Tatvan Özgür-Der’de “Tevhid Anlayışımız” Konuşuldu

Tatvan Özgür-Der’de “Tevhid Anlayışımız” Konuşuldu

Tatvan Özgür-Der tarafından düzenlenen programda Muş Alparslan Üniversitesi öğretim görevlisi Ferhat Çiftçi'nin sunumuyla “Tevhid Anlayışımız” konuşuldu.

Program, İbrahim Aykan'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim ve mealinin ardından başlarken Ferhat Çiftçi, konuşmasında şu hususlara değindi:

Tevhid, hepimizin üzerinde önemle durması gerektiği önemli bir kavram. Aslında başlangıç olarak kendisinden hareket ettiğimiz ve yeniden kendisine vardığımız bir kavram.

Bilginin çoğalıp çeşitlendiği modern dünyada İslami düşüncenin sağlıklı bir şekilde ortaya konması için elverişli ortamlara sahip değiliz ne yazık ki. Çünkü adlandırmaları Batı dünyası gerçekleştiriyor ve dolayısıyla etkilenmeler de o şekilde oluyor. Sizi konuşturan da bazen Batı dünyası, batı medyası veya güçleri olduğu için siz kendi kavramlarımızla konuşarak kendi evinizin öz değerlendirmelerini sağlıklı bir şekilde ortaya koyamıyorsunuz.

Bir kuşatılmışlık, bir yenilgi durumunun insanları olarak sağlıklı cümleler kurmaktan uzak bulunuyoruz. yenilgi psikolojisi insana doğruya ulaşmakta veya doğruyu söylemekte bir takım engeller oluşturuyor. Bu vasatta yenilgi psikolojisinden kurtulmak ve kendi kavramlarımızla konuşmak gerçekten büyük bir irade ortaya koymayı gerekli kılıyor.

Biz bu anlamda İslam düşüncesinin gerek Türkiye'de gerek İslam aleminin diğer coğrafyalarında çıkarmış olduğu fikir adamlarıyla hemhal omalı, onların izinden Kuranı Kerim merkezli bir istikamet bir yol tutturmalıyız.

Kur'an'ın tamamına hakim olan ve ona rengini veren temel yapının Allah düşüncesi olduğunu ifade etmek mümkündür. Kur'an'ın tamamına baktığımızda topyekün bir uluhiyet inancının her şeyi kuşatarak merkezde eşyayı belirlediğini, bize yön verdiğini ve hayatımızı anlamlandırdığını görmekteyiz.

Dolayısıyla Allah'ı dikkate almayan hiçbir düşünce, hiçbir eylem, hiçbir kavram bir şekilde anlam bulamıyor. Tamamlayıcı olan, kuşatıcı olan ve ona renk katan yegane varlık, Allah inancıdır.

Sözlükte tevhide baktığımızda ''vahede'' kökünden geldiğini görürüz. Birleştirme, bir oldurma, birleme, Allah'ın birliğine inanma ve bunu ifade etme olarak anlıyoruz.

Kur'an'da tevhid kavramına baktığımızda putperest Mekkeli'lerin Allah'a inanmakla birlikte pratikte başka güçlere de boyun eğdiğini görmekteyiz. Sosyal hayatta adaletsizliğin, haksızlığın, zulmün hüküm sürdüğü bir ortamda Tevhid inancının yaşam bulmamış olduğunu ifade etmemiz gerekecektir.

Bu anlamda putperest Mekkeli'lerin Allah vardır demekle birlikte Hz Muhammed'in ortaya koymaya çalıştığı İlah düşüncesine, Rabb düşüncesine, dolayısıyla hayata müdahale eden bir yaratıcı anlayışına karşı koyduklarını görmekteyiz.

Tevhid inancıyla ilgili kimi ayetlere değindikten sonra İslam aleminin yetiştirdiği kimi şahsiyetlerin meseleye bakış açısına da temas ederek konuşmamı noktalamak istiyorum.

''O doğunun ve batının Rabbi'dir. O'ndan başka tanrı yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut!'' müzzemmil-9

''De ki: "O Allah, Bir'dir (Tek'tir)." Allah Samed'dir (herşey O'na muhtaçtır, O, hiçbir şeye muhtaç değildir). O, doğurmadı ve doğurulmadı. Ve O'nun bir dengi olmadı (olamaz).'' ihlas1/4

''Allah kendisinden başka tanrı olmadığına şahittir. Bütün melekler ve ilim uluları da adaleti yerine getirerek şahittirler. O'ndan başka tanrı yoktur; güçlüdür, hikmet sahibidir O.'' aliimran-18

''Her halde hepinizin tanrısı bir Tanrıdır, O'ndan başka hiç bir tanrı yoktur. O, esirgeyen ve bağışlayandır.'' bakara-163

''Biz senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona şöyle vahyetmiş olmayalım: Gerçek şu ki, Benden başka ilah yoktur; onun için hep Bana ibadet edin.'' enbiya-25

''De ki: «Bana ancak ilahınızın bir tek ilah olduğu vahyolunuyor. şimdi siz müslüman oluyor musunuz?»'' enbiya-108

''O, hep diri'dir; O'ndan başka ilah yoktur, öyleyse içten bir inançla yalnız O'na bağlanarak O'na yalvarın. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur!'' mumin-65

Gördüğünüz gibi seçmiş olduğumuz ayetler, Allah'ı birleyen ve yaşama dair tüm hususların da ona göre bir nizama girmesi gerektiğini belirtmektedir.

Çağdaş İslam düşünürlerinden olan Seyyid Kutub, tevhid konusunda şunları söylüyor; ''Lailaheillallah bir yaşam biçimidir.'' ''Muhammedün Resulullah'' da teorinin pratize edilmiş halidir diyen Kutub, Kur'an ve sünnet bütünlüğünü bu şekilde ifade ediyor.

Mevdudi de ''hiçbir din ortaklığı kabul etmez'' ifadesiyle Tevhid'in önemine dikkat çekmektedir.

Aliya İzzetbegoviç, Ali Şeriati, İsmail Raci el Faruki gibi İslam düşünürleri de Tevhid inancı üzerine benzer fikirler beyan ederek İslami geleneğe katkılarda bulunmuşlardır.

Sunumunun ardından Cahit Koytak'ın tevhid konulu ''O'na Dair'' şiirini okuyan Ferhat Çiftçi sunumunu sonlandırmış oldu.

Önceki ve Sonraki Haberler