Özgür-Der Diyarbakır Kadın Komisyonu tarafından düzenlenen programda Tülay Gökçimen'in sunumu ile Gazze ve Suriye'deki mevcut gelişmeler ve yardım çalışmaları ele alındı.

Gökçimen öncelikle Gazze'de yapılan ateşkesin çok değerli olduğunu vurgulayarak insanların uzun süre sonra belki de ilk kez rahat uyuyabildiğine dikkati çekti.

Kudüs'ü ilk kez 2015 yılında ziyaret etme fırsatı bulabildiğini anlatan Gökçimen, "Mescid-i Aksa’yı gördüğüm zaman dedim ki: 'Ben aslında bugüne kadar hiçbir şey bilmiyormuşum, çok büyük bir cahillik yapmışım.' Mescid-i Aksa’ya gittiğinizde, aslında Kudüs sokaklarında o hak ile batılı gördüğünüz zaman kendinizi affedemiyorsunuz. 'Geç kalmışım Allah’ım!' diyorsunuz. Benim hayatım boyunca hep Filistin gerçeğim olmasına rağmen Mescid-i Aksa ve Kudüs’le tanıştıktan sonra bütün hayatım değişti diyebilirim. Hep derim, bir ikindi vakti Mescid-i Aksa’ya girdim, bir daha çıkamadım." ifadelerini kullandı.

Gazze'de her gün enkazın altından binlerce ceset çıkarıldığını hatırlatan Gökçimen, İsrail'in dozerlerle mezarlıklara bile girdiğini anımsattı.

İsrail'in Filistin topraklarını yeni bir Dubai yapma hayali olduğunu anlatan Gökçimen, Yahya Sinvar'ın belki de bir gün bile o sahillerde oturmadığını ve Gazze güneşinden yararlanmadığını söyledi lakin Donald Trump'ın “Gazze sahili çok güzel" diyerek bu beldeye göz koyduğunu kaydetti.

Suriye ve Gazze gibi bölgelerde yaşayan insanların çok sabırlı olduğunu anlatan Gökçimen, "Orada su yok, yemek yok, abdest alacak yer yok, hijyen malzemesi yok ama biz sıcak suyla abdest alan Müslümanlara bunu anlatamadık." dedi.

Ateşkes gereği Gazze'de kapılarun şu an açık olduğunu lakin 10 gün sonra durumun bir anda değişebileceğini vurgulayan Gökçimen, an itibarıyla buraya yardımların artması ve ulaşması için çaba sarfedilmesi gerektiğinin altını çizdi.