“Büyük İslam Alimi ve Öğretmeni Ebu Hanife”

“Büyük İslam Alimi ve Öğretmeni Ebu Hanife”

Batman’da Seda Yıldız tarafından “Büyük İslam Alimi ve Öğretmeni İmam-ı Âzam Ebu Hanife” konulu sunum gerçekleştirildi.

Özgür-Der Batman Şubesi tarafından aylık yapılan seminerler dizisinde bu ay Seda Yıldız tarafından "İmam-ı Âzam Ebu Hanife" konulu sunum gerçekleştirildi.

Sunumuna Ebu Hanifenin doğup büyüdüğü Irak'ın Kufe şehrinin tarihi ve genel özelliklerini anlatarak başlayan Yıldız, Ebu Hanife'yi anlamak için yaşadığı dönemi anlamanın önemine vurgu yaptı ve kısaca şu değerlendirmelerde bulundu:

Dindar bir aileye sahip olan Ebu Hanife henüz 6 yaşındayken Kur'an'ı hıfzetmiş ve hayatı boyunca Kuran'ı en çok okuyanlar arasında yer almıştır.

Babası bir tüccar olduğu için genç yaşta ticarette yer almış ve ilk zamanlarda tek amacının çok iyi bir tüccar olmak olduğu rivayet edilmiştir.

Sonraları ilimle uğraşmaya başlayan Ebu Hanife ilk olarak kelam ilmine yönelmiştir. Sonraları fıkıh ilmiyle ilgilenmeye başlamış ve fıkıhta çok önemli gelişmeler katetmiştir.

Fıkıh ilmini kendisinden öğrendiği hocası Hammad b. Ebi Süleyman'a her zaman saygı göstermiş ve ona ters hiçbir fetva vermemiştir.

Hocası Hammad vefat ettiğinde İmam-ı Âzam kırk yaşındadır. Talebeleri, arkadaşları ve halkın ileri gelenleri ondan hocasının yerine geçmesini istemiş ve o: "İlmin ölmesini istemem!" deyip talebe yetiştirmeye ve halkın meselelerini çözmeye başlamıştır.

İmam Ebu Hanife hiçbir zaman bir "Mescid İmamı" olmamış her zaman halkın içine karışmıştır. Her gün sabah namazından öğleye kadar halkın sorularını cevaplandırır, öğle vakti bir miktar uyur, ardından yatsı namazına kadar talebelerine ders verirdi. Sonra evine gidip biraz istirahat eder ve tekrar camiye gelip sabha kadar ibadet ederdi.

Ömrünün 52 yılını Emeviler 16-17 yılını ise Abbasiler döneminde geçirmiştir. Bu arada idarecilerin yanlış tutum ve davranışlarına karşı çıkarak eleştirmiştir. Emevi ve Abbasiler zamanında, zindana atılma pahasına da olsa teklif edilen görevleri kabul etmemesiyle bir taraftan ilminin izzetini korumuş, diğer taraftan da halife ve idarecilerin yaptıkları veya yapabilecekleri yanlış uygulamalara meşruiyet kazandırabilme tehlikesini ortadan kaldırmıştır.

Ebu Hanife yaklaşık altı yüz bin kadar fetva vermiş ve bunda tüccar olmasının önemli bir rolü olmuştur. Ticaret hayatı ile ilgili verdiği fetvalar günümüzde çokça kabul görülmekte ve uygulanmaktadır.   

Ebu Hanife'nin asıl adı Numân b. Sâbit olmasına rağmen Ebu Hanife olarak anılmasının nedeni Hanif bir din anlayışına sahip olması, İmam-ı Azam olarak anılmasının nedeni ise o dönemde yaşamış olan bütün büyük alimlerle görüşmüş ve istişare etmiş olmasıdır.

Son olarak Ebu Hanife'nin : "Bu bizim söyleyebildiğimiz en güzel sözdür. Kim bizim sözümüzden daha doğru bir söz getirirse, o hakikate bizimkinden daha yakındır" dediği; "Senin bu verdiğin fetvalar doğruluğunda hiç şüphe olmayan hakikatler midir?" diye sorulunca da: "Bilmiyorum belki de yanlışlığında hiç şüphe olmayan yanlıştır." Sözleriyle devam eden Seda Yıldız, bu sözlerle Ebu Hanife'nin tevazusuna vurgu yaptı. Ve Ebu Hanife'nin hayatından çıkardığı örneklikleri kısaca özetleyerek sunumu tamamladı. 

Önceki ve Sonraki Haberler