5-6 Haziran'da yapılacak Seviye Belirleme Sınavı (SBS) hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Şekerci, başörtülü çocuklara yaşatılması muhtemel zorbalığa karşı tüm sorumluları şimdiden duyarlı olmaya, tedbir almaya çağırdı.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama

BAŞBAKAN'IN SBS DUYARLILIĞI BAŞÖRTÜLÜ ÇOCUKLARIMIZI DA KAPSIYOR MU?

3 Haziran 2011

Bu hafta sonu (5-6 Haziran 2011) yeni bir sınav var. İlköğretim 7. ve 8. sınıf öğrencileri Seviye Belirleme Sınavı (SBS)'ye girecekler. Bu sınavın sadece ilköğretim öğrencilerinin bilgi seviyelerinin değil, Türkiye'de hukuk ve özgürlük seviyesinin de test edildiği bir sınav olacağını düşünüyoruz.

Başbakan dün Isparta'da öğrencilerin stres yaşamamaları adına önemli bir çağrı yaptı ve hafta sonu itibariyle AK Parti'nin sesli propagandaya ara vereceğini açıkladı. Ayrıca aynı duyarlılığı diğer partilerin de göstermesi gerektiğini ifade etti. Bu duyarlılık teşekkürü hak ediyor! Gerçekten de geleceklerini etkileyecek bir aşamada çocuklara, gençlere her türlü stresten uzak bir ortam sağlanması sorumluluk sahibi herkesin görevi olmalı. Ne var ki, bazı çocuklar ve gençlerin hoparlör gürültüsünün yol açabileceği stresten çok daha yoğun bir stres altında olduklarını görmek de aynı sorumluluk sahiplerinin görevi olmalı! Ne yazık ki, bu konuda herhangi bir duyarlılık, bir anlayış göremiyoruz!

Öğrencilerin tümünün doğal olarak yaşadıkları sınav heyecanı ve kaygısına ilaveten, bazılarının çok daha yıpratıcı bir muameleye maruz kalma endişesi içinde olacakları kesin. Bundan önce yapılan bazı sınavlarda olduğu gibi yine başörtülü öğrenciler, birtakım faşizan zihniyetli memurların işgüzarlıkları nedeniyle anlamsız, hukuksuz ve zalimane bir yasakla karşı karşıya kalacaklar. Herkesin serbest kıyafetle istediği şekilde girebildiği sınava girebilmeleri başörtülü oldukları için engellenebilecek, baskı ve dayatmayla yüz yüze gelebilecekler.

Çoğu ilk gençlik çağındaki pek çok kızımız çok erken bir yaşta vicdansız bir uygulamayla karşı karşıya kalacaklar. Uzun çaba ve emekle hazırlandıkları sınavın daha başlamasından evvel, sınav salonuna giriş esnasında karşılaşacakları zulmün ağırlığını yıl boyunca omuzlarında taşıyacaklar. Medya ise, yol açtığı ağır travmayı görmezden gelerek, sayısız çocuğumuzun, gencimizin maruz kaldığı bu zorbalığı basit bir mevzuat sorunu olarak sunmaya devam edecek.

Bu aşamada başta SBS'yi organize eden Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileri olmak üzere tüm sorumluları mantıklı ve adil davranmaya ve yaşanabilecek zorbalığa karşı duyarlı olmaya, tedbir almaya çağırıyoruz. Lütfen kendinizi başörtülü çocuklarımızın, gençlerimizin ve onların ailelerinin yerine koyun ve insaflı davranın! Ellerine yetki verilmiş birtakım yasakçı zorbaların çocuklarımızın psikolojilerini bozmalarına, geleceklerini karartmalarına izin vermeyin! Daha önce çeşitli sınavlarda yaşandığı üzere mevzuatı zorbaca yorumlamak suretiyle birtakım Kemalist yobaz görevlilerin yasak dayatmalarına göz yummayın!

Hiçbir mevzuat hükmü insanların temel hak ve özgürlüklerinden önde değildir, hiçbir mevzuat hükmü temel hakların kısıtlanmasına gerekçe gösterilemez. Mevzuat bahanesinin ardına sığınarak 13-14 yaşlarındaki çocuklarımızın haklarını gasp etmeye kalkan, onları üzen, ağlatan tipler insanlıktan nasibi olmayan zalimlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri bu tür yasakçıların ruhlarındaki despotizmi, faşizan duygularını çocuklarımız üzerinde teşhir etmelerine izin vermemelidir!

ÖZGÜR-DER