Tarihi yapmak kadar tarihi yazmak da önemli

Tarihi yapmak kadar tarihi yazmak da önemli

Şair-Yazar Ali Emre Amasya’da Gazze’de yaşanan gelişmeler ışığında “Gazze Avazı - Geçmişten Günümüze Filistin Davası” başlıklı seminer verdi.

Amasya Özgür-Der ve İHH organizatörlüğünde Şair-Yazar Ali Emre “Gazze Avazı Geçmişten Günümüze Filistin Davası” başlıklı sunumunu Amasya’da gerçekleştirdiği konferanslarla anlattı.

Güzide Kahramanlarımızı Sanatla, Edebiyatla Anlatmalıyız

İlk konferansını Amasya Türk Telekom Anadolu İmam Hatip Lisesinde gerçekleştiren Emre, öğrenciler ve okul öğretmenleri tarafından yoğun bir ilgiyle karşılandı. Tarihte Kudüs’ün fethinde önemli rol oynayan Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyubi ve Baybars’ın hayatlarından önemli kesitlerinden örnekler veren Emre; Güzide kahramanlarımızı yeterince tanımadığımızı, tarihteki ve günümüzdeki yaşanmışlıkları sanatla, edebiyatla ifade etmemiz gerektiğini, tarihi yapmak kadar tarihi yazmanın da önemli olduğunu ifade etti.

Gazze’deki Şanlı Direnişe Borcumuzu Ödemeliyiz

Amasya Özgür-Der ve İHH seminer salonunda yoğun bir katılımla gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını okunan Kuran-ı Kerim ve sinevizyon gösteriminin ardından yapan Özgür-Der Amasya Temsilcisi Özgür Eryiğit,Gazze’de yaşanan soykırıma vicdan sahibi herkesin üzüldüğünü ancak şanlı bir direnişin varlığını da görmek gerektiğini belirterek bu direnişe olan borcumuzu Gazzeli kardeşlerimizi gündemden düşürmeyerek ödeyebileceğimizi vurguladı.

Daha sonra dinleyicileri selamlayarak konuşmasına başlayan Ali Emre, memleketimizin doğusundan batısına, dünyanın dört bir yanında yaşayan, mücadele veren insanlarla bizi kardeş kılan islam dininden büyük bir gurur duyduğunu ifade ederek Müslümanlarla birlikte olmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Tarihi Değerlerimizi Gayri Müslimlerden Öğreniyoruz

Gazze’de akan kanın ve verilen direnişin borcunu en azından ödemek ve ortak bir gündem oluşturmak için bir araya geldiklerini ifade eden Şair Yazar Ali Emre konuşmasında şu hususlara değindi:

“Milli eğitim sistemimiz tarihimizi neredeyse tamamen 1923’ten başlatıp zihin dünyamızı daralttı. Geçmişimizle bağımız kesildi. Tarihimiz ve gönül coğrafyamız oldukça geniş ancak bunları tanımıyoruz. Bu değerlerimizi gayri Müslimlerden öğreniyoruz. Bu utanç karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum.

Gazze Halkı Sahabeyi Günümüze Getirdi

Tarihimize dönüp baktığımızda nice kıymetli şahsiyetin olduğunu görüyoruz. Nureddin Zengi, Baybars ve Selahaddin Eyyubi bunlardan sadece bazıları. Bu şahsiyetlerin üzerine yazarken de acaba böyle şahsiyetleri bir daha görebilecek miyiz derdim. Ancak bugün Gazze’deki direnişi, imanı ve teslimiyeti görünce tamam budur dedim. Bu teslimiyeti ve imanı gören nice batılı insan bu durumu merak edip Kur’an okumaya, bu teslimiyet ve imanın kaynağını anlamaya çalışmaktadırlar. Gazze halkı sahabeyi günümüze getirdi. Resmen sahabe hayatından tablolar görüyoruz.

Bugün Gazze’de tüm insanlığı selamlayarak çekip giden onurlu şehitlerimizi belgesellerle, filmlerle, öykü ve romanlarla yazıp tanıtmamız gereken insanlar,  ancak ne yazık ki yeterli çalışma yok. Bir olayın kendi gerçekliğinden sonra en kıymetli tarafı roman, şiir, film benzeri sanatsal faaliyetlerle tanıtılmasıdır. Çocuklarımıza tarihteki ve günümüzdeki kahramanları anlatacak veri yok. Tarih yapmak kadar tarihi yazmak da önemlidir.

Boykotu Her Alanda Yaşam Kültürü Haline Getirmeliyiz

Şam, Halep, Musul ve Kahire’nin kalbini birleştirdiğimiz an Kudüs’ü fethederiz. Birinci reçetemiz budur. Küresel intifadayı köyümüze kadar götürmek zorundayız. Yöneticilerimizi sıkıştırmak, zorlamak zorundayız. Boykot meselesini aklımızdan çıkarmamalıyız. Yürürken Allah’ın bir ayeti gibi yürümeliyiz. Güne sıkılmış bir yumruk gibi başlamak zorundayız. Bu duyarlılık ve şuura sahip, donanımlı, inancının yanı sıra dünya gündemine hakim, takvalı, inanmış insanlar lazım. Ne yazık ki toplumumuzun yüzde biri bile bu niteliğe sahip değil. Yüzde bir olduğumuz gün toplumu sarsarız.

Batının Müslümanlar Tarafından Sevilecek Hiçbir Tarafı Yoktur

70 bin insanın ölümü ile sonuçlanan Haçlı Seferleri sonucunda Kudüs işgal edildi. Akabinde 8-10 yıl içerisinde onlarca şehir işgal edildi ve 4. haçlı devleti kuruldu. Onlarca katliamın, tecavüzün ve zulmün ardından ilk defa Nureddin Zengi  haçlılara karşı kahramanca savaşmış ve 4.haçlı devletini yıkmıştır.

İmâdüddin Zengi’nin generali olan Şirkuh yeğeni Selahaddin Yusuf’u yetiştiriyordu. Haçlılara ağır darbeler indiren Nureddin 100’e yakın medrese inşa etmiştir. İlginçtir ki bugün Gazze’de cahil yoktur. Küçücük çocuklar alim gibi konuşuyor. Kılıcın yanına eğitimi, ilmi yerleştirmişler. Nureddin’in oluşturduğu bu atmosferde büyüyen Selahaddin Eyyubi 16 yaşında Mısır’a yönetici olarak yerleşmiş ve haçlılarla mücadaleye devam etmiştir.

1187’de Hıttin denen yerde Selahaddin Eyyubi birleşik haçlı ordusunu ağır bir şekilde yendi. Büyük bir ortadoğu seferinden sonra 102 şehri fethetti. Ve nihayetinde 10-12 günlük kuşatmanın akabinde Selahaddin, Kudüs’ü fethetti. Düşmana adaletle muamele etmiş ve Kudüs sokaklarında yürümüştür. Dünya o günlerde müthiş bir adalete boğulmuştu. Akabinde defalarca yapılan ve Kudüs’ü geri almaya yönelik haçlı seferlerini püskürtmüştür. 4 yıl sonra haçlılar tamamen bölgeyi terk edip gitmiştir.

İslami Sembolleri Çocuklarımıza Aşılayalım

Haçlı seferlerinde batılılar Müslüman çocukları yiyecek kadar yamyamlaşmışlardır. Gazze’de yaşananlar karşısında batılı yönetimlerin ortaya koydukları tavır batı değerlerinin ne kadar boş olduğunu göstermiştir. Artık çocuklarımıza kendi değerlerimizi aşılayalım. Odalarına Ebu Ubeyde’nin resmini assınlar. Evlerimizde Filistin Kitaplığı olsun. Sohbetlerimizde 2-3 dakika Kudüs’ü konuşalım. Bunları yapalım ki kardeşlerimize olan borcumuzu bu şekilde ödeyelim.”

Şair-Yazar Ali Emre kitabını imzaladıktan sonra program sona erdi.

amasya-20231210-01.jpg

amasya-20231210-02.jpg

amasya-20231210-03.jpg

amasya-20231210-05.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler