TC Dışişleri İşkenceye Neden Sessiz?

TC Dışişleri İşkenceye Neden Sessiz?

Özgür-Der, Libya’da 88 gün boyunca haksız yere tutuklanarak ağır işkencelere maruz kalan Türkiyeli işadamı Halit Türker ve oğlu Ertuğrul Gazi için TC Dışişleri Bakanlığı’nın sessiz kalmasını eleştirdi ve yetkililerden bu mağduriyeti sonlandırmalarını iste

88 gün sonra ancak açlık grevi ve bileklerini kesmekle serbest kalan baba Halit Türker ve ailesinin, Ertuğrul Gazi Türker'i kurtarma çabaları Dışişleri bürokrasisinin engeliyle karşılaşıyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Özgür-Der, yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmeye ve kendi vatandaşlarının hukuksuz bir şekilde alıkonarak işkenceye maruz kalmalarına karşı harekete geçmeye çağırdı.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:

Vatandaşlarının Libya'da Gözaltında İşkence Görmelerine Karşı

TC Dışişleri Bakanlığı Neden Sessiz Kalıp Görevini Yapmıyor?

21 Mayıs 2009

İşadamı Halit Türker ve oğlu Ertuğrul Gazi Türker 17 Şubat 2009 tarihinde bir iş görüşmesi için  gittikleri Libya'da tam 88 gün boyunca ağır işkencelere tabi tutuldular. Bir hafta önce serbest bırakılan Halit Türker, oğlu Ertuğrul Gazi Türker'in hayatından kaygılı.

Sahibi olduğu sıhhi tesisat firması için Libya'da faaliyet gösteren bir müteahhitlik firmasından teklif alan ve teklifi anlaşmaya çevirmek için yaklaşık üç ay önce Libya'ya resmi olarak davet edilen Halit Türker 17 Şubat tarihinde oğlu ile birlikte İstanbul Havalimanı'ndan Libyan Airlines uçağı ile Libya'nın Tripoli şehrine uçmuştur. Halit ve Ertuğrul Türker havaalanına iner inmez Libya polisi tarafından kelepçelenmiş, başlarına çuval geçirilmiş ve bir hapishanede 88 gün boyunca sistematik olarak işkencelerden geçirilmişlerdir. Libya polisi işkence altında tuttuğu Ertuğrul Türker'e bazı isimlerle ilişkili olduğunu kabul etmesi için baskı kurmuştur. Libya polisi işkenceli sorgulamada Ertuğrul Türker'e bazı isimleri tanıdığını kabul etmesini, aksi takdirde kendisi için hazır bir mezarın zaten mevcut olduğunu sürekli olarak tekrar etmişlerdir. Oğlu ile ayrı bir hücrede tutulan Halit Türker açlık grevi ve bileklerini keserek intihara teşebbüs gibi girişimler neticesinde işkencehaneden çıkarılıp Türkiye'ye gönderilmiştir. Oğlunun iki gün içerisinde Türkiye'ye gönderileceği beyan edildiyse de konu ile ilgili bugüne kadar hiçbir gelişme olmamıştır.

İşkenceli sorgulama ile üç ay süren Türker ailesinin Libya serencamı kadar dikkat çekici gelişmeler TC Dışişleri Bakanlığı bürokrasisinde yaşanmaktadır. Kübra Türker, babası ve kardeşi ile ilgili Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Daire Başkanı Aslı Oral ile defalarca görüşmesine rağmen hiçbir somut girişimin gerçekleştirilmediğini ifade ediyor. Kübra Türker'e önce 17 Şubat tarihinde İstanbul'dan Libya'ya herhangi bir uçuşun yapılmadığı sonra da Libya'ya bir uçuşun yapıldığını kabul eden fakat bahsedilen isimlerin gözaltında olduğuna dair herhangi bir bilgilerinin olmadığı resmen bildirilmiştir. Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Daire Başkanı Aslı Oral telefon konuşmalarında ise daha kötü bir profil çizmekte ve "Libyalılar işini bitirmeden elimizden bir şey gelmez!" gibi sözler etmektedir. Libya'ya gittikleri andan itibaren hiçbir irtibat kurulamayan Halit ve Ertuğrul Türker'in durumu Dışişleri Bakanlığı'na intikal ettirilmesine rağmen hiçbir ciddi girişim ve bilgi ortaya çıkarılmamış, üstelik Türker ailesinin durumunu takip eden aile fertleri baştan savılmıştır.

Dışişleri Bakanlığı Türkiye'de veya Libya'da herhangi bir suç işlememiş vatandaşlarının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin gözaltına alınıp aylarca işkenceli sorgulardan geçirilmesi karşısında nasıl olur da hiçbir sorumluluk hissetmez? Ertuğrul Türker'in daha önce Pakistan'da ve Suriye'de kalmış olması Libya Hükümeti tarafından kendisine her türlü işkence ve hukuksuzluğu yapabilme hakkını mı vermektedir? ABD'nin küresel terörüne Libya taşeronluk yaparken Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'na bu hukuksuzluğa umursamaz bir biçimde göz yummak mı düşmektedir? Dışişleri Bakanlığı Türker ailesinin maruz kaldığı bu insanlık dışı muamelenin bir an önce sonlandırılmasından sorumludur. Libya Hükümeti nezdinde girişimlerde bulunup Ertuğrul Türker'in işkencelerden, hapishanelerden kurtarılması sorumluluğu öncelikle Dışişleri Bakanlığı ve AK Parti Hükümeti'nin üzerindedir. Hiçbir insanın hayatı ABD terörizminin keyfine, diktatörlük yönetimlerinin insafına, işkencecilerin merhametine terk edilemez. Türkiye kamuoyu Dışişleri Bakanlığı'ndan Libya Hükümeti'nin yürüttüğü bu insanlık dışı muameleyi sonlandırması için bütün sorumluluklarını yerine getirmesini beklemektedir.

ÖZGÜR-DER

Önceki ve Sonraki Haberler