Basın Açıklamasının Tam Metni:

Bu Kanı Durdurun!

Kürt ve PKK sorununun sivil yöntemlerle çözümü konusunda toplumsal beklentileri boşa çıkaran sınırötesi kara harekâtı çeşitli halk kesimlerinin yoğun itirazlarına rağmen devam ediyor. Harekâtla ilgili çatışan tarafların açıklamaları yürütülen psikolojik savaşın eşliğinde ölü sayıcılığına dönmüş durumda. Her iki taraf da öldürdüğü insan sayısı üzerinden zafer ilan ediyor. Özellikle tarafların açıkladıkları o "soğuk" rakamlar arasında ise muazzam bir fark var. Şu anda işletilen tek siyaset kan siyaseti; kullanılan tek dil savaş dili.

Operasyonların, sayısı tam olarak bilinmemekle beraber, yüzlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olduğu tahmin edilebiliyor. Görülüyor ki harekât devam ettikçe bu sayılar daha da artacaktır. Bu aşamada toplum bu adı konulmamış savaşın gerekli olduğuna inandırılmak istenmekte, tarafların "yandaş" medyanın desteğiyle ölen insan cenazeleri üzerinden hamasi söylemleri büyütmesi, yukarılardaki düşmanlığı tabana yaymakta ve toplumsal fay hatlarını derinleştirmektedir.

İnsani duyguları yok eden şoven bir söylemin hâkim olduğu bu militarist atmosferde insan yaşamının giderek daha da anlamsızlaştığı görülüyor. Toplum yoğun bir propaganda saldırısına maruz bırakılarak militarizmin tabanı kılınıyor. Giderek daha da şovenleşen bir toplumsal ortamın bundan sonra atılması muhtemel sivil – siyasal adımları da boşa çıkaracağı açıktır. Dün meydanlardan ip atan MHP zihniyetine kızanların bugün aynı gemiye binip faşizan sularda yol aldıklarını görüyoruz.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu anlamsız ve yersiz savaşta her gün ateş düşen ocaklara bir yenisi ekleniyor. Bu gerçeği görmezden gelerek mazlum halkın mazlum çocukları üzerinden savaş kışkırtıcılığı yapan bu tuzu kuru kesimleri şiddetle kınıyoruz.

Yürütülen bu kirli savaşın kurbanı olan gençlerin cenazeleri ardından, kahramanlık şiirleriyle savaş çığırtkanlığı yapan Başbakan, bir başkomutan edasıyla militarist zihniyetin sözcüsü olmuştur. Kürt sorununda siyasi inisiyatif alması beklenirken, Başbakanın, silahtan ve kandan medet uman bir zihniyeti kuşanan tavrı, bu aşmadan sonra artık "silahlı bürokrasinin baskılarına boyun eğmek"le açıklanamaz. Bilakis bu savaşçı anlayışı derinden benimsediği ve taşıdığı örtük milliyetçiliğin açığa çıktığı gerçeği ile açıklanabilir.

Bizler Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak, ölümlerin bir an önce son bulması ve kan üzerinden beslenen militarizmin geriletilmesi için sınırötesi harekâtın derhal sonlandırılması çağrımızı yineliyoruz. Ölümlerin, bu sorunu daha da derinleştireceği yılların acı tecrübeleriyle ortadadır. Bu nedenle tüm duyarlı kesimleri kanı durdurmak için inisiyatif almaya çağırıyoruz.

Av. Serdar Bülent Yılmaz

 Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı