Batman’da ‘’Filistin Direnişi Bağlamında Sabır ve Metanet’’ konusu konuşuldu

Batman’da ‘’Filistin Direnişi Bağlamında Sabır ve Metanet’’ konusu konuşuldu

Özgür-Der Batman Şubesi’nin düzenlediği aylık seminerlerin ikincisi Kenan Alpay’ın sunumu ile ‘’FilistinDirenişi Bağlamında Sabır ve Metanet’’ konu başlığı ile gerçekleştirildi.

Kenan Alpay sözlerine; öncelikle sabır ve metanet kavramları ile ilgili tekrar mahiyetinde bazı açıklamalar yapıp, hadisten ve ayetlerden örnekler vererek sözlerine başladı. Bahsi geçen ayetlerde temel ilkeler olarak Müslümanların, namazı dosdoğru kılmak, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak ve başımıza gelen her türlü musibete karşı Allah’ın rızasını gözeterek sabırlı olunması gerektiğini ifade etti.

‘’Kim Allah için sabrederse Allah ona dayanma gücü, metanet verir. Kişiye sabırdan daha geniş daha hayırlı bir ikram verilmemiştir.’’ hadisini okuyarak, ikram deyince bizlerin aklına dünyalık ikramlar geldiğini ama Rabbimizin bize sunduğu manevi ikramların kulluk inşamızı gerçekleştirme adına daha önemli olduğunu belirtti.

‘’Sabır, musibetin başımıza ilk geldiği anda olmalıdır.’’ diyen Alpay, bir kulluk emaresi olarak ‘’Hasbinallah ve nimel vekil’’ diyerek, başımıza gelen imtihan ne kadar zor olursa olsun, tüm benliğimizle sırtımızı Alemlerin Rabbi olan Allah’a yaslayarak, şeytanın vesveselerinden kurtulup, yaşadığımız duruma sabır göstermemiz gerektiğini söyledi. Bu bağlamda sabır konusunda gösterdiğimiz hassasiyetlerin aynı zamanda bizden sonra gelecek nesillere de bir miras olarak kalacağını, bizlerin olaylara karşı gösterdiğimiz sabır veya sabırsızlığın onları da etkileyeceğinin altını çizdi.

‘’Son olarak ‘’sabır’’ konusunda şunu bilmek gerek. Sabır belli zamanlarda eylemsiz kalmak, tepkisiz kalmak, insanlar arasından çekip gitmek değildir. Sabır bir anlamda omurgayı dik tutmak manasında anlaşılması gerek. Bizi çökertmek isteyen bizi kimliğimiz ve imanımızla kabul etmeyenlere, bizi hidayetten alıkoymak isteyenlere karşı dik durmaya denir.’’ dedi.

Kenan Alpay, bu açıklamaları yaptıktan sonra Filistinli Müslümanların gerçekleştirdiği ‘’Aksa Tufanı’’ harekatının Türkiye’de ve dünyada yarattığı yankılar üzerine değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de yaşanan deprem veya başka doğal afetlerde olduğu gibi bazı musibetlerde, nasıl belli kesimler dezenformasyon çalışmaları yaptılarsa, aynı dezenformasyonun ‘’Aksa Tufanı’’ harekatı için yapıldığının altını çizdi. Müslümanları mahkum eden, yasadıkları zulümleri görmezden gelen bu zihin yapısının kirliliğine dikkat çekerek, yaşanan bu zulümlerin neticesinde Filistin halkının kendini savunmak için giriştiği bu harekatı her Müslümanın desteklemesi gerektiğini söyledi. Ne Filistin’i, ne Filistin tarihini, ne siyonizmi, nede siyonizmin gelişim tarihini bilmeksizin ahkam keserek, Müslümanların yaşadıkları zulmü görmezden gelen tipleri görmemiz dolayısıyla bu harekatın bir turnusol kağıdı görevi gördüğünü belirtti.

Bu anlamda Filistin topraklarında gerçekleşen bu işgalin tarihsel sürecine bakarak, İsrail’in Filistin’de nasıl işgal devleti kurduğunu ve bu bölgeye Yahudileri yerleştirilerek Batı’nın Avrupa’daki Yahudi sorununu nasıl Ortadoğu’nun göbeğine bırakıp, ileri bir karakol olarak İsrail’in bu bölgeyi savaş haline getirdiğini söyledi.

Kemalist ideolojinin kuramcılarının Filistin meselesini, ta ilk günden bu güne, bu ülkedeki Müslümanların meselesi olmadığına dair propagandalarının, o günlerin bir tekrarı olarak tekrar kendisini gösterdiğini belirten Alpay, bu gün yaşanan katliamları gözardı edip bazı tarihsel tartışmaları gündeme getiren kemalist, sözde bilim adamlarının Müslümanların hassasiyetlerini dejenere etme adına faaliyetler içerisinde olduklarını belirtti.

Kenan Alpay daha sonra ‘’Aksa Tufanı’’ harekatına dair bazı teknik detaylara değindi. İsrail ve Kassam tugaylarının teknik alt yapısı göz önünde bulundurulduğunda mücahitlerin bu denli zor bir işi, alınlarının akıyla başardıklarını, bununla beraber tevekkül ve sabırla hareket ettikleri için Allah’ın gaybi yardımlarına da matuf olduklarını söyledi.

‘’Kardeşlerimiz bu direnci gösterirken bizler onlar için neler yaptık? Yarabbi sen bu kardeşlerimizin üzerine sabır yağdır, diye dua ettik mi? Yarabbi sen kardeşlerimizi senin yolunda çıktıkları cihad yolunda ayaklarını sabit kıl, diye dua ettik mi? Yarabbi sen kardeşlerimizi muzaffer kıl, diye dua ettik mi? Normal şartlarda biz bu harekatı duyduğumuz ilk anda çıkıp, onları desteklememiz gerekirdi. Maalesef biz bu konuda zayıf kaldık. Toplumun bir kısmı Filistin meselesini konuşmadı bile. Bunun yanında bir anda ‘Hamas, ehli sünnet mi değil mi?, Bu harekatta İran’ın parmağı var mı?’ ve başka komplo teorileri üretildi. Maalesef bu durumda gösteriyor ki bizler Müslümanların kafirlere karsı bir atak yapıp zafer kazanması inancını kaybettik. İsrailin itibarını yerle bir eden insanlar taktir edilmesi gerektiği, baştacı edilmesi gerektiği yerde kötü ithamlara mahkum edildiler.’’ dedi.

Allah’ın bizlere yaptığı yardımı bir şarta bağlandığını; ‘’eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah’ta size yardım eder’’ bunu tersinden okuduğumuzda; ‘’Eğer siz Allah’ın dinine yardım etmezseniz, Allah’ta size yardım etmez’’ ifade eden Alpay, ayette yardım diye ifade edilen mücadeleyi gerçekleştirmeden Allah’ın yardımını beklemenin tamda Yahudileşmek olduğunu belirtti. ‘’Nasıl ki Musa (a.s) ‘gelin şu firavun ordusuna karşı savaşalım’ dediği zaman İsrailoğulları ‘senle Rabbin gidin Firavun ordusuyla savaşın’ dedikleri gibi bizlerde bu bakış açısına sahip olmayı kabul edersek, Mescid-i Aksay’ı, Filistin’i, Gazze’yi kim koruyacak? Her durumda eleştiriler yapıp dururken bu nasıl gerçekleşecek.’’ dedi ve son olarak, bu konuda İslam coğrafyasında gerçekleşen başka direnişler için söylenenlere dair örnekler vererek yaşadığımız durumla kıyasladı.

Özellikle Hamas’ın nasıl bir başarıya imza attığının farkında olmadığımız gerektiğini ve mücahitler için ettiği dua sonrasında sözlerini tamamladı.

 

bt1.jpgbt2.jpgbt3.jpgbt4.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler