
Diyarbakır’da İsrail ve ABD terörü tel’in edildi
Diyarbakır Özgür-Der’in çağrısıyla Siyonist rejimin katliamları ve İran’ı hedef alan saldırganlığı lanetlendi.
Siyonist çete devletinin İran’a yönelik saldırıları sürerken, buna mukabil İran’ın etkili ve yıkıcı misilleme saldırıları da aynı şekilde devam ediyor. Emperyalist ABD’nin de savaşa dahil olması ile savaş başka bir boyut kazandı.
Bu sebeple Diyarbakır Özgür-Der’in çağırısıyla bir araya gelen Müslümanlar emperyalist ABD ve siyonist devletin saldırganlığını lanetleyip İran’a destek açıklaması yaptı.
Programın sunuculuğunu Suat YILDIZ yaptı. Yıldız, konuşmasında Siyonist İsrail’in giderek artan saldırganlığına vurgu yaptı.
“Bugün Gazze cihadını, Gazze’nin onurlu ve direnişçi hakkını selamlamak ve İsrail-ABD şer ittifakının İran’a yönelik saldırılarını protesto etmek için toplandık. Yapılan bu saldırılara karşı İran halkının yanındayız. Gerek Yahya Sinwar in öncülüğünde gerçekleştirilen Aksa Tufanı operasyonu gerekse de İran’ın son günlerde Siyonist rejime yönelik etkili saldırıları bize İsrail’in ne kadar zayıf bir ülke olduğunu ve esaslı bir güç karşısında ayakta durmasının mümkün olmadığını açık bir şekilde göstermiştir. Türkiye’nin sıranın kendisine gelmesini beklemeden ümmetin bu direniş ve diriliş mücadelesine topyekûn destek vermesi ve başta İncirlik ve kürecik üssünün kapatarak tavır alması şart.”
Akabinde Nureddin YARGICI ön konuşma yaptı. Yargıcı, konuşmasında Yahudi zihniyetinin Kuran’da lanetlendiğini, Yahudilerin Allah, Resul ve Kur’an düşmanlığı yaptığını ve tarihte de bilindiği üzere peygamberlerini bile öldürmekten çekinmediğini vurguladı. Siyonist devletin tüm dünyanın başına bela olduğunu yok edilmesi gerektiğini belirtti.
Sonrasında Diyarbakır Özgür Der Şube Başkanı Mehmet DENİZ tarafından basın açıklaması okundu.
Basın açıklamasının tam metni:
Emperyalizme ve Siyonist Barbarlığa karşı İslami Direnişi Büyütelim
Gazze, İran ve Tüm Ortadoğu’da Sürdürülen Siyonist Azgınlığa ve Katliamlara Karşı Dayanışma içinde olalım.
Hamilerinin korumasında, Siyonist işgal çetesinin 100 yıla yakındır Filistinli kardeşlerimize karşı sürdürdüğü saldırganlık, Aksa Tufanı operasyonundan sonra, azgınlık düzeyine ulaşmıştır. Hamas ve El Kassam Tugaylarına karşı askeri başarı elde edemeyen terörist İsrail, bütün kinini sivil halktan çıkarmaktadır. Tüm katliam, işkence, açlığa ve yokluğa maruz bırakma çabalarına rağmen, Gazzeli kardeşlerimizin teslim olmaması Siyonist çeteyi adeta çıldırtmış durumda. Bütün bunlara karşın Filistinli kardeşlerimizden duydukları tek söz;” Hasbunallah ve nimel vekil” nidasıdır.
Terörist İsrail bu vahşeti, kiralık katilliğini yaptığı ABD’nin korumasında, hiçbir sınır ve hukuk tanımadan sürdürüyor. Siyonist katillerin bu pervasız tavırlarına karşı, ABD ve Avrupa ülkelerinden aldığı koruma, Lübnan, Suriye, Yemen ve son olarakİran’a da saldırarak, tüm bölgeyi kapsayan bir savaş ve yıkım stratejisi yürüttüğünü ortaya koymuştur.
Filistin'de on binlerce insanı katleden, Lübnan ve Suriye'de işgali genişleterek Siyonist sömürgeciliği yayan İşgalci, soykırımcı İsrail, emperyalist ABD ve AB ülkelerinin de desteğiyle 13 Haziranda İran'a yönelik bir saldırı gerçekleştirdi ve saldırıda İran'lı üst düzey komutanlar, bilim insanları ve yüzlerce sivil öldürüldü. İsrail bu saldırısı ABD emperyalizminin İslam coğrafyasına diz çöktürme hedefinin bir parçasıdır. Bölgeyi bir kan denizine dönüştürerek yağmalamaya ve yönetmeye çalışan emperyalizmin koçbaşı katil İsrail, bölge halklarına yönelik saldırılarını genişleterek, İslami direnişi boğmak istiyor.
Başta Amerika olmak üzere Batılı emperyalist güçler, İsrail’e açık siyasi, askeri ve diplomatik destek vererek, hep canlı tuttuklarıemperyalist haçlı zihniyetlerini Siyonist katiller eliyle devam ettirmektedir. ABD, her fırsatta İsrail’in “meşru müdafaa hakkı” bahanesiyle katliamlarını örtbas etmekte, veto gücünü kullanarak uluslararası hukuku geçersiz kılmakta, milyarlarca dolarlık silah yardımıyla İsrail ordusunu beslemektedir. İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkeler de verdikleri silah desteğiyle bu kirli suç ortaklığında yer almakta, hakikati örtmek için medya ve diplomasi gücünü seferber etmektedir.
Emperyalist güçler kiralık katil olarak kullandıkları Siyonist çeteyle birlikte, İslam Ümmetine karşı bu kadar açık bir savaş yürütürken, Müslümanların bu topyekûn saldırıya karşı güçlü durmaları gerekir. Bu çerçevede Siyonist çetenin İran’a karşı yaptığı saldırıları, İran’ın önceki karnesine bakarak görmezden gelmek veya bu saldırılara sevinmek asla kabul edilebilir bir tavır değildir.
Fakat daha acı ve daha kahredici olan, İslam dünyasındaki bazı rejimlerin bu vahşet karşısındaki sessizliği, duyarsızlığı ve hatta işbirlikçi tutumudur. Mısır, Refah sınır kapısını kapalı tutarak Gazzeli kardeşlerimizin açlıktan öldürülmesine ortak olmakta. Ürdün, İran’dan fırlatılan roket ve dronları İsrail’e ulaşmadan imha ederek, İsrail’in bekçiliğini yapmakta. Birleşik Arap Emirlikleri İsrail’e yardım göndermekte. Suudi Arabistan ve körfez ülkeleri emperyalist ABD’ye milyarlarca dolar haraç vermektedir. Bu ülkeler, Gazze halkı kıtlık ve bombardıman altında yaşam mücadelesi verirken, Siyonistlerin ve ABD’nin stratejik hesaplarına boyun eğmektedir.
Bu tutum, yalnızca acizlik değil; açık bir ihanettir. Kudüs'ün, Gazze'nin, Şam'ın, Tahran'ın ve Mekke’nin bağrından gelen ümmet mirasına sırt çevirmek; mazlumun elini itmek, zalimin elini tutmaktır. Bu ihanet, sadece Filistin'e karşı değil; İslam'ın adalet ve izzet davasına karşı da bir duruştur.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak;
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü vahşi saldırılarını ve İran’a yönelik provokatif askeri eylemlerini,
Bu katliamlara açık destek veren ABD ve Batılı müttefiklerini,
Ve bu zulüm karşısında sessiz kalan, işbirliği yapan Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi bölge rejimlerini şiddetle kınıyoruz!
İslam ümmeti, bu zelil rejimlerin acizliğine mahkûm değildir! Direniş; devletlerin değil, halkların onurlu duruşudur. Filistin’de, Lübnan’da, Suriye’de, Yemen’de, İran’da ve dünyanın dört bir yanında zalime karşı ayağa kalkan halklar, gerçek ümmet ruhunun yaşadığını ispat etmektedir. Bu ruhu yaşatmak, büyütmek ve savunmak hepimizin görevidir.
Bugün direniş yalnızca silahla değil; boykotla, bilinçle, birlikle, sözle ve cesaretle verilmektedir. Mazlumların safında yer almak, sadece bir duruş değil; islami, insani ve ahlakî bir zorunluluktur. Emperyalizmin, siyonizmin ve işbirlikçiliğin karşısında sesimizi yükseltmeye, sokaklarda, meydanlarda, kürsülerde ve dualarımızda zulme karşı saf tutmaya devam edeceğiz.
Emperyalist ve Siyonist saldırganlığa karşı, İran halkının ve bölgedeki tüm mazlumların yanında olduğumuzu ve ümmeti müdafaa bilinciyle herkesi duyarlılığa davet ediyoruz.
Emperyalizm ve siyonizm yenilecek İslami direniş kazanacak.
ÖZGÜR-DER Diyarbakır Şubesi