Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Necmi Kadıoğlu'na Çağrı!

Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Necmi Kadıoğlu'na Çağrı!

Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'nun da bulunduğu belediye salonundaki bir etkinlikte Ahmedinejad'ı protesto ettiği için bir gencin linç edilmesi hakkında Özgür-Der, belediye başkanına hitaben bir çağrıda bulundu.

Özgür-Der Genel Sekreteri Musa Üzer, Esenyurt'ta yaşanan linç girişimi hakkında Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'na hitaben açık bir mektup kaleme aldı.

***

Esenyurt Belediye Başkanı Sayın Necmi Kadıoğlu,

2 Mart 2015

Önceki gün belediyenize ait bir salonda ve şahsen sizin de iştirak etmiş olduğunuz bir toplantıda çok çirkin bir olay yaşandı. Suriye'de devam etmekte olan insanlık suçlarına tepkisini göstermek isteyen bir genç salondaki güruh tarafından linç edilmeye kalkışıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davudoğlu'nun zalim ve despot Esed diktasına karşı Suriye halkının onurlu direnişini ilk günden itibaren her platformda desteklemelerine rağmen AK Parti teşkilatının yeterince olayı kavrayamadığı ve sahiplenmediği eleştirileri zaman zaman yapılmakta. Nitekim bunu doğrulayan son örnek 28 Şubat Cumartesi günü Esenyurt'ta yaşandı.

Esed katilinin hamisi ve suç ortağı, bölgedeki mezhepçi siyaset ve savaşın birinci dereceden sorumlusu İran'ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Esenyurt Belediyesi Kültür Merkezi'nde "İslami Vahdetin Tesisinde Hz. Zeyneb'in Mücadelesi" konulu bir konferansa katıldı. Alulbeyt Vakfı ve Ehlibeyt Platformu'nun düzenlediği ve Selahattin Özgündüz, Hasan Kanaatlı gibi Baas çetesinin Türkiye'de sözcülüğünü yapan kişilerin de katıldığı programa AK Partili Esenyurt Belediye Başkanı sıfatıyla siz de katıldınız!

Ne gariptir ki, Esed'in katliamların ortağı İran'ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ballandıra ballandıra "Vahdet"ten bahsederken Ulaş Kaan Çelik isminde genç bir Müslüman "Katil İran Suriye'den…" diye tepkisini haykırmak istiyor ama daha "Defol" diyemeden slogan yarım kalıyor. Çünkü onlarca kişi bir anda genci linç etmeye çalışıyorlar. Çevresinde vahşi hayvanlar gibi kendisine saldıran yaratıkların arasında genç bir insan ve bu zalimliği izleyen seyirciler… Ve en önde, protokol sıralarında oturanlar arasında siz de varsınız!

Ulaş Kaan Çelik güvenlik görevlileri tarafından şebbihaların elinden güçlükle kurtarılırken acaba ne hissettiniz? Müdahil olmak için bir çaba sarf ettiniz mi? En azından bu yapılanı kınayıp, bu genci hastanede ziyaret etme gereği duydunuz mu?

Sayın Kadıoğlu, biliyor musunuz sağınızda solunuzda oturanlar sırf AK Parti hükümeti Suriye direnişi ve halkını destekliyor diye seçimlerde CHP için çalıştılar. Hükümeti devirme girişimi olan Gezi kalkışmasında destek için gidip konuşmalar yaptılar.

Makamlar, koltuklar ve yaşamakta olduğumuz hayatların hepsi geçicidir Sayın Başkan! Ve bir gün ölüm gelip çattığında Rabbimizin "Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde vardır." uyarısıyla karşılaşmak mukadderdir!

Belediyenize ait bir salonda bu etkinliğe izin vermemeliydiniz! İzin verme yanlışını yaptınız; o toplantıya gitmemeliydiniz! Toplantıya gitme yanlışını yaptınız; bir genç Müslüman linç edilirken kazıkla bağlanmış gibi oturmamalıydınız! Bütün bu yanlışlardan sonra Allah indinde bir mazeretiniz olsun diye yapmanız gereken bir şeyler yok mudur?

Musa Üzer
Özgür-Der Genel Sekreteri

Önceki ve Sonraki Haberler