının amacı tarih anlatmak değil, geçmişte yaşanmış olayları ve kişileri örnek göstererek o dönemde yaşayanlar ve kıyamete kadar yine aynı olayları yaşayabilecek diğer insanlar için ibretler vermektir.

KIRANŞAL,Mekke dönemi, Müslümanların bütün güçleriyle İslam'ı tebliğ etmeğe çalıştıkları bir dönemdir. Karşılarında ana ve babalarından tutun, ailelerinden kabile bireylerine kadar herkes vardır. İnananlar İslam'ı bu insanlara anlatmaya çalışırlarken Allah onlara, daha evvel yaşayanlardan örnekler verir. Bu örneklerden biri, aynı zamanda müşriklerle beraber hepsinin atası olan İbrahim'in (as) kıssasıdır.Tanrı ve evren üzerine sorular ve düşüncelerle başlayan bir tefekkür sonunda gerçeği, "Allah"ı bularak bu inancını diğer insanlara en başta babasına anlatmaya, onları düştükleri yanlıştan kurtarmaya çabalayan Hz. İbrahim, Allah'ın tüm insanlara sunduğu öğüt ve ibret abidesidir.Oysa günümüzde İbrahim'in(a) kıssasının Nemrud'un onu ateşe atması ve Hz. İbrahim'in oğlunu kurban etmesi haricinde diğer anlatılanlar geri plana itilmiş; "Nemrud", "kurban" gibi rumuzlarla anılır olmuştur.dedi.

Fırat KIRANŞAL,günümüzde ise Nuh (a) kıssası okunduğunda kimse Kur'an'ın muhatapları Mekkeli Müslümanlar gibi ibret almaktansa, Nuh'un ge­misiyle,içine binen hayvanların nitelikleriyle, Tufan'ın nasıl olduğu gibi tarihi bilgilerle uğraşmaktadırlar. Yunus, Yusuf, Eyyub ve Süleyman kıssaları gibi diğer kıssalar da ne yazık aynı kaderi paylaştığını belirtti.

Fırat KIRANŞAL, Hz. Yunus (a) kıssasına değindi. Hz. Yunus (a) Allah'tan bir emir almadığı halde çekip  gittiğinde , Allah  ayette ''O öfkelenip giderken kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı." (21/87) .Ancak düşündüğü gibi olmadı.Allah O'nu bu hatasına karşılık cezadan sonra tekrar rasul olarak yolladı.Yunus'un(a) kavmi daha sonra iman etti."Sonunda O'na inandılar." (37/148)Böylece Müslümanların tebliğ eyleminde sonucu Allah'a bırakmalarını, gevşememelerini, Yunus (a) kıssası vasıtasıyla  Müslümanlara öğütlemiş oluyordu. Ancak  birçoğu bu mesajları alacakları yerde, Yunus'un (a) balığın karnına nasıl sığdığı, "yaktin" bitkisinin nasıl bir ağaç-ot olduğu üzerinde fikir yarıştırmakla meşgul olmuşlardır.dedi

KIRANŞAL ,Görülüyor ki Kur'an'daki kıssalar yaşadığımız hayatla o kadar iç içedirler ki onları yeterin­ce anlamadan ne yapacağımız hareketlerin ne de bu hareketlerin karşılığı olarak gelecek so­nuçları iyi değerlendirmemiz mümkün değildir .Musa (a), Isa (a) ve diğer rasullerin kıssaları bize yaşadığımız anın ve gelecekte bunlara karşılık yaşayacağımız olayların ipuçlarını verir, yol gösterir.İslami mücadelede yöntem sorunlarımıza cevaplar verir. Karşılaşacağımız soruları, atılacak çamur ve iftiraları bildirir. Kafirlerin takınacakları tutumlar ve bunlara karşı alınacak tedbirler hakkında bizleri uyarır dedi

KIRANŞAL konuşmasının sonunda kıssalardan alabilinecek dersleri şu şekilde sıraladı.

- Tufan, Gemi, Balık, Taht, Cin, Köşk, yaktin, Dabbe ,Set vs. gibi tali meseleleri abartarak ,kıssalardaki ana mesajları ve diğer tali meselelerdeki verilmek istenen mesajları gözden kaçırmaya neden olunmalı,

-Kıssalardaki kapalı meseleleri "kıssacılık" veya "israiliyat"tan kaynaklanan mevzu haberlerle yorumlanmaması icin dikkat göstermeliyiz.

-Birer tebliğci olan bizler bu gerçeklerin ışığında tekrar kıssaları okuyalım. Okuduklarımızı Kur'an bütünlüğü içerisinde ele alarak değerlendirelim.

-Kur'an kıssaları bu şekilde okunursa müminlerin kalplerine huşu ve güç verir.

Program soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler