Muş Özgür-Der’de “Dikeni Güle Dönüştüren Ahlak” Semineri

Muş Özgür-Der’de “Dikeni Güle Dönüştüren Ahlak” Semineri

Özgür-Der Muş Temsilciliğinin konuğu Sezgin Kartal,  “Dikeni Güle Dönüştüren Ahlak” seminerinin konuşmacısıydı.

Özgür-Der Muş Temsilciliğinin konuğu Sezgin Kartal, Muş Eğitim-Bir Sendikası seminer salonunda 21.12.2019 tarihinde "Dikeni Güle Dönüştüren Ahlak" konulu bir seminer verdi.

Ali Haydar Adlım'ın moderatörlüğündeki program, Recep Taş'ın Kur'an tilavetiyle başladı. 

Belirli bir hedefi olmayan insanın, ne yapacağını bilemediğini ve varlığını anlamlandıramadığını belirterek konuşmasına başlayan Kartal, insanın doğası gereği çevresini etkileyen veya çevresinden etkilenen bir özelliğe sahip olduğunu belirtti. İnsanoğlunun çift yönlü bir görüntü arz ettiğini yani tavırlarının sürekli olumlu, güzel ve melekvari değil, aynı zamanda olumsuz, kötü ve şeytanvari olduğunu ifade etti. "İnsan yapıp ederken, kural tanımaz mı olacak, yoksa belirli ilke, kural ve ölçüye bağlı mı kalacak? Kısacası keyfi mi davranacak, ahlaki mi?" şeklindeki sorulara cevap arayan Kartal, "Amacımız sınırları belli olan Kur'an Ahlakı'nın yeniden anlaşılıp yaşanması imkanı üzerine paylaşımda bulunmaktır." dedi. 

Sezgin Kartal konuşmasında konuşmasını şöyle sürdürdü: 

Ahlak h-l-k kökünden Arapça bir kelime olup aslı, doğru dürüst planlama yapmaktır. "Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin..." ayetinde geçen "huluk" kelimesi, "ahlak" anlamındadır. Başta hadisler olmak üzere üzere hulk ve ahlak terimleri iyi ve kötü huyları ifade etmek üzere kullanılmıştır. Cahiliye edebiyatında ahlak kelimesine rastlanmamaktadır, çünkü cahiliye arabı daha çok dünyevi ve kabileci bir karaktere sahipti. 

Kalem Suresi'nde geçen "Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin" ayetinde Rasulullah'ın bütün insanlık için örnekliği ifade edilmektedir. İnsanlığın uyması için ifade edilen örnek Ahlak, Rasulullah'ın ahlakı'dır, ve O'nun ahlakı da Hz. Aişe'nin ifadesiyle; ancak Kur'an idi. 

Kur'anı Kerim bizi eğitiyor ve bize insanlığımızı öğretiyor. Ahlakın tevhidle olan ilişkisi hayatın her alanında açık ve net olarak görülür. Kişi ahlakının hayatla ilişki düzeyi Kur'an'la ilişkisi kadardır. Kur'an'ı Kerim'de tekrarla uyarılan insan öncelikle tutarlı olmaya davet edilmektedir. Müslüman için teorik söylemden önce şahitlik gereklidir. 

İslam açısından ahlak, insan hayatında ertelenemez öneme sahip yaşam tarzıdır. İhtilaf anında ahlaklı olmak, son derece önemli bir husus olup bir insanın fazilet ve rezaletini açığa çıkarma özelliği taşır. 

Günümüzde edep, ilke ve mantığın dışlandığı ve bunların yerine modalaştırılan yaklaşımların insanların zihninde ve eylemlerinde belirleyici kılındığı bir dünyada yaşıyoruz. Egemenlerin biçimlendirdiği kavramlarla düşünen, edilgen bir yapıya sahip toplumla yaşıyoruz. İnsanların birbirine Allah'ı hatırlatmadığı, salih amellere yönlendirmeye ihtiyaç hissetmediği bir toplum yapısı ile kuşatılıyoruz. 

Peki, tüm bu kuşatma tehdidine karşı ne yapmalı sınırlarımızı korumak için hangi vasıflara sahip olmalı, ne tür tedbirlere ağırlık vermeliyiz? 

Evvelce misyonumuzu gözden geçirmeli, öncelikli hedeflerimiz hususunda "net" olmalıyız. Etrafımızda yaşanan bunca kirlilikle, zulümle ve günahla kuşatılmış ortamlarda biz müminlerin birbirlerine iyiliği tavsiye edip, kötülükten de alıkoyması gerek. Bu sebeple "emri bil maruf nehyi anil münker" emrini hayat tarzımız haline getirmek durumundayız. Hevanın değil, ahlaki ilkelerin hakim olduğu bir toplumsal düzen ancak bu yöndeki çabaların yaygınlaşması ile mümkündür. 

Sorular bölümünün ardından program sona erdi. 

 sez2.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler