“BOP, Ilımlı İslam, Hoşgörü ve Diyalog” Semineri

“BOP, Ilımlı İslam, Hoşgörü ve Diyalog” Semineri

Özgür-Der Çorum Şubesi alternatif eğitim seminerleri her onbeş günde bir Pazar günleri devam ediyor. Bu haftaki semineri “BOP, Ilımlı İslam, Hoşgörü ve Diyalog ” konu başlığı ile Mehmet Durmuş sundu.

Yoğun bir katılımının gözlemlendiği seminerde Mehmet Durmuş, diyalog kavramı üzerinde durarak konuşmasına başladı. Dinler arası diyalog ile öngörülenin : "Her bir dinsel geleneğin kendi ayırt edici vasfını ortadan kaldırmayı değil, bilakis söz konusu dinsel geleneklerin mensuplarının birbirlerini daha iyi tanımalarını ve anlamalarını sağlayarak günümüzde insanlığın karşı karşıya olduğu temel problemlerin çözümü konusunda aralarındaki işbirliğini had safhaya ulaştırma" iddiası olduğunu söyledi.

Günümüzde dinler arası diyalog çalışmalarının, gerçek anlamda bir diyalog değil de, bir tür misyonerlik ve konsil çalışmaları olduğuna dair önemli delillerin olduğunu belirterek konuşmasına devam eden Durmuş,

konuşması süresince yapılmış konsil çalışmalarından bahsetti ve yayınlanan bildirilerden örnekler verdi.

ABD başkanı G. Bush, "siyasal İslam'ı şeytan olarak nitelediğini" hatırlatan ve Milli Güvenlik Danışmanı Stephan Hadley terörle yani İslam'la mücadeleyi "İslam ruhunu kurtarmak için yapılan savaş" olarak nitelediğini hatırlatan Durmuş, bu savaşta "ılımlı  İslamcıları, teröristler tarafından ortaya atılan deforme olmuş  İslam görüşüne karşı çıkmaları için cesaretlendirmeliyiz"  dediği söyledi.

Küresel anlamda yapılan Ilımlı İslam çalışmalarının yanı sıra yerel destekçilerine ve Abant toplantılarını da değinen, bu toplantılarının tarihi süreci hakkında bilgiler veren Durmuş konuşmasına şöyle devam etti; " Abant Toplantılarında Yönetim talebinden vazgeçirilmiş, sivil, demokratik bir İslam modeli hedefleyen raporun sonundaki derin strateji bölümünde daha somut öneriler var. Şöyle denmiş: Ilımlı İslamcıların cesur sivil liderler olmasına çalışılmalı. Demokrasi, insan hakları, kadın hakları konusunda etkili politikalar geliştirmeleri sağlanmalı. Sivil toplum örgütleri oluşturarak Ilımlı İslamcı liderlere yardım edilmesine çalışılmalı. Ilımlı İslamcılara örnek olarak verilen cemaat ve liderlerinin ekonomik güç eksikliği dile getirilip maddi destek yapılması önerilmiştir."  

Hoşgörü, bir insanın farklı inançları, düşünceleri, değerler sistemi, yaşam biçimleri olan insanlara karşı sevecen bir tahammül içinde olması demek olduğunu söyleyen Durmuş, tek sözcüğe indirgenirse hoşgörünün tahammül, ancak zorla değil, kerhen değil, sevecen bir tahammül içinde olunması demek olduğunu söyledi.

Ahlaki olarak onaylamadığımız, kendisini bastırmaya veya engellemeye gücümüz de olduğu halde, bu gücü kullanmayı reddettiğimiz ve varlığına izin verdiğimiz bir sapma ile ilgili barışçı tutumumuz hoşgörü olarak niteleyen Durmuş, hoşgörü, "yaşa ve bırak nasıl yaşarsa yaşasın" türünden bir kayıtsızlık olmadığını belirtti.

Akılcılık, Bilimsellik, Vicdan özgürlüğü, Din-devlet ayrımı, Değerlerin ve Hakikatin İzafiliği, Farklılık ve çeşitlilik olarak temellere oturtulan hoşgörünün tam bir erdem sayılmayacağını söyleyen Durmuş, asıl erdemin başkalarının inanç ve düşüncelerini de en az kendininki kadar değerli bulma olgunluğuna erişmekte olduğunu söyleyerek konuşmasını tamamladı.

Program, soru cevap bölümünü ve karşılıklı görüş alış verişlerinden sonra sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler