“Mekke dönemi İslam’ın yayılış serüveni”

“Mekke dönemi İslam’ın yayılış serüveni”

Özgür-Der Batman Şubesi’nin gerçekleştirdiği aylık seminerlerin dördüncüsü, Tarihçi/Yazar Prof. Dr. Adnan Demircan’ın sunumuyla ‘’Mekke dönemi İslam’ın yayılış serüveni’’ konu başlılığı ile gerçekleştirildi.

Adnan Demircan sözlerine; Allah Resulünün tebliği anlatılırken genelde kişiler bazından gidildiğini, kendisinin bu seminerde kişiler üzerinden değil, Hz. Peygamberin tebliğinin nasıl bir toplumsal vasatta geliştiğini ve risaletle beraber gerçekleşen sosyolojik/toplumsal değişim üzerinde yoğunlaşacağını söyleyerek başladı. Daha sonra ilk vahinin gelişiyle beraber yaşananlara değindi.

Peygamberin Mekke döneminde on üç yılda toplam 245 kişinin iman ettiğini, bu rakamın çok büyük bir rakam olmasa da tarihe bakıldığında çok az insanın eğer bir davaya iman etmesi/inanmaları durumunda toplumu yönettikleri ve yönlendirebildiklerine şahit olabildiğimizi ifade etti.

Hz. Peygamberin Medine dönemine bakıldığında en kritik olaylardan birinin Hudeybiye Antlaşması olduğunu söyleyen Demircan, bu anlaşmaya Müslümanlar arasında ciddi tepkiler gelmiş olmasına rağmen, İslami tebliğ için bir kapı aralayan kritik bir süreci temsil ettiğini, etkilerinin sonradan hissedilmeye başladığını, başlangıçta müşriklerin lehine gibi gözüken anlaşmanın daha sonra İslam’ın yayılması anlamında kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizdi.

Adnan Demircan daha sonra Mekke sosyolojisinin peygamber dönemine kadar ki oluşum sureci hakkında bilgiler verdi. Mekke nüfusunun analizini yaptı. Mekke toplumunda iki büyük ittifak olduğunu, (Mutayyebun-Ahlaf) bu ittifaklar ve bu ittifaklar içinde yer alan kabileler arasında ciddi bir çekişmenin olduğunu, Peygambere karşı gerçekleştirilen karşı çıkışların temel sebeplerinden birinin bu siyasi meselelerden ötürü ortaya çıkan kabilevi sürtüşmeler kaynaklandığını söyledi. “Çünkü peygamberin getirmiş olduğu risalet Mekke hiyerarşisini bozuyor, düzeni tehdit ediyor. Hal böyle olunca kabileler mevkilerini ve ekonomik düzenleri bozulma ihtimalini düşünüp yüksek perdeden peygambere cephe aldılar.” dedi.

Son olarak; “Allah resulü doğduğu dünyada, o dünyaya ait bir takım sorunlarla karşılaştı. Yerleşik bir siyasi düzen vardı. Peygamberimiz bu risalet görevini aldıktan sonra insanın salih bir kul olması, marufa göre yaşaması hedefi ile mücadelesine başlamış ve vefatına kadar bu mücadelesini sürdürmüştür. Tabi bu mücadele sadece kişileri etkileyen bir mücadele değildi. Toplumdaki yerleşik/zulüm düzenini tehdit eden bir mücadele idi.” diyerek sözlerini tamamladı.

Seminer, soru-cevap bölümü ve katılımcıların katkılarının ardından sona erdi.

img-20230121-wa0044-min.jpg

img-20230121-wa0036-min.jpg

img-20230121-wa0033-min.jpg

img-20230121-wa0032-min.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler