Güncel İlmihal Sorumluluğumuz

Güncel İlmihal Sorumluluğumuz

Üsküdar Özgür-Der’de Aylık Kitap tanıtım ve Değerlendirme programında Kenan Levent ve Yahya Yolcu; Şefik Sevim’in “İlm-i Halimiz” isimli kitabının sunumunu gerçekleştirdiler.

Kenan Levent konuşmasına "İlm-i hâl" kavramının, 'hâl ve durum bilgisi, davranış bilgisi' anlamına geldiğini söyleyerek başladı. Kavramın ıstılahi anlamına kısaca değindi. Müslümanların güncel bir ilmihal geliştirmek sorumluluğuna sahip olmaları gerektiğinden hareketle, güncel bir ilmihalin mazi(dün), hâl(bugün) ve ati(gelecek) perspektifi ekseninde ele alınmasının daha doğru olacağını ifade etti.

 'İlm-i Halimiz' kitabının yazılış sürecine değindikten sonra, yazılış amacının Şifahi tespit ve değerlendirmelerin buharlaşma riskine binaen birikimlerimizin yazılı hale getirilerek gelecek kuşaklara aktarılması endişesinin ürünü olduğunu belirtti.

 Kitabın bölümlerine değindi. Her bir başlığı ayrı ayrı ele alarak yazarın öne çıkan tespitlerini aktardı. Bu bağlamda Hayata Dokunmada Ne Kadar Geç Kaldık/Kalıyoruz? Adlı başlık altında dile getirilen eleştiri/özeleştirinin hikmet ve samimiyete dayanmasının yapıcılığa ve yarının fıkhını belirmede oynayacağı ufuk açıcı role ilişkin tespitinin önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca İslami çevrelerin dışında kalanlardan bazı meselelerde yapılan 'geç kaldınız' eleştirilerine karşı kompleksli tavrın ve bu çevreler nezdinde meşruiyet arama endişesinin yanlışlığına dair tespiti de önemlidir.

Emr-i bi'l Maruf ve Nehy-i Ani'lMünker başlığı altında, bu ilkenin temel farziyetlerimizden olduğu ve terbiye edici rolüne ilişkin tespiti de önemlidir. Bu ilkenin yargılayıcı, tahkir edici bir üsluptan ziyade, merhamet ve şefkat ekseninde yapılması gerektiği tespiti değerlidir. Yine bu ilkenin davet ve sorumluluklarda endişe ve idealleri canlı tuttuğu tespiti de önemlidir.

Yine 'iffet' başlığı altında insanın mal ve şehvet duygularına karşı zaafına dikkat çektikten sonra, iffetin insanın kendisine olan saygınlığını koruması olduğu vurgusu önemlidir. Bu yüzden İffetin yalnız kadınla ilintili bir kavrammış gibi bir algılanmasının yanlış olduğu tespiti de önemlidir.

Yahya Yolcu kitabın ikinci kısmı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

-Kitap farklı tarihlerde yapılan sunumlardan oluşuyor.

- Yazarın endişesi yazıların okuyucunun zihninde dağınık kompozisyon oluşturması.

- Bunun çözümü olarak her bir başlığın kendi özgünlüğünde okunması.

-Konuları gerek birey olarak insanın yaşadığı içsel haller gerekse bir cemaatin/toplumun içinde bulunduğu haller.Endişe,zulüm,popüler kültür, kafa karışıklığı,istişare, içtihat, hayat ideal ilişkisi vd.

ÖNEMLİ TESPİTLER:

-Endişe, dışımızdaki dünyayı görebilmenin en önemli tetikleyici unsurudur. Endişeli mü'min bakıp geçmez. Görür, duyar. Karşılık verir; seyretmez, yürür.

-Zulüm çarkını yavaşlatmanın yolu hasenattan salihata geçişi sağlamaktan, fedakârlığı diri tutmaktan geçer. Zalimlere tavır almak namaz gibi anlamlı ve arındırıcıdır.

-Popüler Kültür neslimizi ve ekinimizi ifsat ediyor. Çözüm arayışı; Ziyaretler, Tatil algısının dönüştürülmesi ve ifsada yol açan tutumlardan uzak alternatif alanlar açmak.

-Sahada basiretli/salih müminlerle birlikte olmak, bu birlikteliği bir hukuka dönüştürmek, Kur'an'a yoğunlaşmayla kafa karışıklığından zihinsel netliğe ulaşabiliriz.  

-Bireysel bir Müslümanlıkla örgütlü küfre karşı baş etmenin zor olduğu kabul edilmelidir. Bireyselliği aşmak için isar/diğergamlık geliştirilmeli.

-Müslümanlar birbirini ıslah etmeli. İlişkiler sanal ve üstünkörü değil gerçek ve samimi olmalı. Teorik alanda boğulmamak için pratik alanlar üretmeliyiz. İlişkilerde tepeden bakma, tahkir etme gibi tutumlardan uzak mütevazilik esas olmalı.

-Egemenler bize tahrif edilmiş kimlikler dayatarak İslami kimliğimizi tahrife zorlamaktadır.

İslami kimliğin korunması için;

1-Bunlardan ilki kaynak bilinci noktasında hayatımızın merkezine Kur'an'ın muhkem ayetlerini ve Kur'an'ın ruhuyla örtüşen fiilî sünneti esas almamızdır.

2-Diğer nokta takvayı en temel yol azığımız kabul edip Rabbimiz ile ilişkilerimizin bozulması korkusu ve inceliğine dayalı bir duruş sergilememizdir.

-Mümin olarak sorumluluklarımızın merkezinde Allah'ı razı etme endişesi yatmalı. Sorumluluklarımızı yerine getirmede mütevazı davranmak sahip olduğumuz değerlere maya katar, işleyişimizi rahatlatır ve muhtemel sorunların çözümünü kolaylaştırır. İslami sorumluluklarımız açısından esas olan, mücadele kararlılığıdır. Kazanmak veya kaybetmek gaybi bir konudur.

-İdeallerimizin aşınmasıyla, inanç hayatımızda, düşünce hayatımızda, pratik hayatımızda ölçüsüz ve sınırsız bir esnekliğin yaygınlaştığını görüyoruz. Bu tür bir esneklik büyük bir kişilik ve karakter erozyonuna neden oluyor. Hayatı ideal olana tebdil için yoğun çalışma çaba ve fedakârlık göstermeliyiz.

- İçtihat hayatın bütün alanlarında dinin var olabilme söz söyleyebilme çabasıdır.

-İstişare bilgi tecrübe donanımı yanında özgür ve irade sahibi kınanmaktan çekinmeyen kişilerle yapılmamalı. Birilerinin ipotekçi ve başkalarının hukukunu gözetmeyen tutumu istişareyi verimsiz ve boş kılar.

Önceki ve Sonraki Haberler