BAYRAMA YAKIŞMAYAN TUTUMLAR

12 Aralık 2008

Müslümanların Rablerine ibadet bilinci ve coşkusu ile idrak ettikleri Kurban Bayramı belli çevrelerce yine İslami kimliğe ve değerlere karşı saldırılara alet edildi.

Tipik oryantalist bir yaklaşımla İslami olan her şeyden garip bir tiksinti duyan kartel medyası başta olmak üzere sözde aydın geçinen kesimler yine Kurban ibadeti üzerinden hakaretlerde bulundular. Kimi gazetelerde ve televizyonlarda sözde hayvan hakları, çocukların ruh sağlığı, çevre kirliliği ve benzeri bahanelerin ardına sığınılarak kurban kesimini hedef alan yayınlar yapıldı. Daha da garibi ise hiçbir dini ya da ahlaki ölçüyü kendileri için bağlayıcı görmeyen, her türlü araçla toplumu yozlaştırmaya, ahlaki dejenerasyona sürüklemeye gayret eden bu kesimlerin artık klasik hale gelmiş ve samimiyetten, adaletten uzak eleştirilerinin Diyanet Teşkilatının tepesindeki zevatça da onaylanması oldu. Bu işgüzarlığın kime ne kazandıracağı meçhul değildir.

Benzeri bir işgüzarlığı, çirkinliği Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın tam da bayram arifesinde sarfettiği sözlerde gördük. Müslüman bayanların bir kısmının örtünmek için tercih ettikleri çarşaf hakkında "çağdışı" nitelemesinde bulunarak ne kadar "çağdaş" olduğunu tüm İslam düşmanlarına ispatlamış bulunan Ertuğrul Günay yine "bu çağda" diye başlayan gereksiz değerlendirmeleri arasında kurban kesme ile ilgili olarak da çirkin ve saygısız ifadelerde bulunmaktan çekinmedi. Tam da "tombaladan milletvekili" nitelemesini hak edecek bir siyasi geleneğin sahibi Sayın Bakanın söz konusu açıklamaları mensubu olduğu hükümet ve parti tarafından da çok beğenilmiş olmalı ki, kamuoyuna herhangi bir izah gereği duyulmadı!

Öte yandan Kurban Bayramı'nı açık bir zulme dönüştüren bir başka uygulama olarak deri gaspı geleneği azalmakla beraber bu bayramda da tekrarlandı. Basına da yansıdığı şekilde bayramın 2. günü Pendik Petekkent Merkez Camii'nde vatandaşların cami inşaatına destek amacıyla bağışladıkları kurban derilerine jandarma tarafından el konuldu. Cami derneğine bağışlanmış olmasına rağmen zorla el konulan deriler jandarma tarafından THK Pendik Şubesi'ne aktarıldı.

Bu açık gasp eyleminin, devlet zoruyla vatandaşın malına el konulmasının tam bir hukuksuzluk olduğu ortadayken hiçbir yetkilinin çıkıp da konuya ilişkin en küçük bir açıklama yapma gereği duymaması şaşırtıcıdır. İnsan haklarının, mülkiyet hukukunun, bağışta bulunma özgürlüğünün ve daha bir dizi ilkenin açık ihlali anlamına gelen bu hukuksuzluğun hesabını vermesi gereken hükümetin suskunluğu izah edilemez.

Bu ülkede jandarmanın kendisine özgü bir hukuk uyguladığı bilinmektedir, bu durumda hükümet bu hukuksuzluğu teyit mi etmektedir? Jandarma İçişleri Bakanlığı'na bağlı değil midir? Hiyerarşik sorumluluk ilkesi gereğince ortaya çıkan bu gasp eyleminin sorumlusu olarak İçişleri Bakanlığı'nın hesap vermesi gerekmez mi? Resmi törenlerde İslami kimliğin ve değerlerimizin aşağılanmasına karşı sessiz kalınmamasına yönelik çağrıda bulunduğumuz için bizler hakkında soruşturma yürüten İçişleri Bakanlığı, Kurban Bayramı'nda ibadet maksadıyla kesilen kurbanlarımızın derilerine el konulmasının içerdiği bu açık hukuksuzluğu görmezden mi gelecektir?

Tüm bu soruların yetkililerce cevaplandırılmasını bekliyor, sorumluluk sahiplerini halka hesap vermeye çağırıyoruz. Öte yandan adaletten ve haktan yana herkese özgür bir ülkede layıkıyla bayramlarımızı idrak edeceğimiz ortamların inşası için hep birlikte yılmadan, yaptığımız ettiğimiz işleri küçümsemeden çabalarımızı ısrarla sürdürmenin önemini ve gerekliliğini bir kere daha hatırlatıyoruz. 

Özgür-Der