Muş Özgür-Der’de “İskilipli Atıf Hoca” Semineri

Muş Özgür-Der’de “İskilipli Atıf Hoca” Semineri

Hasköy Özgür-Der Temsilcisi Çelebi Kartal, Muş Şoförler Cemiyeti seminer salonunda “İskilipli Atıf Hoca” adlı bir seminer verdi.

Çelebi Kartal'ın verdiği bilgilere göre Atıf hoca Çorum'un Iskilip ilçesi Tophane köyünde dünyaya geldi. Altı aylık iken Öksüz kaldı. Onu dedesi Hasan Kethuda büyüttü. İlk eğitimini buradaki köy imamlarından aldı. 1893'te İstanbul'a gelerek eğitimini burada sürdürdü. 1902 Darul Fünun (İstanbul Üniversitesi) İlahiyat Fakültesine girdi. 1905'te Kabataş Lisesinde Arapça dersleri verdi. Fatih'te dersiamlık yaptığı dönemde aynı zamanda sendikal faaliyetler yürüttü.

Atıf Hocanın 1910 yılında Medaris müfettişliğine getirildiğini, bu dönemde Sebilurreşad ve Beyan'ul-Hak'ta yazılar yazdığını söyleyen Çelebi, Mahfel Mecmuaları ve Alemdar gazetesinde de Atıf Hocanın makaleler yayınladığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Atıf Hoca, 31 Mart vakasında rolü olduğu gerekçesiyle Sinop'a sürgün edildi. Çorum, Boğazlayan ve Sungurlu'da 1,5 yıl sürgün hayatından sonra tekrar geri çağrıldı. Mustafa Sabri Efendi, Mustafa Saffet ve Said Nursi ile birlikte "Cemiyeti Müderrisini" kurdular. Mustafa Sabri Şeyhülislam seçilince yerine âlim Atıf hoca geçti. Bu arada şu eserleri yayınladı: Miratül İslam, İslam yolu, İslam Çığırı, Din-i İslam'da men-i müskirat, Nazari Şeriatte Kuvve-i Berriye ve Bahriye, Tesettür-ü Şeri, Muayenetü't-Talebe, Medeniyet-i Şeriye, Frenk Mukallitliği ve Şapka.

Eserlerinden Şeriat Medeniyeti ve Miratu'l-İslam da; Medeniyet, terakki, eğitim, sosyal hayat, İslam nizamı, örtünme, hukuk gibi konuları ele aldı. İttihatçıların "Din-Siyaset" ayırımına karşı çıktı. Frenkleşmeye Karşı Tesettür-ü Şeri ve Din-i İslam'da Men-i Müskirat adlı eserinde; Cumhuriyet kurucularına karşı ciddi bir karşı duruş sergiledi. Değerlerinden uzaklaştırılmaya çalışılan Anadolu kadının nasıl olması gerektiğine dair vurgular yaptı.

Frenk Mukallitligi ve Şapka adlı 32 sayfalık Risalesi ise ulaşabildiğimiz ilk eseridir. Batı ve onun içerideki işbirlikçilerine yönelik cevaplar içerir. Müslümanları yozlaştıran, ahlaksızlaştıran, hilafeti hepten din dışına itmeye çalışan Terakkicilerin uygulamalarına karşı, İslam'ı ve sembollerini koruma kaygısıyla ortaya çıkar. "Bir kavme benzemeye çalışanlar o kavimdendir" hadisini örnek verir. Islah öncülerinden Cemaleddin Afgani'den etkilenir. Urvetu'l-Vuska'yı örnek verir. "Hep birlikte Allah in ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Emirlerine uyup, yasaklarından sakının. Onu muhkem tutunuz ve kurallarına karşı gelerek ondan ayrılmayınız." (Ali İmran 103) ayetini düstur edinir. Abdülhamit yönetimini de yapıcı bir şekilde eleştirir. İşin ehline verilmesini ister. Zulme karşı durma gerekliliğini, emr-i bil maruf neyh-i anil münker mesabesinde telakki eder. İslam dünyasının acziyet sebeplerini anlatır. Müslümanların cihad sorumluluğunu da vurgular.

İskilipli Atıf Hoca, İstiklal Mahkemelerince 4 Şubat 1926 da idam edilmiştir. Oysa Frenk Mukallitliği ve Şapka Risalesi'ni, şapka kanunundan 1,5 sene önce yazmıştı. Yunan uçaklarından atılan beyanname ile ilgisi yoktu. Uzun tartışmalar sonucunda cemiyetinin mührünü vurmamış, beyannameye de tekzip amaçlı dönemin Vakit gazetesine bir ilan vermiştir. Tüm bu yapılanlar İslam'ın ve Müslümanların önünü kesmek içindi.

Sonuç olarak İskilipli Atıf hoca âlim ve İslamcı bir şahsiyettir. Rabbim şahadetini kabul etsin. Bizleri de bu âlimlerimizin izlerini sürerek verdikleri mücadeleleri anlamayı ve dava erleri olmayı nasip etsin.

Sorular bölümünün ardından program sona erdi.

untitled_panorama1-001.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler