Özgür-Der Üniversite Gençliği “Şura” Kitabını Değerlendirdi

Özgür-Der Üniversite Gençliği “Şura” Kitabını Değerlendirdi

Özgür-Der Üniversite Gençliği’nin düzenlemiş olduğu kitap forumunda Ahmed Raysuni’nin Mahya Yayınları’ndan çıkan “Şura-Sübjektifliğin ve Bencilliğin Tiranlığından Kurtulmak” kitabı tahlil edildi.

Özgür-Der Üniversite Gençliği tarafından düzenlenen kitap forumunda ilk konuşmacı olan Melike Belkıs Türkmen, sözlerine Ahmed Raysuni'nin kitabın başında yer alan "şura konusunda halihazırda pek çok çalışma bulunduğu, bu yüzden yeni ve faydalı olan, değinilmemiş boyutları ele alacağı" iddiasına dikkat çekerek başladı.

Öncelikle istişarenin uygulama alanlarına dair Kur'an'da istişarenin herhangi bir alanla sınırlandırılmadığını söyleyerek konuyla ilgili Bakara Suresi (30-32), Saffat Suresi (102), Şura Suresi (36-38), Ali İmran Suresi (159) ve Nisa Suresi (58-58) ayetlerini örnek gösterdi. Allah'ın ve Rasulünün (sav) bir hükmünün olmadığı her alanda istişareye başvurulması gerektiğini ifade etti.

Türkmen, kitaptan hareketle istişarenin amaç ve işlevlerine dair şunları söyledi: "Alimler ve yazarlar, genel olarak istişarenin 'doğru bakış açısına ulaşma ve en iyi olanı gerçekleştirme' amacı etrafında dönerler ancak bu istişarenin uygulanması gerektiği düşünülen alanları sınırlandırabilir ve yine aynı şekilde istişareye dahil olabilecek kişileri ve istişareden etkilenecek kişileri sınırlandırabilir."

Raysuni'nin bu meseleyi on madde üzerinden incelediğini belirten Türkmen, istişarenin doğru sonuca varmanın yanında, doğru yapıldığı durumlarda samimi bir ortam oluşturup böylelikle herkesin düşüncelerini özgür bir şekilde ifade edebileceğini, bunun da istişareye katılan bireylerin daha önce sahip olmadıkları farklı bakış açıları edinerek düşünme ve planlama kapasitelerini geliştireceğini söyleyerek insanları eğitme amacının olduğunu vurguladı.

Türkmen, devamında istişare yoluyla sorumluluklar herkesçe paylaşıldığı için, istişare yapan toplulukta bir birlik oluştuğundan ve bu birliğin eyleme geçmede bir motivasyon kaynağı olduğundan söz etti. Bununla beraber istişarenin eyleme dökülmesinden sonra kimi zaman istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğinden ve yine bu sonuçların herkese paylaştırılacağından dolayı herkesin sorunu üstlenme gücünün gelişeceğinden bahsederek sözlerine son verdi.

Daha sonra sözü alan İsmail Şenbaş, sahabenin istişare temelli hareket ettiğine dair örnekler sunarak halifelerin aralarında olan istişarenin yapıcı bir tavırla ilerlediğinden bahsetti. Sahabenin istişare yaparken "fikirlerini gizleme" veya "adam kayırma" gibi yanlışlıklara düşmediğini, aksine aralarında herkesin özgürce fikir beyanında bulunduğu bir ortamın var olduğunu söyledi. Nitekim Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir belirli yetkilerde olan bir istişare gurubuyla gerek halife seçimini gerek fethedilen yerlerdeki araziler meselesini çözüme kavuşturmuştur.

Raşit Halifeler döneminden sonra istişare meselesinde derin bir değişim olduğundan bahseden Şenbaş, ilerleyen tarihsel süreçte iktidarın saltanata dönüşmesinin tarihe yara bıraktığından bahsetti. Yöneticiler tamamen nefsani arzuları için istişare yapmaktan kaçındılar. Ömer b. Abdulaziz ise başa geçtiğinde bir konuda hep beraber karar verip çözüm üretmeden bir iş yapmayacağını belirterek istişarenin önemini vurgulamıştır. Bunun haricinde tarihte Murabıtlar Dönemi'nde yapılan istişareler bize güzel bir örnek teşkil etmiştir.

senbas_kitap_forumu.jpg

İslam'da ilerleyen zamanlardaki tüm olumluluklara rağmen istişare meselesinde yaşanılan sorunu halifeliğin saltanata dönüşmesine bağlayan Şenbaş, bununla birlikte Fas ve Endülüs medeniyetlerinde danışma meclisleri kurularak istişari temelin güzel bir şekilde işletildiğini belirtti. Şenbaş, istişareyi uygulamanın şeriatı uygulamak anlamına geldiğini vurgulayarak önce vahyin belirleyici olduğunu, sonra Hz. Peygamber'in sünneti üzere olmamız gerektiğini, ardından istişareye dikkat etmemiz gerektiğini söyledi.

Şenbaş, son olarak kitabın "reform aracı olarak istişare" başlığı üzerine "Sistem veya gelenek, bir devrimle değil ıslah ederek değiştirilmelidir ve tarihsel süreçte oluşan toplum köktenci bir yaklaşımla değil merhaleci bir ıslah diliyle çözümlenebilir." diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Daha sonrasında forum katkı ve sorularla sona erdi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler