Kahramanmaraş’ta Şehidler Gecesi Düzenlendi

Kahramanmaraş’ta Şehidler Gecesi Düzenlendi

Şehidler Gecesi Programı Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.

Özgür-Der, Saçaklızade Vakfı, Ekinder, İnsan ve Medeniyet Hareketi, İHH, 7 Hilal Derneği, Tügva, Medeniyet Vakfı, Yedi Kıta UÖ Derneği, MTTB, Rıdvan Hoca Vakfı ve Ensar Vakfı'nın hanım kolları tarafından Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle organize edilen ve Abdurrahman Dilipak'ın konuşmacı olarak katıldığı Şehidler Gecesi Programı Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleşti.

Programa Kuran-ı Kerim tilaveti ve mealinin okunmasıyla başlandı. Ardından açılış konuşmasını K.Maraş Tügva hanım kolları başkanı Sacide Taşır gerçekleştirdi. Programa katılan AK Parti Kahramanmaraş Millet Vekili İmran Kılıç Şehidler Gecesi ile ilgili kısa bir konuşma yaptı. Gecede Şehidlerin tanıtıldığı sinevizyon gösteriminin ardından Ebrar Akkaya Şeyh Ahmet Yasin'in vasiyetini okumasından sonra ezgileri ve marşlarıyla Grup Visal sahne aldı. Daha sonra kürsüyü şehidliğin anlamı ve önemine dair konuşmasını yapmak üzere Abdurrahman Dilipak aldı.

Abdurrahman Dilipak'ın konuşmasında şunları dedi: "Şehidler ölmezler sadece yeryüzünde tasarruf imkanı bulmazlar,eğer böyle bir nimete sahip olmak istiyorsanız, aslında kaybedecek hiçbir şeyiniz yok ve eceliniz gelmişse bir sivri sinek dahi başınıza bela olabilir. Merdivenden düşersiniz, başınıza taş düşer pisipisine ölüp gidersiniz. Şehidliği kabul eden bir insan Allah'a kavuşmayı kabul etmiştir. Allah'a verdiğiniz şey onun size verdiği şeydir ve karşılığında aldığınız ise ebedi bir hayatın yanında cennete kavuşmaktır. O yüzden anlayanlar için aslında şehidliğin hiçbir bedeli yoktur. Şehid olmak içinse Allah'a ve ahiret gününe imanın ötesinde Allah'ın rızasının tecellisinin vesilesi olma çağrısı vardır. Şehidliğin temel felsefesi yaşayan bir Kur'an olmaktır. Allah'ın rızasının vesilesinin tecellisi olmak. Ayette ne diyordu "Allah sizin elinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.'' İşte bu noktada biz Allah'ın rızasının vesilesi için zamana ve mekanaşahidlik edecek olursak şehidlik bir zafer armağanı olarak bize verilir. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Müslümanın sorumluluğu evrenseldir. Doğduğu topraklara değil, kendi ana babasına değil sadece, zira doğduğumuz zamanı biz seçmedik doğduğumuz toprağı biz seçmedik, tenimizin rengini biz seçmedik, cinsiyetimizi biz seçmedik. Biz yeryüzünde hakkın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacağız. Atalarınız at sırtında dünyanın en uzak bölgelerine gittiler. Atalarımızın 10 ayda at sırtında gittiği yere artık 10 saatte gidebiliyoruz. İlayı Kelimetullah için yola çıkmışlardı. Allah'ın adını dünyanın en uzak yerlerine taşımak için.  Unutmayın cehennemin ateşi Esed'in ateşinde daha yakıcıdır. Suriye'de kaç insan var? Dünyada insanlar doludizgin cehenneme doğru koşuyorlar. Suriye'de kardeşlerimiz şehid olup cennete doğru yükseliyorlar. Batıda insanlar cehenneme odun olmak için milyon paralar akıtıyor. Avrupa'da 5 kişilik bir ailede en az 1 kişi 1 defa intihara teşebbüs etmektedir. Batıda intihardan ölen insan sayısı doğuda terör ve savaştan ölen insan sayısından daha fazladır biliyormusunuz? Batıda obeziteden ölen insan doğuda açlıktan ölen insandan daha çok biliyormusunuz? Bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsin diyebilecekmiyiz? Onlara insanca yaşama onurunun tebliği için yola çıkmaya hazırmısınız? Eğer can feda bir yolculuğa çıkarsanız, eğer Allah'ın huzuruna emin çıkmanız gerekiyorsa hemen çıkarsınız. Ama bu yolculuğunuz devam ettiği sürece nasıl ölürseniz ölün aslında ölmeyecek, ölüm sizi buluncaya kadar, ölüm meleği yakanıza yapışıncaya kadar yaşayan bir şehid olarak yaşayacaksınız. Bunun için şehidliği sadece mezarda başlayıp biten bir hadise olarak görmeyelim. Yaşayan şehidlere dönüşelim ve Allah'ın huzuruna çağırılacağımız günü bekleyelim. Biz yeryüzünden hesaba çekileceğiz! ''Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunuGelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!'' Yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimidir. Haksızlık kime gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana olacağız zalime karşı! Zalim babamız olsa bile… Hazırmısınız? Biz Müslümanlardanız ve Müslümanlar kardeştir ama bir Müslüman dinin emrinin dışına çıkmışsa ve bir başkasına haksızlık yapmışsa biz haklıdan yana olacağız. İşi ehline vereceğiz! El-emin olacağız; yaşayan bir peygamberin mirasçısı olacaksak eğer. Hiç kimse bizim elimizden, dilimizden, yaptıklarımızdan kaygı duymayacak. Müslüman Müslümana güvenmiyor bugün; gelin kaynanaya güvenmiyor; kaynana geline güvenmiyor. Nasıl olacak bu iş? Allah cahil ve zalim bir kavme, bir topluluğa hidayet nasip etmez. Gelinini hor gören bir kaynanaya, kaynanasına zulmeden bir geline yardım etmez Allah! Biz bütün insanlığın dertlerinin çaresi olacağız. Çaresiz değiliz biz; çare sizsiniz çünkü! Kuyudaki Yusuf'u Mısır'a sultan eden Allah, sizi yeryüzünün bekçisi kıldı. Ama Allah zalim ve cahil bir topluluğa yardım etmeyeceğini de söylüyor. Biz kendi halimizi değiştirmedikçe Allah'ta bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Herkes başındakinin değişmesini istiyor, başınız değişse, babanız peygamber olsa gelse size bir faydası olmaz! Hz. Lut Hz.İbrahimin yeğeniydi kimseyi kurtaramadı ailesinden, Hz.İbrahim babasını, Hz Lut oğlunu kurtaramadı, peygamberler kurtarıcı değil onlar kurtuluşa çağırırlar. Bizim görevimizde o peygamberlerin görevinin bittiği yerden o bayrağı alıp daha ileriye yürümektir. İnsanları hakka, adalete ve barışa davet etmektir. Aslında bakın biz sadece insanlardanda hesaba çekilmeyeceğiz. Yıkık bir köprüden geçerken ayağı sürçen keçinin sorumluluğu Halife Ömer'e aittir. İşte şehidler bunlar olacaklar. Bütün haksızlıklar ve zulümler karşısında kendi nefsine bir sorumluluk yükleyen o üstün insan aklıdır şehadeti ona kazandıran. Bizim şehidliğimiz kolayca ölecek bir kavgaya girmek değildir. Uzun süreli bir mücadelenin içinde bir davanın ve misyonun gereğini yerine getirmek için sorumluluk üstlenmektir. İstişare ile şurayla birbirimizi tamamlayarak, ümmetin tuğlalar gibi medeniyetin inşası için el ele tutuşmasıyla bu şehadet, bir anlam ve önem kazanır. Yoksa DAEŞ'e dönüşürüz. Ölmek ve öldürmek değil asıl mesele, asıl mesele yaşatmaktır. Buna insanca yaşama şansını bir şekilde yansıtmaktır. Bakın hiçbir eksiğimiz yok bizim, kuyudaki Yusuf'u Mısır'a sultan eden Allah bizleri yeryüzünün varisleri kılmak istiyor. 15 Temmuz'u daha dün yaşadık. Amerika'sı, İsrail'i,İngiltere'si, Vatikan'ı hepsi bu işin içindeydiler. Topyekün saldırdılar. Ne oldu? Allah Ankara'lı köylülerin eliyle bu işi bozdu. İstanbul'da köprünün üzerine çıkan gençlerin eliyle bitirdi bu işi, çıplak ellerimizle tanklara karşı toplara karşı F16' lara karşı direndik ve kazandık elhamdülillah. Bunların F16'ları var. Şunları bunları var. Sizin Allah'ınız var.Kadr-i Mutlak ve bir olan, ol değince olduran, öl değince öldüren, kadere hükmeden Allah'ınız var. Kim daha güçlü? Bizim eksiğimiz yok sadece sıkıntılı bir sorunumuz var. 65 çeşit müslüman var kendine cemaat diye. Bir çeşidi nurcu ve onlar dahi kendi içinde 13' e ayrılmış durumda! Bu şekilde gidemeyiz. "Tefrika girmeden bir millete düşman girmez'' Allah'a, Rasulüne ve kitabına iman eden mü'minler tek bir millet tek bir ümmet tek bir cemaattir. Bu anlamda Müslümanlar yeniden Müslüman olmak zorundadırlar. ''يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ '' '' Ey iman edenler iman ediniz!''

Program Abdurrahman Dilipak'ın kitaplarını imzalamasıyla son buldu.

maras-1.jpgmaras-2.jpgmaras-3.jpgmaras-4.jpg

maras-7.jpg

Haber: M. Faruk Zengin / Foto: Ahmet Beki – Yusuf Şakar

Önceki ve Sonraki Haberler