Diyarbakırlar Sisi Cuntasını Engellemelerine Rağmen Protesto Etti

Diyarbakırlar Sisi Cuntasını Engellemelerine Rağmen Protesto Etti

Diyarbakır halkı polisin tüm engelleme çabalarına rağmen Sisi cuntasının vermiş olduğu idam kararlarını protesto etti.

Memur-Sen, Mustazaflar Cemiyeti Derneği ve Özgür-Der'in aralarında bulunduğu 72 İslami kuruluşun çağrısı bir araya gelen Diyarbakır halkı Mısır'da aralarında Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin de bulunduğu 106 kişiye verilen idam kararını kitlesel basın açıklamasıyla protesto etti. Protesto eyleminde yapılan basın açıklamasında, mazlum ve Müslüman halka verilmesi gereken destekle ilgili önemli mesajlar verildi.

 

Diyarbakır'da faaliyetlerde bulunan İslami sivil toplum kuruluşları, Mısır'da 106 kişiye verilen idam kararını kitlesel basın açıklamasıyla protesto etti. Yapılan kitlesel basın açıklamasında, birlik beraberlik ve İslami mücadeleye vurgu yapıldı.

Diyarbakır tarihi Ulu Camiinde çıkan Diyarbakırlılar Şeyh Said Meydanında toplanmak için yürüyüşe geçti. Ancak polis, darbeci Sisi ve idam kararını protesto eden Diyarbakır halkına karşı biber gazı kullanarak yürüyüşe engel oldu. Çıkan arbedenin ardından kitle sessiz şekilde Şeyh Said Meydanı'na giderek basın açıklaması yaptı.

Yunus Memiş kitlesel basın açıklamasını tekbir ve darbe karşıtı sloganları eşliğinde okudu. Basın açıklamasında; Darbeciler Mursi'yi yargılayamaz pankartı açılırken, 'Üzülme gevşeme Allah seninle', 'Darbeciler yenilecek İslami Hareket kazanacak', 'Zulme karşı susan dilsiz şeytandır, dövizleri açıldı.

Memiş basın açıklamasında, başta darbeci Sisi olmak üzere onunla birlikte hareket eden tüm zalim ve müstekbir güçleri lanetlemek için Şeyh Said Meydanı'nda toplandıklarını ifade ederek, Mursi'nin şahsında tüm mazlum ve Müslümanların yanında olduklarını belirtti.

"Zalimler bir kez daha mazlum halkın onurunu ve şerefini esir almak istiyor"

Memiş, zalimlerin bir kez daha mazlum Müslüman halkın onurunu ve şerefini, esir almak istediğini ifade ederek, 'Diktatörleri devirme iradesiyle zalimlerin tahtını alaşağı eden ve meydanları  'Özgürlük, Adalet ve meşruiyet' çağrıları ile meydanları tekbir sesleri ile inleten  İslami Hareketler Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye'de istekleri zalimlerin iktidarlarını sarstı. Halkların kendi iradesini ellerine alma çabaları bu nedenle zalimlerce bir cezalandırmaya, bedel ödetme kampanyasına dönüştürüldü." Dedi.

"Zalimlerin hukuku ancak ataları gibi olur"

Onlarca yıl aradan sonra ilk defa Mısır halkının özgür iradesiyle seçtiği meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin despotça görevden uzaklaştırıldığını hatırlatan Memiş, "Tarih boyunca biz bu zalimlerinin yaptıklarından bigâne değiliz. Daha önceleri ataları firavunların, nemrutların ve tiranların işledikleri cinayetler birebiri ile ne kadar çok örtüşmektedir. Darbenin hukuku budur! Sokaklarda canlı yayınlarda yüzlerce insanı katleden, slogan atanların üstüne kurşun yağdıran, cezaevi aracında onlarca insanı boğan, kardeşlerimizi vahşi işkencelerle şehit eden zalimlerin hukuku ancak ataları gibi olur.

"ABD'yi, israil'i  BM'sinin 5'li çetesini, Rusya'yı lanetlemeyi sürdüreceğiz"

Müslüman ve mazlumların kurşunlara, katliamlara rağmen susmadığını sinmediğini burgulayan Memiş daha sonra, "Katil diktatörlüklerin patronluğunu yapan ABD'sini, israil'i  BM'sinin 5'li çetesini, Rusya'sını lanetlemeyi sürdüreceğiz. Müslümanların söz konusu olduğunda bütün coğrafyalarda ABD, AB, BM ve diğer işbirlikçileri sağır pozisyonuna düşmekte ve bizatihi Müslümanlara yönelik yapılan zulmün destekçisi olmaktadırlar. Bunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız." İfadelerini kullandı.

"Adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadelemize devam edeceğiz"

Memiş, adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadelelerinin devam edeceğinin altını çizerek kitlesel basın açıklamasını şöyle sürdürdü: " Diyarbekir'ın muvahhit Müslümanları olarak; Tevhidi ilkelerimizle adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadelemiz arzın tamamında devam edecektir. Unutulmamalıdır ki bizler başarıyı ve taltifi sahte ilahlardan değil yalnızca Allah'tan bekleyen Müslümanlarız. Zillete boyun eğene yazıklar olsun! İzzete talip olanları için tüm Müslüman kardeşlerimize binlerce selam olsun! İman edenlerin dostunun sadece Allah olduğunu bilerek siyasi duruşumuzu Rabbimizin istediği şekilde sürdürmeye devam edeceğimizi bütün dünyaya haykırıyoruz. Dün olduğu gibi, bugün  ve yarın da başta Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere tüm  mazlum halkların yanında olduğumuzu  ilan ediyoruz. Bu Rabbimizin bize yüklediği  adil şahitlik vazifesidir. Müslüman hiçbir zaman zulme sessiz kalamaz.Bu vesileyle İhvan'a karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve alçakça saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Mısır halkını ve Müslüman Kardeşler teşkilatını haklı davalarında sonuna kadar destekliyoruz."

"Siyonistlere, emperyalistlere, diktatörlere, darbecilere dur deme vakti geldi"

Memiş Müslüman ve mazlumlara da seslenerek, "Ey Müslüman halkımız; Ey Ümmet! Yeter artık ayağa kalk ve  mazlum kardeşlerine sahip çık. Siyonistlere, emperyalistlere, diktatörlere, darbecilere dur deme vakti geldi. Bugün bizim için, ümmet için direnen kardeşlerimizin yanında, kapitalist barbarların karşısında durma vaktidir. Gün bugündür! Ancak zalim Sisi ve yaptığı bu zulmü destekleyip alkışlayan arkasındaki alçaklar şunu unutmasınlar ki Müslümanların önüne konulan idam sehpaları asla onları korkutmamış ve yıldırmamıştır. Nice Şeyh Said, Seyyid Kutup ve Abdulkadir Molla bu yolla şehadete ulaştılar. Ancak binlercesi onların bıraktığı bayrağı devralıp davalarını sürdürdüler. Onlara bu cezaları reva görenler ise bu dünyada rahat yüzü görmediler. Ahirette de onları büyük bir azabın beklediğine inanıyoruz. Darbeci Sisi'ler şunu bilsinler ki onlara bugün destek verenler yarın cenazelerini bile yerden kaldırmayacaklardır." Şeklinde basın açıklamasını sürdürdü.

 Memiş son olarak, tüm duyarlı kamuoyunu Sisi'nin hukuk cinayetlerine karşı çıkmaya davet ederek maddi ve manevi her türlü imkân başta İhwan-ı Müslimin olmak üzere Mısır'daki Müslümanların yanında olduklarını bir kez daha haykırdıklarını ifade etti. ( Emrah Deniz/ Hamza Adiyaman-İLKHA)

Diyarbakır Polisinden Sisi Protestosuna Gazlı Müdahale

diyarbakir-20150522-01.jpg

diyarbakir-20150522-02.jpg

diyarbakir-20150522-03.jpg

diyarbakir-20150522-04.jpg

diyarbakir-20150522-05.jpg

diyarbakir-20150522-06.jpg

diyarbakir-20150522-07.jpg

diyarbakir-20150522-08.jpg

diyarbakir-20150522-09.jpg

diyarbakir-20150522-10.jpg

diyarbakir-20150522-11.jpg

diyarbakir-20150522-12.jpg

diyarbakir-20150522-13.jpg

diyarbakir-20150522-15.jpg

diyarbakir-20150522-16.jpg

Basın Açıklamasının Tam Metni:

İDAM SEHPALARI DİRENİŞİ DURDURAMAZ

Mazlumun dostu, zalimin düşmanı değerli kardeşlerim

Katil Sisi başta olmak üzere onunla birlikte hareket eden tüm zalimleri ve müstekbir güçleri lanetlemek için buradayız.

Darbeci cuntanın sözde mahkemelerin kararlarını protesto etmek için buradayız.

Mursi'nın şahsında İslam'a ve onun Yüce değerlerine sahip çıkan ümmet bilincini taşıyan tüm muvahhit ve Mazlum Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek için buradayız.

Yeryüzünde küfre karşı direnip, Allah'ın istediği bir yeryüzü düzenini inşa etmek için muvahhit Müslümanlar olarak Peygamberler ve Sahabeler diyarından "Adil Şahitler " olarak zalimlerin zulmünü lanetlemek ve Müslüman kardeşlerimizin haklı davalarını sahiplenmek için buradayız.

Hafta sonu darbeci cunta hukuku Mursi, Bedii ve Karadavi'nin de aralarında bulunduğu 106 kişinin dosyasını, idam kararıyla ilgili görüş alınması için müftülüğe gönderildi. Müftülük makamı İslam hukuku adına hüküm icra eden bir makam olması gerekirken maalesef satın alınmış, hak ve hukuku çiğneyerek zalimlerle ve hainlerle payende olması  utanç verici bir durumdur.

Zalimler bir kez daha mazlum Müslüman halkın onurunu, şerefını, esir almak istediler. Diktatörleri devirme iradesiyle zalimlerin tahtını alaşağı eden ve meydanları  "Özgürlük, Adalet ve meşruiyet" çağrıları ile meydanları tekbir sesleri ile inleten  İslami Hareketler Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Suriye'de istekleri zalimlerin iktidarlarını sarstı. Halkların kendi iradesini ellerine alma çabaları bu nedenle zalimlerce bir cezalandırmaya, bedel ödetme kampanyasına dönüştürüldü.

Onlarca yıl aradan sonra ilk defa Mısır halkının özgür iradesiyle seçtiği meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi despotça görevden uzaklaştırıldı. Ardından masum halka yönelik Rabia Meydanı başta olmak üzere ülkenin birçok yerimde kiyam eden halka yönelik katliama varacak cinayetler işlendi. Müslüman Kardeşler cemaatinin önde gelen birçok üyesi gözaltına alındı ve hukuksuz bir şekilde yargılanarak idam cezasına çaptırıldı. Sisi cuntası Mısır'ın umudu Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve cesur arkadaşlarına yönelik baskı, zulüm ve kıyımları sınır tanımadan devam ettiriyor.

Tarih boyunca biz bu zalimlerinin yaptıklarından bigâne değiliz. Daha önceleri ataları Firavunların, Nemrutların ve Tiranların işledikleri cinayetler birebiri ile ne kadar çok örtüşmektedir. Darbenin hukuku budur! Sokaklarda canlı yayınlarda yüzlerce insanı katleden, slogan atanların üstüne kurşun yağdıran, cezaevi aracında onlarca insanı boğan, kardeşlerimizi vahşi işkencelerle şehit eden zalimlerin hukuku ancak ataları gibi olur.

Muhammed Mursi, Muhammed Bedii, Yusuf el-Kardavi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir. İslami hareketleri engellemeye çalışan güçler, Allah'ın izni ve Müslümanlar eliyle hak ettiği cezayı alacaklardır.

Ne mutlu ki, dün kurşunlara, katliamlara rağmen susmayan, sinmeyen kardeşlerimiz bugün de idamlar, hukuksuzluklar karşısında sinmiyor, geri adım atmıyor, bilakis mücadelelerini sürdürüyorlar.

Bizler Sisi gibi zalimleri, Beşşar gibi kasapları, Maliki gibi despotları, Suud  gibi satılmış uşakları tüm  katil diktatörlüklerin patronluğunu yapan ABD'sini,İsrail'i  BM'sinin 5'li çetesini, Rusya'sını lanetlemeyi sürdüreceğiz. Müslümanların söz konusu olduğunda bütün coğrafyalarda ABD, AB, BM ve diğer işbirlikçileri sağır pozisyonuna düşmekte ve bizatihi Müslümanlara yönelik yapılan zulmün destekçisi olmaktadırlar. Bunu hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız.

Diyarbekir'ın muvahhit Müslümanları olarak; Tevhidi ilkelerimizle adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadelemiz arzın tamamında devam edecektir. Unutulmamalıdır ki bizler başarıyı ve taltifi sahte ilahlardan değil yalnızca Allah'tan bekleyen Müslümanlarız. Zillete boyun eğene yazıklar olsun! İzzete talip olanları için tüm Müslüman kardeşlerimize binlerce selam olsun!

İman edenlerin dostunun sadece Allah olduğunu bilerek siyasi duruşumuzu Rabbimizin istediği şekilde sürdürmeye devam edeceğimizi bütün dünyaya haykırıyoruz.

Dün olduğu gibi ,Bugün  ve yarın da başta Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere tüm  mazlum halkların yanında olduğumuzu  ilan ediyoruz. Bu Rabbimizin bize yüklediği  adil şahitlik vazifesidir. Müslüman hiçbir zaman zulme sessiz kalamaz.

Bu vesileyle İhvan'a karşı gerçekleştirilen bu haksız, hukuksuz ve alçakça saldırıları, bir komediden farksız olan idam kararlarını, cuntanın baskı ve despotizmini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Mısır halkını ve Müslüman Kardeşler teşkilatını haklı davalarında sonuna kadar destekliyoruz.

Ey Müslüman halkımız;

Ey Ümmet!

Yeter artık ayağa kalk ve  mazlum kardeşlerine sahip çık.

Siyonistlere, emperyalistlere, diktatörlere, darbecilere dur deme vakti geldi.

Bugün Bizim için, Ümmet için direnen kardeşlerimizin yanında, kapitalist barbarların karşısında durma vaktidir.

Gün bugündür!

Şikâyet etmeyeceğiz, ayağa kalkacağız, kardeşlerimiz özgür kalana kadar da yanlarında olacağız.

Diyarbekirli Müslümanlar olarak Mısır, Gazze, Suriye, Irak, Arakan, Bangladeş, Doğu Türkistan başta olmak üzere emperyalizm tarafından sömürülen ne kadar ülke varsa özgür kalıncaya kadar mücadele edeceğiz

Önceki ve Sonraki Haberler