Filistin ümmete taze kan pompalıyor

Filistin ümmete taze kan pompalıyor

Eğitimci-Yazar Süleyman Ceran Amasya’da Filistin’de yaşanan son gelişmeler ışığında dünden bugüne Filistin sorunu ve Mescid-i Aksa’ya karşı sorumluluklarımız konusunda seminer verdi.

Amasya Özgür-Der ve İHH organizatörlüğünde Eğitimci-Yazar Süleyman Ceran “Dünden Bugüne Filistin Sorunu ve Mescid-i Aksa’ya karşı sorumluluklarımız” konulu sunumlarını Amasya’da gerçekleştirdiği konferanslarla anlattı.

Mescid-İ Aksa Bir Arap Sorunu Değil Akidevi Bir Meseledir

İlk konferanslarını Amasya Türk Telekom Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Hattat Hamdullah İmam Hatip Ortaokulu’nda gerçekleştiren Ceran, öğrenciler ve okul öğretmenleri tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Mescid-i Aksa’nın sadece Filistinlilerin bir sorunu olmadığını belirten Ceran;Mescid-i Aksa’nın Müslümanlar için akidevi bir mesele olduğunu, gençlerimize bu ruhu taşımamız gerektiğini, bu anlamda Filistinli kardeşlerimizin haklı mücadelesinin yanında olmamız gerektiğini ifade etti.

Filistinli Kardeşlerimiz Ciddi Bir Dezenformasyonla Karşı Karşıya

AmasyaÖzgür-Der ve İHH seminer salonunda yoğun bir katılımla gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını yapan Özgür-DerAmasya Temsilcisi Özgür Eryiğit, ekim ayı itibariyle aylık seminerlere başladıklarını ve ilk semineri gerçekleştirdiklerini belirterek özellikle Aksa Tufanı operasyonu öncesinde Filistin’in durumunun ne olduğu, yaşanan olaylara karşı Müslümanlar olarak nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda konuşmak için seminer gerçekleştirdiklerini vurguladı.Amasya İHH Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Akgül tarafından okunan Kuran-ı Kerim’in ardından söz alan Eğitimci-Yazar Süleyman Ceran, Filistinli kardeşlerimiz sadece zalim İsrail ile değil aynı zamanda ciddi bir dezenformasyonla da mücadele etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Filistinli kardeşlerimizin tarihte eşine az rastlanır bir mücadele içinde olduklarını belirten Ceran seminerde şu hususlara vurgu yaptı:

“Uluslararası ve sosyal medyada Filistinli kardeşlerimiz için ciddi bir dezenformasyon var. Kardeşlerimizin 40 çocuğun kafasını kestikleri haberi yayılıyor ve 1 milyon kişi izliyor. Aynı haberi yapan kişi yaptığı haberi yalanlıyor, sonra bu haberi 100 bin kişi izliyor. Yani çamur at izi kalsın mantığı hakim. Filistinli kardeşlerimiz cenazeleri ile mi uğraşsın, kara harekatına karşı hazırlık mı yapsın, bu yalan haberlerin doğrusunu anlatmaya mı çalışsın. Gerçekten kardeşlerimizle ilgili ciddi bilgi kirliliği var. Yapılan saldırılardaki can kayıplarının gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. Gazze’de adeta bir soykırım gerçekleşiyor.

amasya-45.jpg

Aksa Tufanı Öcesi Filistin’in Durumunu Doğru Okumalıyız

Şu an Filistin’de yaşanan olayları yakından takip ediyoruz. Ancak bu aksa tufanı öncesi Filistin’in durumu ile ilgili bilgi sahibi değiliz. Bugün yaşananları doğru değerlendirebilmek için Filistin’de aksa tufanı öncesi durumu doğru okumalıyız. Filistin’e muhabbetimiz var ama Filistinle ilgili bilgi sahibi değiliz. Mescid-i Aksa denilince çoğumuz Kubbetüssahra’nın olduğu yer olarak biliyor. Oysa Mescidi Aksa oradaki külliyenin tamamıdır. Bu bile Filistin’i yeterince tanımadığımızı gösteriyor. Filistin’i doğru tanımak için dört parça üzerinde değerlendirmek durumundayız. Gazze, Batı Şeria, Kudüs ve diğer işgal bölgeleri.

Gazze’de 360 Km’lik Alanda 2 Buçuk Milyon Kişi Yaşıyor

Filistin’in birinci ve en önemli parçasını Gazze oluşturuyor. 1948 yılından beri yapılan işgaller neticesinde 360 km’lik alanda 2,5 milyon kişi yaşam mücadelesi veriyor. Buranın yönetimi Hamas tarafından idare ediliyor. Yıllardır yapılan işgal ve sürgünlerle Filistinli kardeşlerimiz bu daracık alanda yaşamaya çalışıyorlar. Gazze’den giriş çıkış yasak. Zalim İsrail İstediği zaman bu insanları havadan bombalıyor. Sanayi yok, tarım yok. Böyle bir ortamda bu insanlar eğitim, sağlık, barınma, gıda ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar? Tarihte eşi görülmemiş bir şekilde yaşama alanları oluşturmak ve nefes almak için şehrin altına tüneller kazmışlar. Küçük atölyeler oluşturarak bir şeyler üretmeye çalışıyorlar.

Gazzeli Kardeşlerimiz 17 Yıldır Kuşatma Altında

Gazzeli kardeşlerimiz bu şartlar altında yaşam mücadelesi verirken bu insanlara sırtımızı döndük. En temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz halde yaşıyorlar. Taki Mavi Marmara gemisiyle bu kardeşlerimize temel ihtiyaç malzemesi götüren kardeşlerimiz Zalim İsrail tarafından saldırıya uğradı. 10 kardeşimiz bu uğurda şehit oldu. Düşünün en temel ihtiyaçların karşılanmasına müsaade etmeyen bir zalim var karşımızda. Bu kardeşlerimiz tam 17 yıldır bu halde yaşıyorlar. Temel ihtiyaçlarını kazdıkları tünellerden tedarik etmeye çalışıyorlar. Yüksek binalar dikmişler. Çünkü çok yoğun bir nüfus var. Bu binaların çimentosunu kazdıkları tünellerden yapmışlar. Bu kadar yokluk ve sefalet içinde yaşıyorlar.

Dünyada en fazla insan yoğunluğunun yaşandığı bir yerde bu kardeşlerimizin üzerine 6 bin bomba atılıyor. Bu kadar yoğunluğun olduğu bir ortamda bu bombaların kardeşlerimize isabet etmemesi mümkün değil. Atılan bombalarda çoğu korumasız sivil çocuk ve kadın katlediliyor. Zalim Siyonist İsrail Gazzeli kardeşlerimizi yıllardır bu şekilde baskı altında tutuyor.

Batı Şeria 200 Parçaya Ayrılmış Bir Bölge

Filistin’in diğer bir parçasını da Batı Şeria oluşturmaktadır. Bu bölgeyi de Filistin Kurtuluş Örgütü yönetmektedir. Bu örgüt Hamas’a göre daha laik ve seküler bir anlayışa sahiptir. Bu bölgedeki kardeşlerimiz 200 parçaya ayrılmış durumdadır. Bu bölgede birçok kamplar bulunmaktadır. Bu parçalanmışlık derken hiçbir kardeşimiz bulunduğu bölgeden başka bir bölgeye geçmesinin mümkün olmadığını ifade ediyoruz. Diğer bölgeye geçmek isteseler zalim İsrail tarafından izin alarak geçebiliyorlar. O da onların keyfiyetine kalmış durumda. Düşünün bir ilde yaşıyorsunuz, ilinizdeki diğer bir mahalleye geçmeniz mümkün değil. Senelerdir bu baskı altın yaşamak nasıl bir psikolojidir diye düşünmemek mümkün değil. İşte zalim İsrail’in amacı Gazze’yi de bu şekilde parçalamaktır.

Bu kardeşlerimize yapılan baskılar tabi ki sadece bununla sınırlı değil. Zalim İsrail Müslüman mabetlerini ele geçirip buralarda botlarıyla dans ediyorlar. İslami bütün simge ve değerleri yok etmek için mücadele ediyorlar. Batı Şeria’daki bir kardeşimiz bireysel bir eylem yaptığında İsrail işgal güçleri tarafından öldürülür, cenazesine el konulup ailesine teslim edilmez. Bu da yetmez ailesinin evine baskın yapılıp ev kullanılamaz hale getirilir. Bu da yetmez o evde oturan herkese türlü türlü işkenceler yapılır ve bütün maaşları kesilir. Bu sadece ferdi bir eylemin neticesinde kardeşlerimizin karşılaştığı bir tablo. Şimdi bu kardeşlerimiz için sonucunu bilmeden, başına ne geleceğini bilmeden eyleme kalkışmış diyebilir miyiz?

Filistinli Kardeşlerimiz Kudüs’te Nöbet Tutuyorlar

Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya gittiğinizde orada murabıt ve murabıtalar vardır. Bu kardeşlerimiz nöbetleşe Mescid_iAksa’da nöbet tutuyorlar. Sabah namazında gelip yatsı namazına kadar orada bekliyorlar. Gelen misafirlere yemek ikram ederler. Kendilerini adeta Mescid_iAksa’ya adamışlardır. Oradan kovulsalar bile o bölgedeki zeytin dağına çıkarlar, namaz kılarlar, kuran okurlar, dua ederler. Yani Filistin’de direniş ve mücadele hep devam etmektedir.

Ümmetin En Nitelikli Güzide Topluluğu Filistindedir

Ümmetin ve vicdanını yitirmemiş tüm insanlığın sahiplendiği tek konu Filistin’dir. Ümmet Suriye’de, Mısır’da ayrılığa düştü ama Filistin konusunda hiçbir ayrılık söz konusu değil. Çünkü Filistin direnişi her zaman temiz kalmıştır. Bu direniş ümmetin en nitelikli örnek ve öncü kadrolarını yetiştirmiştir. Filistin ümmete taze kan pompalamaya devam etmektedir. Filistin direnişi ümmetin pis kanını alarak ümmete temiz kan vermektedir. Bu kadar baskı ve zorbalık içinde olmalarına rağmen direnişi hiç elden bırakmadılar. Çoluk çocuk hep birlikte şehadeti arzulayan bir toplum olmuşlardır. Kendisini başkaları için feda edebilecek örnek bir topluluktur. Filistinliler Gazze, Batı Şeria için savaşmazlar. Tek kavgaları ve davaları Mescid-i Aksa’dır.

Filistin Direnişi Bize Ders Vermektedir

Filistinli kardeşlerimiz tarihte eşine az rastlanır bir direniş ortaya koymaktadır. Ölümü göze alan yiğitler ortaya çıkmıştır. Bu zulüm ve baskı altında öyle bir kenetlenmişlerdir ki herkes birbirini korumaktadır. Zalim İsrail’in bombalayacağım dediği binaya o bölgedeki tüm Müslümanlar akın etmektedir. 18 yaşında bir genç komutanlık yaparak İsrail’in korkulu rüyası olmuştur. Çocuklarını İslama adayan yiğit analar vardır. Kocasının şehadetini kızına müjdeleyerek aktaran kadınlar vardır. Her nereye bakarsak bakalım şanlı bir direniş vardır Filistin’de.

Bu direnişten hepimiz ders çıkarmalıyız. Kendimizi muhasebeye çekmeliyiz. Bu yiğit kahramanalar bu zorluk altında nasıl değerlerinden ve ilkelerinden sapmadan mücadele ediyorlar? Bizler elimizdeki imkanlara rağmen neden bu kardeşlerimiz gibi mücadele edemiyoruz?

İran’ın Filistine Desteği Tamamen İdeolojiktir

Bu direniş üzerinden prim yapamaya çalışan İran rejimine karşı da uyanık olmak durumundayız. İran’ın Filistin’e olan desteği tamamen ideolojiktir. Suriye’de Kasım Süleymani gibi katilleri üzerinden sünni Müslümanları katleden İran daha bu zamana kadar İsrail’e bir tek kurşun dahi sıkmamıştır. BM’eİsrail saldırıları durdurmazsa biz de müdahaleederiz diyen İran, daha sonra çıkarlarımıza dokunulmadıkça müdahale etmeyiz diyerek yan çizmiştir. Bu ümmetin dirilişi sünnilerin eliyle olacaktır. Bunu bir mezhep taassubu olarak söylemiyorum. İran elini attığı her yer yerde şiileştirme politikası gütmüştür. Ümmet için hiçbir zaman mücadele etmemiştir. Tarih buna şahittir.

Kardeşlerimizin Şanlı Direnişini Lekeleyecek Anlayışlardan Uzak Duralım

Yıllardır bu halde olan kardeşlerimiz kendilerini Aksa için, ümmet için feda etmişken biz Müslümanların “şimdi sırası mıydı?” gibi düşüncelere kapılmamız hiç doğru değildir. Şimdi amasız, fakatsız kardeşlerimize destek olma vaktidir. Kardeşlerimizin şanlı direnişini lekeleyecek anlayışlardan uzak duralım.

Herkes Mescid-i Aksa için bir şey yapabilir. Kimi yazar, kimi maddi yardımda bulunur, kimi dua eder, kimi savaşır. Ama herkes bir şey yapabilir. Bu ruhu çocuklarımıza aktarmalıyız. Sinmiş, kenara çekilmiş ruhlarımızı bu direniş vesilesiyle tekrar canlandıralım. Rabbim bu kardeşlerimizin kıyamını mübarek eylesin. Ayaklarını sabit kılsın, kendilerine zafer ihsan etsin. Zalimleri kahretsin. Bizi de bu kardeşlerimizin destekçisi kılsın.”

Eğitimci-Yazar Süleyman Ceran program sonunda sorulara cevap verdi ve kitabını imzaladıktan sonra program sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler