“15 Temmuz Direnişi ve Yeni Türkiye Paradigması”

“15 Temmuz Direnişi ve Yeni Türkiye Paradigması”

Ankara Özgür-Der tarafından gerçekleştirilen panelde “15 Temmuz Direnişi ve Yeni Türkiye Paradigması” konuşuldu.

Ankara Özgür-Der'in gerçekleştirdiği "15 Temmuz Direnişi ve Yeni Türkiye Paradigması" başlıklı panel Hacı Bayram Veli Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

Av. Serdar Bülent Yılmaz'ın yönetici olduğu panelde Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Ramazan Yelken, AK Parti İstanbul milletvekili Metin Külünk ve Haksöz dergisi yazarı Hamza Türkmen konuşmacı olarak yer aldı.

ozgur-der_ankara-(3).jpg

"15 Temmuz, Kemalizm ile Bir Hesaplaşmadır"

Açılış konuşmasını yapan Serdar Bülent Yılmaz, şunları söyledi:

"Bugün burada 15 Temmuz direnişinden hareketle yeni Türkiye paradigmasını konuşmak istiyoruz. 15 Temmuz bize yeni bir imkân, yeni bir yol açtı.15 Temmuz 150 yıl baskının, zulmün ve horlanmanın hesaplaşmasıydı. 15 Temmuz, bu ülkenin asıl kodlarına dönüşünü hazırlayan zemindir. Bu ülkeyi yeniden kendi fıtratına uygun köklerine uygun bir şekilde inşa etmenin bütün koşullarının uygun olduğu bir zemini yaşıyoruz. 15 Temmuz aynı zamanda Kemalizm ile bir hesaplaşmadır çünkü Türkiye'deki bütün darbe ideolojilerinin referans yeri Kemalizm'dir. Kemalizm darbeleri besleyen bir ideolojidir. Kemalizm'den bir kopuş yaşıyor ülke. Özal ile başlayan, AK parti ile ivme yakalayan bir kopuş süreci yaşıyoruz. Bugün burada sıfırdan devlet kurma, yeni bir paradigma inşa etmenin parametrelerini, nasıllarını, niçinliğini konuşacağız."

"İnsanlık İçin Söz Söyleyecek Müslümanlar Nerede?"

Yılmaz, sözü daha sonra İstanbul AK Parti milletvekili Metin Külünk'e verdi. Külünk, şunları dile getirdi:

"Allah-insan-kâinat diyalektiğinde yeni baştan düşünmemiz gerekmiyor mu? Bu mağlubiyeti anlamadıkça yerel konuştuğumuz tüm paradigmalar karşılığını bulamayacaktır. 15 Temmuz, küresel bir aklın küresel bir örgüt üzerinden bir işgal girişimidir. 15 Temmuz, Türkiye bağlamından yola çıkarak İslâm dünyasını, İslâm dünyasından yola çıkarak insanlığı gelecek 100 yılda teslim alma girişimidir. Yeni Türkiye paradigmasını konuşmalıyız ama önce Anadolu'yu anlamalıyız. Yeni Türkiye paradigmasında bütün farklılıklarımızın bir olacağı bir aklı öne almalıyız. Çöken bir felaket kapitalizmi yaşıyoruz. Asıl soru şu insanlık için söz söyleyecek müslümanlar nerde? Yeni bir Türkiye paradigmasından öte yeni bir küresel paradigma konuşmalıyız. İnsan-ruh-adalet bir anlayışı esas almalıyız. Bu topraktaki tüm farklılıkların, tüm zıtların birliği üzerinden bir devlet aklı bir devlet düşüncesinde yeni Türkiye olur."

"İktidar Olmayı mı Hedefliyoruz, Düzen Getirmeyi mi?"

Daha sonra sözü Ramazan Yelken devraldı. Yelken şu hususlara değindi:

"Anadolu'nun itilmiş, kakılmış insanı çevreden merkeze gelmiş yani Robert kolejliler değil imam hatiplerin iktidarı. Biz iktidar olmayı mı hedefliyoruz, yoksa düzen getirmeyi mi? Kaderlerine sahip çıkan kesim 80 yıllık bir geri çekilme, çökmeden sonra kendi kaderlerine sahip çıkmayı bizzat kendi elleriyle denediler. Bu kadar medya algısının yapıldığı ortamda çatışmalar olmadı, kültürel kodlarında yok bu toprakların. Bizim kesim uzun bir süreden sonra, yani Sol'un çok derin bir şekilde yaşamış olduğu ama terörize edilerek yolundan sapmış olan eylem kültürünü daha rafine şekilde öğrenmeye başladığını düşünüyorum. Yani sokakta yok gibi görünen ama gerektiğinde sokağa nasıl hâkim olunabileceğini gösteren bir toplumu gördüğümü düşünüyorum. Türkiye bürokrasisi değişiyor, asker sivilin emrinde."

"Dağılmış Bir Ümmetin Çocuklarıyız"

Son olarak, Hamza Türkmen de şunları söyledi:

"Bizler dağılmış bir ümmetin çocuklarıyız, Batılı paradigma bizi ümmetten koparmak için ulusçuluğu bize ithal etti evlerimiz birbirinden koptu ve aramıza yapay ulusal sınırlar çizdi, o sınırlar içinde de müslümanları ulusallaştırmaya başladı çünkü ulusallaşma en önemli Batılılaşma, sekülerleşme adımıdır. Dağılmış ümmetin çocuklarıyız, dedik en başta medreselerimiz çöktü ilim-irfanımız çöktü, peşinden tüm bu dağılışa rağmen ayakta kalmaya çalışan dedelerimizi istiklal mahkemelerinde katlettiler. Burada kurulan rejim merkezi oluşturuyor ve hepimiz de çevreyiz. Türkiye'deki tüm darbeler Kemalist'tir, Batıcıdır hepsi merkezden toplumu gütmeyi hedefler."

Konuşmaların ardından 15 Temmuz direnişinde yaralananlara günün anısına plaket takdim edildi.

ozgur-der_ankara-(1).jpeg

ozgur-der_ankara-(2).jpg

ozgur-der_ankara-(2).jpeg

ozgur-der_ankara-(3).jpeg

Önceki ve Sonraki Haberler