“Bizans’ın Fethi ve M. Sultan Fatih” Semineri

“Bizans’ın Fethi ve M. Sultan Fatih” Semineri

Özgür-Der Çorum Şubesi tarih seminerleri bu hafta Mustafa Başbekleyen'in sunduğu “Bizans’ın Fethi ve M. Sultan Fatih (1444-1481)” başlıklı seminer ile devam etti.

Özgür-Der Çorum Şubesi 2009-2010 dönemine ait tarih seminerlerine her on beş günde bir Cumartesi akşamları devam ediliyor. Bu haftaki semineri "Bizans'ın Fethi ve M. Sultan Fatih (1444-1481)" konu başlığı ile Mustafa Başbekleyen sundu.

 

Şehzade Mehmet'in genç yaşta tahta geçmesi ve sonrası yaşanan sürece değinerek konuşmasına başlayan Başbekleyen, özellikle Çandarlı Halil Paşa'dan, icraatlarından ve iktidar mücadelelerinden bahsetti. 1444'de Şehzade Mehmet'in genç yaşta tahta geçmesini fırsat bilenlerin, kaybettikleri toprakları geri almak istediklerini, Çandarlı Halil Paşa'nın girişimleri ile II. Murat'ın tekrar tahta geçtiğini hatırlatan Başbekleyen, Şehzade Mehmet'in aklında İstanbul'un fethi hep ön planda olduğunu, 1451'de tahta geçen Şehzade Mehmet'in bu fethi ve diğer yapacaklarını gerçekleştirmesi için iktidarda söz sahibi olmasının gerektiği düşüncesinden bahsetti.

 

Tahta geçen Şehzade Mehmet'in hali hazırdaki iktidar yapısından hoşnut olmadığını hatırlatan Başbekleyen, konuşmasına şöyle devam etti: "Sarayda ve iktidarda yapısal değişikler yaparak Çandarlı Halil Paşa'yı kontrol etmek isteyen Şehzade Mehmet, fetihten önce sınırların güvenliğini alarak İstanbul'un fethini gerçekleştirmek istemiştir. İstanbul'un fethini kendisinin istemesine rağmen, Çandarlı Halil Paşa öncülüğünde bir kesimin bu fethin gerçekleşmesine muhalefet ediyorlar, İstanbul'un vergiye bağlanarak varlığının devam etmesini istiyorlardı. Osmanlı'daki bu muhalefete rağmen, Bizans'ın içinde de İstanbul'u Osmanlı'nın almasını isteyenler vardı. 26 Mayıs 1453'de başlayan kuşatma Şehzade Mehmet'in teslim olmalarını istemelerine rağmen kabul edilmemiş 29 Mayıs 1453'de fetih gerçekleşmiştir. Fetihten sonra teslim olmamalarının sebeplerini soran Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı içerisinden bu fethin başarılı olamayacağının garantisinin verildiğini öğrenir ve bu ihanetin müsebbibi olarak gördüğü Çandarlı Halil Paşa'yı idam eder.

 

İstanbul'un fethinden sonra Anadolu'da Fırat, batı'da Tuna'ya kadar fetihler devam eder, Sırbistan, Mora, Eflak seferleri ile bu toprakları Osmanlı'ya katan Fatih, Karadeniz'de de Amasra ve Trabzon'a kadar fetihleri gerçekleştirmiştir."

 

Fatih Sultan Mehmet'in en önemli icraatlarının başınca çıkardığı kanunnameler olduğunu hatırlatan Başbekleyen, bu kanunnamelerle ulemalarının, sadrazamların ve kadıların yetkilerinin sınırları ve sultana karşı konumlarının belirlendiğinden, böylelikle Osmanlı'nın tek sultanın hâkim olduğu otoriter bir yapıya dönüştüğünden bahsetti.

 

Fatih Sultan Mehmet'in gerçekleştirdiği icraatları ve düzenlemeleri "İlay-ı Kelimetullah" olarak vasıflandırdığını ve tüm icraatlarını Allah adına yaptığı düşüncesine hâkim kılmak istediğini hatırlatan Başbekleyen, saltanatın korunması için önceden yapılan ancak adı konulmamış bir gelenek olan kardeş katlini çıkardığı kanunlarla meşrulaştırdığını belirtti. Fatih Sultan Mehmet'in çıkardığı kanunnamelerle örf, adet ve geleneğe dayalı bir devlet anlayışı bırakılarak yeni bir devlet anlayışına geçildiğini de hatırlatan Başbekleyen, bu kanunnamelerin saltanatın yapısından suçlar ve verilecek cezalara, gayrimüslimlerin durumundan vergi sistemine, eğitim öğretim yapısı kapsamında medreselerin durumundan verilecek derslerin müfredatına ve kimlerin bu dersleri vereceklerine kadar köklü değişikleri içerdiğini ve bu yapısal düzenlemeler ile Osmanlı'nın beylikten imparatorluğa doğru bir sürece girdiğini belirterek konuşmasını tamamladı.

 

Program, soru cevap bölümü ve karşılıklı görüş alış verişlerinden sonra sona erdi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler