Tatvan Özgür-Der'de "Kur'an'da Vahiy" Konuşuldu

Tatvan Özgür-Der'de "Kur'an'da Vahiy" Konuşuldu

Özgür-Der Tatvan şubesi tarafından düzenlenen, "Yolumuzu Aydınlatan Kur'ani Kavramlar" üst başlığıyla devam eden Cuma seminerlerinde bu hafta "Kur'an'da Vahiy" konusu işlendi.

Her hafta farklı bir Kur'ani kavramın işlendiği seminerlerin bu haftaki konuğu, Tatvan Erkam-Der (Erkam Eğitim, Kültür ve  Yardımlaşma Derneği) başkanı Dr. Murat Yıldırım idi. Sabahattin GÜNAY moderatörlüğünde yapılan seminer, Tatvan Özgür-Der binasında  gerçekleştirildi.

Seminer; Özgür-Der Çocuk kulübünden Enes  Ece'nin okuduğu Kur'an­ı Kerim ve Türkçe mealiyle başladı.

Murat Yıldırım, sunumunda şu noktalara değindi;

Kainatı ve içindeki tüm varlıkları Yaratan Rabbimiz, onları kendi başlarına buyruk bir şekilde bırakmaz, bütün ömrü boyunca ilgisini ve denetimini eksiksiz bir şekilde sürdürür. Vahiy bu denetimin en önemli yöntemidir.

Arapça bir kelime olan Vahiy, (V-H-Y) fiilinin mastarı olup lügatte; gizli konuşmak, emretmek, ilham etmek, göstermek, süratli ve gizli telkinde bulunmak, ima ve işaret etmek, yazı ile bildirmek, fısıldamak, esinlenmesini sağlamak, insanın içine doğmak, gibi manalara gelir. Genel olarak "bir şeyi gizli ve hızlı bir şekilde bildirmek" şeklinde tarif edilmiştir. Vahyi "bildirim" diye tanımlamamız da mümkündür. Zira bildirim, kimi zaman sözle, kimi zaman yazıyla, kimi zaman işaretle, kimi zamanda ilham yoluyla gerçekleşir.

Vahiy kelimesinin Kur'an da geçen lügat anlamlarını şöyle sıralamak mümkündür:

1- Sevketmek: Birini bir iş yapmaya yöneltmek, neyi nasıl yapacağına dair program çizmek

''Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin.'' Nahl 68

2- İşaret etmek: İma ile iletişim kurmak (Bkz. Meryem 19/11). ''Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye vahy(işaret) etti.''

3- Teshir etmek: İradesi, hükümranlığı altında bulmaları kontrol etmek, denetlemek, emrini dinletmek. (Bkz 16/12, 68, 69; 99/5 vd)

4-İlham etmek: Bir düşünceyi kalbe doğurmak, içe doğuş şeklinde mesaj vermek (Bkz. 11/37; 23/27; 28/7 vd).

 ''Musa'nın annesine: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.''(Kasas 7)

5- Fısıldamak: Gizlice seslenmek (Bkz. Enam/112).

Vahyin Kavramsal anlamı;

Allah'ın insanlara ulaştırmak istediği ilahi bilgileri (emir-yasak-hüküm gibi) gizli ve süratli bir yolla onu tebliğ etmek ve bildirmek üzere insanların arasından seçtiği peygamberlerine kesin bir ilim ifade edecek tarzda ve alışık olmadıkları gizemli bir şekilde iletişim kurması, bildirmesidir.

Peygamberlere dönük ilahi bildirimlerin kastedildiği bütün kullanımlar kavramsal anlamda kullanımlardır.

Vahyin Çeşitleri;

Kuran-ı Kerim Allah'ın vahyini sadece peygamberlerle sınırlandırmadığı gibi (kasas 7) sadece canlılarla da sınırlandırmaz.(Nahl 68,Fussilet 12) Fakat her ne olursa olsun ayetlerden anlaşılan Allah'ın vahiy ile yaptığı iletimin dışardan bir kimse tarafından duyulması, işitilmesi ve anlaşılması söz konusu olmamaktadır. Bu vahyedilen ile vahyi alan arasında gizli bir olaydır. Vahiy çeşitlerini üç kategoride değerlendirebiliriz.

1-) Varlık-varlık İlişkisi

a.) cin şeytanları ile insan şeytanları arasındaki yatay ilişki

Görünmez güçlerle insanlar arasındaki şer ittifakı gizemli bir iletişim halini aldığında bu haberleşme yöntemi Kur'an'da vahiy olarak isimlendirilmektedir. örnekler: satanistler, cinciler, medyumlar vb satanistler kendilerini gönüllü olarak şeytanın vesveselerine açık hale getirdikleri için bu tür bir olumsuz haberleşmeye yönelmiş olmaktadır. (Enam 112)

b.) Cin şeytanları ile kötülüğe meyilli insanlar arasındaki dikey ilişki

Şeytanın dostlarına telkinlerinin karşılıklı bir rıza ile gerçekleşip gerçekleşmediğinin belli olmadığı durumlarda dikey ilişkiden söz edebiliriz. Yataydakine göre daha soyuttur. Telkin altında kalan doğrudan anlamayabilir. Her yalancı günahkar şeytanların bu türden vesvese telkinleri altında kalabilir. (Şuara221-223)

c.) Zekeriyya as ile kavmi arasındaki yatay ilişki; ima ve işaretlerle, vücut dili ile tebliğ yapmak. (Meryem 11)

2-) Allah ile Varlıklar Arasındaki Vahiy, Fıtri Vahiy:

Kudretinde, egemenliğinde ortak tanımayan Allah varlıkları yarattıktan sonra görev ve sorumluluklarını da özlerine yerleştirmiştir. Onların özlerine hareket ve görevlerini belirleyen içgüdüler, programlar yerleştirmiştir. İşte bu işleme Rabbimiz Kur'an'da vahiy kelimesiyle işaret etmektedir.

a.) Somut, fiziksel aleme yapılan vahiy: Yüce Rabbimiz, canlıları, Tabiatı ve kainatı bu yolla emir ve iradesi altına almış, görev ve sorumluluklarını öğretmiştir: "O gün yer, bütün haberlerini ortaya dökecek, Rabbinin vahyettiği şekilde" (Zilzal 4-5. fussilet 12)

Arıya, bitkilere, hayvanlara Yüce Allah görevlerini fıtri vahiyle öğretmiştir:

b.) Soyut varlıklara vahiy: Kur'an'da emir ve itaatten çıkmayan, vahiyle ilahi kontrol altında tutulan soyut varlıklara melekler örnek verilmiştir.(Enfal 12)

3-) Allah-İnsan İletişimini İfade Eden Vahiy:

İnsanlarla Yüce Allah'ın iletişimi dikey olarak gerçekleşir ve yukarıdan aşağıya doğru iner.

Vahiy geliş şekilleri;

Yüce Allah insanlarla üç şekilde iletişim kurar: Bu konunun ana eksenini Şura sûresi 51. ayet belirlemektedir: "Allah, insanla ancak vahiy (apansızın gelen bir ilham) aracılığıyla, yahut bir perde arkasından seslenerek, yahut vahyedilmesini dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden bir elçi (Cibril) göndermek suretiyle konuşur. O şüphesiz yücedir, hikmet sahibidir".

Bu üç yolla indirilen vahiy bildirim niteliği açısından ikiye ayrılır:

a- Sözlü, tebliğ nitelikli vahiy, b- Sözsüz, tebliğsiz vahiy

a- Sözlü, tebliğ nitelikli vahiy:

Bu tür vahye muhatap olanlar peygamberlerdir. Peygamberler, Yüce Allah tarafından tereddüde yol açan bütün şüphelerden arındırılırlar. Keyfiyeti bakımından üç özelliği vardır: İkna, tebliğ, kelam

Birincisi iknadır: Peygamberler aldıkları görevin şuurundadırlar. Peygamber oldukları konusunda Allah tarafından ikna edilmişlerdir. Necm Suresinde ''gördüğünü kalbi yalanlamadı'' şeklinde ifade edilmiştir

İkincisi tebliğdir: Sözlü, tebliğ nitelikli, nebevi Risaletin içeriği şahsi değildir. Yani toplumsaldır. Nebevi vahyin tebliğ edilmesi şarttır.

Üçüncüsü sözlüdür; Yani tebliğ nitelikli, sözlü nebevi Risalet yazılı bir kitap şeklinde de indirilmem iştir, Resimli, imaj ve vizyon olarak indirilmemiştir.O Kelime'dir. (Bkz. 2/37) Kelam'dır: Sözlü hitaptır (Bkz. 2/75; 9/6). Kavl'dir: Sözdür. (Bkz. 39/18; 73/5; 86/13). Hadis'dir: Sözlü anlatımdır.

Vahyin Anlam çerçevesini Oluşturan Kelimeler:

Kur'an'da vahiy kavramının tam olarak ne manaya geldiği konusunda bütüncül bir fikre ulaşmak için çerçeve içinde kalan fillere bir göz atmak zorunludur. Bunlardan en çok kullanılanları:

Nezzele ve türevleri , Karee ve türevleri, Alleme, Nebee, Belleğa, Lakıye, Vehebe, Heda ,Veade ,Kelleme,Ketebe ,Kada,Nada,Ersele...

İlahi Vahyin Bazı Temel Özellikleri:

Rabbimizin vahyi bildirimini beşeri tasavvurlardan, öğretilerden, ideolojilerden ve şeytanın vesveselerinden ayıran bazı özelliklerinden söz etmek, tanımak, bilmek ve inanmak için zorunlu bir çabadır. İlahi vahyin bazı temel sıfatları şunlardır:

1- İlahi'dir: Allah'tan indirilmiştir. Cin ve insan sözlerine benzemez. "Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Eğer Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı, onda birbirini tutmaz çok şey bulurlardı" (4/Nisa, 82; ayrıca bkz. 10/15, 37; 69/43-47; 74/18-31 vd).

2- Enbau'l-Gayb'dır: Gaybın haberleridir. İlahi vahiy gaybdan indirilmiştir ve gaybın tek sahih ve geçerli bilgisini veren kaynaktır. (Ali-imran 144)

3- Kelam, Hadis, Kelime ve Kavl'dir: Yani sözlü mesajdır. Hz. Musa'ya indirilen yazılı levhalar hariç ilahi vahiy sözlü anlatımlar (hitap) şeklinde indirilmiştir.

4- İlim'dir: Kesin bilgidir. Hevanın, insan kaynaklı zanni bilginin tersidir. " Doğrusu sana ilim geldikten sonra onların hevasına uymaya devam edersen, seni Allah'ın elinden alacak ne bir kimse bulursun ne de bir yardımcı" (2/Bakara, 120; ayrıca bkz 2/145; 6/148; 13/37; 42/14; 45/17 vd).

5- Yakin'dir: Şüphe tereddütden arındırılmış tertemiz, saf bilgidir. Zandan uzaklaştırılmıştır.

6- Beyyine'dir: Apaçık belgedir. Kesin kanıtlardır.

"Andolsun sana apaçık (kesin anlamlı, kanıt olacak) ayetler indirdik. Onları yoldan çıkmışlardan başkası inkar etmez" (2/Bakara, 99; ayrıca bkz. 2/185; 3/86; 10/15; 19/73; 22/16; 46/7; 58/5 vd.)

7- Münir'dir: Aydınlatan nurdur. Küfrün karanlığını yırtıp imanın aydınlığını ortaya çıkarır. Kararan vicdanları, karanlığa gömülen kalpleri ışığı ile aydınlatır. (Ali-imran 184)

8- Ruh'tur: Yaşam kaynağıdır. Hükmen ölmüş toplumları, çürümeye yüz tutmuş vicdanları ilahi mesaj diriltir.

"Ölü iken hayata kavuşturduğumuz ve insanlar arasında yolunu bulabilmesi için kendisine ışık tuttuğumuz kimse, hiç içinden çıkamayacağı derin karanlığın içine girmiş biri gibi olur mu?" (6/Enam, 122; ayrıca bkz. 2/87; 8/24; 16/2; 17/85; 19/64; 58/22 vd.)

9- Hidayet'tir. İlahi yol göstermedir. Allah Teala vahiyle insanlara rehberlik, kılavuzluk eder.

"Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, göğüslerde olan hastalıklara bir şifa ve inananlara bir yol gösterici ve rahmet gelmiştir" (10/Yunus, 57; ayrıca bkz. 10/108; 17/9; 27/2; 34/6; 48/28; 61/9 vd.)

İlahi Vahyin Kaynağı:

Vahyin kaynağı Allah'u Teala'dır. Kur'an-ı Kerim ise Allah'ın Hz. Muhammed'e Cebrail ile gönderdiği vahyin yazıldığı kitabıdır.

Vahiy Meleği, Kur'an da "Cibril" şeklinde üç yerde zikredilmektedir. Ayrıca "Ruh" , "Ruhu'l-Kudüs" , "Ruhu'l-Emin" ve "Resul" gibi isimler kullanılır. Yine Kur'an'ın bildirdiğine göre Ruh, meleklerin en üstünü ve derece itibariyle Allah'a en yakın olanıdır.

Allah'u Teala, Hz. Muhammed'e vahiy getiren elçiyi, "Bu Kur'an arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür." (Tekvir 19-21)Şeklinde altı kemal sıfatla över.

İlahi vahiy levh-i mahfuz'dan indirilmiştir. Levh-i mahfuz, yüce Allah'ın bilgisinin muhafız melekler tarafından korunduğu manevi bir atmosferdir. Kur'an ve diğer ilahi kelamler bu bilgi levhasında işlenmiş ümmü'l-kitapta (ana kitapta) kayıt ve koruma altına alınmıştır. İlahi vahiylerin indirildiği "Ana Kitab"ın keyfiyeti de meknun(saklı gizli iyice korunmuş) olmasıdır. Yani levh-i mahfuzdaki bu özel alandan sadece vahiy meleği Cebrail (a) bilgi alabilir.

"Yok yok, hayır! O şerefli bir Kur'an'dır. Korunan bir levhanın (levh-i mahfuz'un) içinde" (Buruc, 21-22)

"O elbette değerli bir Kur'an'dır. Kitâbun meknun'dadır. (Güvenle saklanan kitaptandır) ki ona temizlerden (meleklerden) başkası dokunamaz" (Vakıa, 77-79)

"Bakın bu (ilahi kelam) gerçekten soylu bir elçinin (rasulün kerim: cibril) sözüdür. Güç bahşedilmiş, kudret ve egemenlik tahtının sahibi Allah nezdinde, itaat edilen ve güvene layık birinin sözü". (Tekvir, 19-21)

Seminer, soru-cevap faslının ardından sona erdi.

 

tatvan-20151025-01.jpg

tatvan-20151025-02.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler