“Kur’an’ın Tanımladığı Ümmet ve Birlikteliğin Esasları”

“Kur’an’ın Tanımladığı Ümmet ve Birlikteliğin Esasları”

Antalya’da “Kur’an’ın Tanımladığı Ümmet ve Birlikteliğin Esasları” konulu konferans yapıldı.

Özgür-Der Antalya'da "Kur'an'ın Tanımladığı Ümmet ve Birlikteliğin Esasları" konulu konferans Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya tarafından sunuldu.

Rıdvan Kaya sunumuna Kur'an'ın nasıl bir "ümmet" tanımladığını Kur'an'ı Kerim'den ayetler okuyarak başladı. İlk olarak Ali İmran suresinin 110. ayetini okudu: "Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz; marufu emreder, münkerden sakındırır ve Allah'a iman edersiniz."  Bu ayet bağlamında Müslümanların temel sorumlulukları olduğunu, Müslümanların bir kötülükle, zulümle, haksızlıkla karşılaştıkları zaman el ele vererek zulmü ortadan kaldırmak için mücadele etmeleri gerektiğini, hak olanı söylemekle yükümlü olduklarını hatırlattı. Zulme karşı çeşitli sebeplerden dolayı sessiz kalmanın, zulmü görmezden gelmenin asla kabul edilemeyeceğini, bunun başta kendimiz olmak üzere, İslami kimliğimize de zarar vereceğini söyledi. Kaya, daha sonra aşağıdaki ayetleri okuyarak, nasıl bir ümmet olmamız gerektiğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

"Böylece, sizler insanlara birer şahit olasınız ve Peygamber de size şahit olsun diye sizi vasat bir ümmet yaptık." (2 bakara 143)

"Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben sizin Rabbinizim, öyleyse bana ibadet ediniz." (21 Enbiya 49)

Kaya, farklı yapılar arasındaki ilişki sorununun, öncelikle iç bünyelerdeki zaaflardan kaynaklandığını ve bu zaafları 3 başlık altında ifade edebileceğimizi söyleyerek, bu konu başlıkları üzerinde konuştu:

1- Kimlik sorunu: Biz kimiz ve ne istiyoruz? İslami kimlikle kendilerini tanımlayan yapıların bu sorulara net cevaplar üretemediklerini, üretemediğimizi söyleyebiliriz. Şahitlik noktasında bile "tavır alamama" yada "bulanık tavırlar ortaya koyma" gibi zaaflarımız olduğunu görüyoruz.

2- Örgütlenme sorunu: Hiyerarşik anlamda bozukluk yaşıyoruz. Karar alma, kararın uygulanması, sorumlulukların paylaşılmasıyla ilgili de zaaflarımız bulunmaktadır. Bunun yansıması olarak kimilerinin üzerine aşırı yük yükleme, kimilerine de sorumluluk vermeme veya bireylerin sorumluluk almaması gibi sıkıntılar oluşabiliyor. Kimin ne yaptığının belli olduğu bir ilişki biçimini mutlaka ortaya koymak ve bunun takipçisi olmak gerekiyor.

3- Politikasızlık sorunu: Plan, program, strateji, hedef konularında netlik olmayışı. Hangi noktada bizim neye talip olduğumuz, neleri ön plana çıkarmamız gerektiği, tebliğimizi nasıl yapacağımız, hangi vurguları yapmamız gerektiğiyle ilgili belirsizliklerin olması ataleti ortaya çıkarıyor. Bunun için hedeflerin ortaya konulması ve bu hedeflere ulaşmak için nasıl bir yöntem uygulanması gerektiğinin de belirlenmesi gerekir.

Kaya, "ne yapmalı" konusunda ise aşağıdaki konu başlıkları hakkında önerilerde bulunarak, açıklamalarda bulundu:

- Kimlik noktasında netleşme sorumluluğu, peşi sıra dava ve mücadele bilincini diri tutmak, bu anlamda kendimizi eğitmek, geliştirmek.

- "Yapı/cemaat bana ne verdi/veriyor?" yerine "ümmete, cemaate, İslam dünyasına nasıl katkıda bulunuyorum?" öne çıkartılmalıdır.

- Kardeşlik, dayanışma, Allah için sevme kavramları ve bunlara uygun davranışları iç işleyişte hakim kılmalı, hayat tarzına dönüştürmeliyiz. Hedef "bünyanun mersus" olmaktır. Bunu sağlamak için güzel, kardeşane ve sıcak üslup; selamlaşmadan sohbet etmeye, dinlemeye, anlamaya, değer vermeye; yanlışa karşı uyarmaya Müslümanlar mecburdurlar. Din hususunda olmayan hatalar, kusurlar affedilebilir, düzeltilmeye çalışılmalıdır ve ilişkilerimiz düşmanlığa dönüştürülmemelidir. Din hususunda ortaya çıkan hatalar da samimi bir üslupla buğz gibi duygular yeşermeden konuşulmalı, gerekli uyarılar yapılmalıdır. Rastgele adımlar atarak, bir müddet sonra da birbirine kenetlenmiş oluşumların oluşturulması gerçeklikle bağdaşmaz.

- İstişarenin esas alındığı işleyiş güzel bir örnekliktir. Hiyerarşiyi sorun değil ama öncülük yarışı olarak görmeliyiz. İstişare varsa bereket vardır. Allah için yapılan işler bir hayır yarışı olarak görülürse iyi olur.

- Selahiyet, ehliyet kriteri öne çıkarılmalıdır. Alışkanlıklarla işler yürümemelidir. Şu abimiz, hocamız işleri devam ettirsin denmemelidir. Gerektiğinde değişiklikler yapılabilmelidir. Ehliyet varsa yaşa, ırka, mesleğe bakmadan görev verilmelidir. Kast sistemine dönüşmüş bir işleyiş yerinde saymaya yol açar.

Kaya, sunumunun devamında aşağıdaki konu başlıkları hakkında konuştu:

- Farklı yapılar ve diyaloglarda ölçü,

- Müslümanların birbirlerine karşı olan sorumlulukları,

- Tartışmacılık zaafı,

- Hedef: Kuşatıcılık

Konferans dinleyicilerden gelen soruların cevaplanmasının ardından sona erdi.

antalya-20160430-02.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler