Mevlana Çorum’da Tartışıldı

Mevlana Çorum’da Tartışıldı

28 Aralık Pazar günü devam eden ve iki haftada bir yapılan konferanslar dizisinde konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mikail Bayram ‘Anadolu’nun İslamlaşma Süreci ve Mevlana Celaleddin Rumi’nin Etkileri’ konusunu sundu.

Yoğun katılımın yaşandığı program esnasında Prof.Dr. Mikail Bayram, Mevlana Celaleddin Rumi'nin babası olan Baha Veled'in öncesinde Belh şehrinde yaşadığını, ancak Eşari akliyecisi olan Fahreddin Razi'den etkilenmesi ile devletin resmi anlayışı haline geldiği Harzemşahlar döneminde sultanla fikirlerinden dolayı ters düşen Baha Veled'in Şam üzerinden Anadolu'ya geldiğini vurguladı. Konya'ya yerleşen Baha Veled'in oğlu olan Mevlana'nın da 40 yaşında iken İran'lı ve bir kalenderi şeyhi olan Şems-i Tebrizi ile tanıştığını belirttiği konuşmasında devamla şunları kaydetti:

"Şems'ten önce Mevlana'nın herhangi bir eserine rastlamak mümkün değildir. Şems-i Tebrizi ona İran kültürüne ait edebi malzemeleri sunarak ve eğitim vererek birlikte iki yıl boyunca Mesnevi'yi yazmaya başladılar. Bu esnada yoğun bir şekilde Moğol istilasının yaşandığı başta Sivas, Tokat, Kayseri ve Anadolu(Rum)'nun birçok yerinde Ahilerin oluşturduğu Moğol karşıtı güç, içinde bulundukları beldeleri savunmakta idiler. Ancak devlet bürokrasisinde önemli yer edinen Moğol kökenli veya Moğollarla işbirliği içinde olan kişiler, Ahilere ve Türkmenlere karşı Mevlana'nın da desteğiyle etkili bir baskı, sindirme, cinayet, yağmalama veya müsadere politikaları uygulayarak, bu toplulukların uç bölgelere göç etmelerini sebep olmuştur"

Prof.Dr. Mikail Bayram'ın sunumunda dikkat çeken hususlardan biri de bugün Nasreddin Hoca olarak anılan zatın aslında Ahi teşkilatının kurucusu ve Fahreddin Razi'nin talebesi olan Hace Nasreddin Mahmut olduğudur. Ahi Evren, Moğol istilasına karşı mücadele eden ve aynı zamanda dericilik, tıp ile ilgilenen ve ilmi eserler üreten bir kişidir. Mevlana ile olan mücadelesinin sebepleri de Moğol işgali ve politikalarına yandaş olması ile Mevlana'nın Mesnevisinde ve diğer eserlerinde dillendirdiği eski İran kültürüne ait İslam dışı inanç öğeleridir.

Mevlana, Mesnevi'sini aslında siyasi amaçlı olarak yazmıştır. Moğollardan düzenli maaş alan Mevlana, Mesnevisinde Moğol karşıtı mücadele veren Ahi Evren'i sürekli aşağılayarak, hicvederek veya edeb dışı benzetmelerle alay etmiştir. Kimi zaman Fahreddin Raziyi, kimi zaman Sadrettin Konevi'yi veya Ahi Evren'in eşi olan ve Bayan-ı Rum teşkilatının kurucusu Fatma Hatun'u da alay konusu edinmiştir.

Mesnevi'sinin altı bölümden oluştuğunu belirttiği konuşmasında devamla şunları söyledi" Mevlana Mesnevi'ni hem Zerdüştlerin kutsal kitabı Avesta'ya benzetmekte, hem Tevrat'a hem de Kur'an'a benzetmekte. Hatta Kur'an'dan da üstün olduğunu iddia etmektedir. Mesnevi'sinin girişinde kendisine bu kitabın Allah tarafından yazdırıldığını ve korunduğunu ifade etmektedir. Avesta 6 bölümden oluşmaktadır. Mesnevi de altı bölümden oluşmaktadır. Tevrat'ın bir nevi şerhi olan ve ikişerli mısra anlamına gelen Mişnavi'ye atfende Mesnevi adını kullanarak Tevrat'a telmihte bulunmaktadır. Ayrıca kendisini elinde Asay-ı Musa bulunan bir kişi olduğunu da ifade eder."

Bayram sunumunu, Mevlana'nın savunuculuğunu yaptığı Hulul inancını ve eski İran kültürüne ait İslam dışı inanışlarını ve ahlaki olmayan tavırlarını ve ifadelerini yine Mesnevi'sinden örnekler de vererek tamamladı.

Program, 2 Ocak 2009 Cuma akşamı 19.30 da İslam Tarihi Seminerlerinde Murat İslam'ın "Abbasi İhtilali ve İlk Dönemleri" sunacağı konu hatırlatılarak sona erdi.

Önceki ve Sonraki Haberler