Sivas Özgür-Der’de 28 Şubat Darbesi ve Direniş Konuşuldu

Sivas Özgür-Der’de 28 Şubat Darbesi ve Direniş Konuşuldu

Sivas Özgür-Der'de bu hafta "28 Şubat ve Direniş" ele alındı. Dernek binasında yapılan dersi Necmeddin Ceran sundu.

Dersin özeti:

Birçoğumuz 28 Şubat'ı yaşadık lakin gözünü Recep Tayyip Erdoğan ile açan genç nesil bunu yaşamadı. Onlara bunu iyi anlatmak zorundayız.

İkna odaları sadece üniversitelerde olmadı. Lise, ortaokul hatta ilkokullara kadar ikna odaları kuruldu veya bu psikoloji yaşatıldı.

Milli Güvenlik dersi adı altında müslüman genç dimağlara kemalist,  batıcı zihniyet zorla anlatıldı veya kabul ettirildi.

İkna, karşılıklı konuşmaya dayalı bir iletişim iken malesef despotik bir araç halinde yapıldı 28 Şubat'ta.

28 Şubat'ı anlatırken Hamza Türkmen'in eşi Macide Göç ile Özlem Özyurt kardeşlerimiz Malatya Hekimhan'da , Hüda Kaya'nın kızı ise Antalya'da trafik kazası geçirip vefat ettiler.

Bunlar başörtüsü mücadelesi verirken şehit oldular. Bu iki olayı ve daha nicelerini unutmayalım.

Her ne kadar Hüda Kaya bugün kızının gittiği yolda değil de 28 Şubat darbesini yapanlarla aynı zihniyette olan tarafta ise de. Allah kızına rahmet eylesin!

28 Şubat'ta direniş ahlakını edindik bunun yanında eksikliklerimizi gördük.Tabiki zaaflarımız da vardı.

Diğer bir tarafta aileler okuyan veya çalışan kızlara baskı yaptılar. Ailelerin bir kısmı burada yanlış yaptı.

Kılık kıyafet mücadelesi Osmanlıda başlayıp günümüze kadar gelmiştir. Cumhuriyetle birlikte inananlar hep baskı gördü.Ötekileştirildi, hor görüldü, sürgün edildi veya tutsak edildiler.

28 Şubat iki kazanımı elde etmemizi sağladı:

1) Direnci, sabrı, kardeşliği ve yokluğu gösterdi.

2) 28 Şubat'ta verilen mücadele 15 Temmuz direncini ortaya çıkardı. Çünkü 15 Temmuz direnişi 28 Şubat 'ta verilen mücadelenin sonucuydu.

15 Temmuzla birlikte yeniden Medine Vesikası imzalayıp vahiyle hayata tutunmalıyız.

Dostlar, 28 Şubat'ı gereği gibi anlayıp gençlere anlatmalıyız.

Bizi öcü gibi gösteren FETÖ sırtlan gibi müslümanların sırtından geçiniyordu. Ama 15 Temmuz ve yaşananlar bizi haklı çıkardı.

O dönemde kurulan Özgürder, Mazlumder, Mustazafder ve Hakder vb. STK'ler kuruldu. Zulme karşı hakkaniyete savunmak içindi bu çabalar.

Dengeli duruş bizim için elzemdir. O gün bu camialardan birçok kardeşimiz göz altına alındı, işkence edildi lakin davalarından dönmediler.

28 Şubat'ta Sivas'ta onlarca kişi tutuklandı. Zaten Sivas olaylarıyla mimlenen şehrimiz 28 Şubat 'ta da mağdur edildi. Hiçbir yere sığmayan mazlum müslümanlar sahaya alınmıştı ve top sahası ağzına kadar doldurulmuştu.

Sivas çok şey çekti. Ama davamız halk idi. Halen birçok kardeşimiz tutsak malesef. Cafer Tayyar Soykök kardeşimiz 24 yıldır haksız yere yatıyor.

Sivas olaylarında yönetim eksikliğinden olaylar o duruma gelmişti.

Belediye Encümen Üyesi Cafer Erçakmak yıllarca suçsuz yere yattı. Göz altına alınınca kızı 3 yaşındaydı. Bırakılıp evinin kapısını çalınca genç bir bayan onu tanımamış ve sen kimsin demişti.

Ben senin babanın ve eve ölmeye geldim diyen Cafer Erçakmak gerçekten kısa bir sürede hakka yürüdü.

Ne kadar acı bir hikaye değil mi? İşte bunları yaşadık/yaşattılar.

Değerli kardeşler, cahili sistemler bizi yok etmeye, eritmeye bunu da yapamazlarsa kendileri gibi olmamız için var gücüyle çalıştılar/çalışırlar.

Müslümanlar olarak direnmezsek 28 Şubat'ı anlayabilir miyiz? Bunlar sadece geçmişte kaldı dersek o zaman 28 Şubat nedir?

Bu toplumun egemenleri toplumu köleleştirmek için her türlü darbeyi yaptı ve yapmaya da devam edecekler.

Kemalizmin, müslümanları köle etme projesiydi 28 Şubat.

Çünkü inanan Anadolu halkı bir yerlere gelmeye başlayınca egemenlerin zoruna gitmişti. Onlara göre inançlı insanlar başörtüsü ve inanç ilkeleriyle çaycı, temizlikçi veya hizmetçi olabilirdi. Ama ne zaman doktor, savcı, öğretmen olmaya başladılar işler değişti. Bizler bunu iyi anlamalıyız.

 Son olarak şunları da eklersek 28 Şubat'ta devlet bilinçli yapıyordu tüm baskıları ama karşı koyan halk/kişiler bu bilinçle karşı koymuyordu.

Yukarıda da dediğimiz gibi aileler bu konuda yeterli bilince sahip değildi. Farklı camialar süreç içerisinde direnmeyi bıraktı. Bu ağır dava birkaç grubun veya kişinin üzerine kaldı.

Özellikle dönemin yönetimi/iktidarı karşı koyma iradesini gösteremedi. Erbakan Hoca, Recep Tayyip Erdoğan gibi direnmedi. Bunu yapsaydı belki de 28 Şubat yaşanmayacaktı. Ama asıl önemli olan direnmekti zafer Allah'ındı. Bizler her zaman seferden sorumluyduk /sorumluyuz.

Unutmayalım bu din bizden insanca bir yaşantı istiyor. Bunun için kitabı bir bütün olarak okumalıyız. Hayatın her alanında vahyin ilkeleri belirleyici olmalıdır.

Kardeşler, 28 Şubatlar bitmez. Bize düşen zulmün ortadan kalkıp adaletle hükmedecek bir hayat için her alanda çalışmaktır. Rabbim bizi bu yolda şahiyetlerden etsin inşallah!

 Necmeddin CERAN, sunumunu soru cevaplarla bitirdi.

img-20180309-wa0019.jpg

img-20180309-wa0023.jpg

img-20180309-wa0034.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler