‘’Sünnetullahı Gözeten; (Dünden Bugüne) Siyaset Ölçülerimiz’’

‘’Sünnetullahı Gözeten; (Dünden Bugüne) Siyaset Ölçülerimiz’’

Bartın Özgür-Der’de bu hafta  ‘’Sünnetullahı Gözeten; (Dünden Bugüne) Siyaset Ölçülerimiz’’ konusunda seminer verildi. Konuşmacı Şahidi Kuşçu’ydu.

Şahidi Kuşçu kısaca şu hususlar üzerinde durdu:

Sünnetullah; "Allah'ın öteden beri süre gelen değişmeyen, değişmeyecek olan toplumsal hayatla ilgili, insanlık tarihi ile ilgili yasalar, kanunlardır.

"Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın."  Ahzab/62

''Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.'' Fetih/23

''Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün''  Al-i İmran/137

İlahi işleyişin aşamaları:

1-Sünnetullah ile ayetler (kainattaki düzen) arasındaki fark.

2-Sünnetullaha tabi olmada insanlar kendi iradeleriyle karar veriyorlar.

3-Kainattaki düzen Allahın emir ve izniyle (mutlak itaat) oluşmakta.

Merhalenin muhkem ayetlerde vurgulanan değişim aşamalarıyla bağı:

-Peygamber kıssaları gaybi haberlerdir. Kur'an dışı bilgiler bizi şekillendiremez. Sünnetullahta değişiklik olmadığı için hepsinin kıssasından alınması gereken mesajlar vardır.

Peygamberler toplumun bir ferdi olarak yaşamışlar, şahitliklerinin  sonucu tebliğlerinden dolayı  dışlanmışlardır. Beşer oluşlarından dolayı alaya alınmaları onları İslam yolundan alıkoymamıştır.

-İnkarcıların ibret almaları için helak edilen kavimlerin akıbetini görmeleri için yeryüzünü dolaşmaları önerilmektedir. İnkarcılar peygamberlerin hayatlarına karışmamalarını – tebliğ yapmamalarını -  istemişler, tehdit etmişlerdir. Bütün bunlara rağmen apaçık tebliğlerinden vazgeçmemişlerdir;

''Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü'minler, "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah'ın yardımı pek yakındır.''Bakara 214

''Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah, sabredenleri sever.''

-Rasuller yılmadılar, mücadelelerinden ödün vermediler, bahane uydurmadılar. Biimde bugün siyasetten beklentimiz ''Müslüman nesiller'' yetiştirmek, kurumlaşmak, gündemle irtibatımızı kurarak insanlığa çözüm olacak ictihadlar geliştirmeliyiz. Hedefimiz Allah'ın dinini yeryüzünde hakim kılmak olmalı.

''Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. (İnkara) Son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.''Enfal 39

-Tebliğ görevimizle kimliğimizi kuşanıp davete yönelmeliyiz. Bu hayatımızın ve tüm sosyal alanlarımızın en önemli açılımıdır. Her şart ve durumda ''marufu emir, münkerdennehy'' şarttır.

'' Ne yapacağız?''Kalk da uyar. ''Müddessir/2

-Hayatın tüm alanlarında hakim olan ve davranışlarımızı yönelteceğimiz varlık Allh'tır. Onun rabliğini maddi manevi tüm işlerde ''Rabbini yücelt.'' Emri düsturumuzdur.Müddessir/3

-Neyle uyaracağız. ''Rabbimin vahyettiklerini size tebliğ ediyorum.  ….''Araf/62

-Nasıl yapacağız?''Sen hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır. Onlarla en güzel şekilde tartış…'   Nahl/125

-İnananlara  nasıl davranacağız?Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.   …. Ali imran/159

Toplumsal sorumluluğumuzda, Mümin olanlara ve olmayanlara karşı konumlanışımız;

a-Sevgi gösterme, dost edinme/edinmeme. ''Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. ……. Sizden kim bunu yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.''Mümtehine/1 

''Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin…. '' Maide/51

b-Müminlerin dostu Müminlerdir. Güven selamet bu minvalde kurulacak beraberliktedir.

''Sizin dostunuz ancak Allah, Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren, rüku eden mü'minlerdir.'' Maide 55
-İçinde yaşadığımız toplum şayet İslam'dan uzaklaşmış, cahili hayat tarzına dönüşmüşse gözetilmesi gereken ölçüler olmalı, Kuran şunları öneriyor:

''Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah'a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.''Bakara 256

''Allah sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere,  iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.''Müntehine/8

-Asılolan eşyanın tabiatına uygun bir toplumsal değişimi hedeflemektir.

''Her insan için önünden ve arkasından takip edenler vardır. Allah'ın emrinden dolayı onu gözetirler. Allah bir kavme verdiğini, o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan başka bir veli de bulunmaz.''Rad 11

''Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah'ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah'ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın''Fatır/4

"Kendilerine doğru yolu gösteren biri çıktığında insanları inanıp güvenmekten ve Rabblerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan nedir? Eskilerin başına gelenlerin gelmesini veya ahiret azabının karşılarına dikilmesini mi bekliyorlar?''Kehf/55

-Gündemle irtibat ve aktüel olanı irdeleyip pratiğe dönüştürme vasfı Kuran'da önerilen bir tutumdu.

''Rumlar, yakın bir yerde yenilgiye uğratıldılar. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Önce de, sonra da emir Allah'ındır. O gün Allah'ın (Rumlara) zafer vermesiyle mü'minlersevinecektir.''Rum/2-4

-Yusuf as zindan sonrası ilk evrede tevhidi ve kimliksel duruşunu aşikarlaştırmıştır. Sonra insanların Müslüman şahsiyetle ilgili kendisine güvenmelerini sağlamıştır. Sonra şartları fıkhetmiş, taviz vermeksizin var olan yönetim erkine talebini yöneltmiştir. Onun İslam dinine ve hayatını kuşatan davasına bağlı stratejileriyle eyleme geçmiştir.

''Şehirde birtakım kadınlar, "vezirin (امْرَاَتُالْعَزٖيزِ ) karısı, (hizmetçisi olan) delikanlısından murad almak istemiş. Ona olan aşkı yüreğine işlemiş. Şüphesiz biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz" dediler.Sonra onlar, Yûsuf'un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre zindana atmayı uygun buldular.Kral, (وَقَالَالْمَلِكُ)"Ben rüyamda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini; ayrıca yedi yeşil başak ve yedi de kuru başak görüyorum. Kral, (وَقَالَالْمَلِكُ) "Onu bana getirin" dedi. Elçi, Yûsuf'a gelince (Yûsuf) dedi ki: (اِلٰىرَبِّكَ )"Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir."Kral, (قَالَ) kadınlara, "Yûsuf'tanmurad almak istediğiniz zaman derdiniz ne idi?" dedi. Kadınlar, "Hâşâ! Allah için, biz onun bir kötülüğünü bilmiyoruz" dediler. Vezirin karısı (امْرَاَتُالْعَزٖيزِ ) ise, "Şimdi gerçek ortaya çıktı. Ondan ben murad almak istedim. Şüphesiz Yûsuf doğru söyleyenlerdendir" dedi.Yusuf şöyle devam etti:  "O (kadının kocası) bilsin ki yokluğunda ona hainlik etmedim.   Allah, hainlerin oyununu hedefine ulaştırmaz."Yusuf 48-52

-Medine vesikası da Allah'ın rasulününkendi şartlarında ana ilkelerden taviz vermeden birlikte yaşamaya dayalı stratejisiydi. O bu içtihadında İslam'ın geleceğini düşünüyor ve maslahatı gözeterek bir İslam medeniyetinin aşamalarını inşa ediyordu. Karşı fikre sahip insanlara taviz vermeyi değil onları gözetme ve kollama ilkesiyle İslami toplumsal maslahatın temel taşlarını oluşturuyordu.

-Etkin, örgütlü, açık kimlik sahibi, yalnız rablerine sığınan tevekkül ehli, karşıdaki düşünce ve din mensuplarını gözeten ve umumi geleceği planlayan, kararlı, feraset sahibi olayların hikmetlerini kavrayan AllhRasulü öncülüğünde Müslümanlar az ama nitelikli halleriyle yola devam ediyorlardı. Medine'de; Müslümanlar(1500), yahudiler (4000), Müşrik araplar (4500)  =10.000 kişilik nüfus  Medine'nin sınırları çizilmiştir.

Güncel siyaset meselelerinde çözümlememiz gereken hususlar;

Her inanç grubu kendi inançlarını yaşamakta, anlatmakta özgürdür.

Yusuf (as) melikten ve vezirden inancıyla ilgili bir şiddet ve baskı görmemiştir. İlkeleri gereği hemen görevi kabul etmemiş, önce uğradığı haksızlığın hesabını sormuştur.

Siyasi hareketler amacımız değil, hedeflere götüren araçlarımız olabilir.

Hedeflere giderken kullandığımız vasıtalar geçicidir, unutmamalıyız.  (Kiralık arabayayla olan ilişkimiz)

İçinde yaşadığımız toplumda,sekuler yaşam biçiminde yaygın ideolojiyi neiçselleştireceğiz, ne de içselleştirileceğiz.

Demokrasi bekçiliği bizim işimiz değil.

Birilerinin ilkesiz duruşlarının parçası değiliz.

Koltuklara ideallerimiz adına talip olabiliriz ama;

Bireysel menfaatlerden öte ideallerimize ne kadar  hizmet edebileceğinin bireysel manada muhakemesini yapmalıyız.

Seminer güncele ilişkin tartışmalı değerlendirmelerle son buldu.

 

Önceki ve Sonraki Haberler