Özgür-Der, Liselileri Buluşturdu

Aylık düzenlenen “liseliler buluşuyor” programının üçüncüsü Özgür Der Selahattin Eyyubî Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Ayda bir lisede okuyan öğrencileri buluşturan Özgür Der Diyarbakır Şubesi Eğitim Komisyonu, bu ay da liselileri buluşturdu.

06 Aralık 2009

Özgür Der Selahattin Eyyubî Konferans Salonunda üçüncüsü gerçekleştirilen buluşma, farklı liselerde okuyan öğrencilerin dayanışmasına sahne oldu.

Program, akşam namazının cemaatle kılınmasıyla başladı. Namazın ardından, yemek yenildi. Öğrencilerden, Masum Kılıç'ın okuduğu Kur'an-ı Kerim'in mealini ise Orhan Çelik okudu. Gençlerin buluşması, Masum Erbay'ın "Taş Gazeli" ve Engin Erk'in "Kardeşime Mektup" şiirlerini okumalarıyla devam etti.

100'den fazla öğrencinin katıldığı yemekli gecede, Murat Koç'un selamlama konuşmasının ardından İkram Filiz; genç, yakışıklı ve bütün zenginliklere rağmen İslam'ı kabul etmiş, annesi dâhil bütün müşriklerin tepkisine maruz kalmış, iman ettikten sonra bütün zenginliğini yitirmiş olan Musab Bin Umeyr'in örnek hayatını anlattı.

Musab'ın başından beri Mekke'de ki çirkinliklerden ötürü bir çıkış aradığını belirten Filiz, "Musab, İslam'ı ilk kabul ettiğinde annesi tarafından mahzene kapatıldı. Günlerce aç ve susuz kaldı. Bütün bu olanlara rağmen imanından bir zerre olsun taviz vermedi. Musab, kendisine 'neden bu kadar inat ettiğini' soran annesine cevabı 'ben mutluluğu ve huzuru Muhammed'in ve ona iman edenlerin yanında buldum' oldu. Kişinin durduğu yer, gerilediği yerdir. Musab, hiçbir zaman durmadı, sürekli ilerledi" şeklinde konuştu.

Musab'ın Medine'ye gönderilen ilk öğretmen olduğunun altını çizen Filiz, Musab'ın Medine'ye gittikten sonra içine İslam'ın girdiği hiçbir evde gayri müslimin kalmadığını dile getirdi.

Son olarak Musab'ın şahadetinden bahseden Filiz şöyle konuştu: "Musab, Uhud Savaşında sancağı taşıyordu. Bir müşrik tarafından sağ eli koparılınca, sancağı sol eline aldı. Sol eli de koparılınca, sancağı kesik kolları arasına aldı ve son olarak göğsüne isabet eden bir mızrak ile şehit oldu."

Dünyevi bütün zenginlikleri elinin tersiyle iterek, Allah'ın ve Resulünün sevgisini kazanan bu sahabenin hayatının hepimize örnek olması gerektiğini söyleyen Filiz, konuşmasını "Naat" şiirinin 'Ebu Lehep öldü diyorlar, Ebu Lehep ölmedi ya Muhammet Ebu Cehil kıtalar dolaşıyor' mısralarıyla bitirdi.