“Güncel konular ve sorunlar”

“Güncel konular ve sorunlar”

Üniversiteliler Buluşuyor 10'un beşinci programında Sosyal Medya ve Dijital Dünya başlığı ele alındı.

Özgür-Der Diyarbakır’ın ev sahipliğinde Özgür-Der Üniversite Gençliği tarafından düzenlenen Üniversiteliler Buluşuyor 10’un son programında “Güncel Konular ve Sorunlar” başlığı Ümit Kudbay’ın yönetiminde Metin Demir ve Musa Üzer’in sunumlarıyla ele alındı.

Metin Demir sunumunda ilim ve öğrenme kabiliyeti olmadan, yani alternatif olmayan bir hayatta, tercih imkanının olmadığını söyledi.

“İlim esası teşkil ediyor, ilim olmadan insan sorumlu tutulmuyor. Allah uyarılmayan hiçbir kavmin azaba uğramayacağını söylüyor.” diyen Demir Allah’ın sürekli afaki ve enfüsi ayetlere dikkatleri çektiğini ve bu konuda uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.

Allah’ın bütün açıklığına ve berraklığına rağmen hakikatin üstünü örten kafirlerin hevalarını ilah edindiğini söylediğini hatırlatan Demir, Allah’ın dilemesiyle herkesin iman edebileceğini fakat O’nun kullarını sınamayı dilediğini söyledi.

Akletmenin insanın topladığı verileri bağlaması anlamına geldiğini ifade eden Demir, insanın bu şekilde bir sonuca vardığını belirtti.

- Müslümanların idol arayışı yoktur

Musa Üzer, Müslümanların kendilerinden beklenilen duruşu ortaya koyamadıklarını ve bunun izah edilebilir sebepleri olduğunu söyledi.

“Varlık dünyasında insanın niçin yaratıldığını oturtamama sorunu var. Bu hiyerarşiyi, yaratıcı ile mahlukat arasındaki dengeyi doğru oturtamamak söz konusu. Burada Resulün sünnetini ve dini anlayamama dediğimiz sıkıntılar mevcut.” diyen Üzer, Müslüman şahsiyetin varlık dünyasında insan türü içerisinde en dinamik, en şuurlu olanlar olması lazım iken bugün yeterince akletmeyen, basit, pasif bir tipolojinin söz konusu olduğunu anlattı.

Üzer, ikinci bir meselenin ise kayıt altındaki birkaç bin yıllık tarihin hiçbir döneminde karşılaşılmayacak kadar paradigmatik bir dönemin söz konusu olduğunu söyledi.

“Teorize edilip örgütlendirilmiş bir hayat işleyişi var. Bizim muhatap olduğumuz hayat kendiliğinden işleyen doğal bir hayat değil. Sanat, spor, ekonomi vs tüm yönleriyle sistemleştirilmiş bir hayat söz konusudur.” diyen Üzer, bu hayatın tüm insanlığı kontrol etme iddiasında olduğunu kaydetti.

Modernizmin herkesin nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğini, neye doğru ya da çirkin demesi gerektiğini ve neyin ahlaklı ya da ahlak dışı olduğunu belirleme iddiasında olduğunu hatırlatan Üzer, modern sürecin bu konuda başarılı olduğunu aktardı.

“Liberal ya da Marksist ya da milliyetçi bir perspektifle hayatın ele alınması üzerinde çok durmadık. Nasıl oldu da bu düşünceler ortaya çıktı ve vaka değerlendirmede hangi parametreleri kullanıyorlar. Hangi varlık, özgürlük, devlet vs telakkilere göre tanımlar ortaya koyuyorlar?” diyen Üzer, tüm bu akımların kaçınılmaz olarak bir metafiziğe sahip olduğunu yani kendi içinde bir teolojiye sahip olduğunu ve insanın hayatını yönlendirmeye çalıştığını ifade etti.

Dini ortadan kaldırma iddiasına sahip modernliğin kendisinin nihayetinde çöktüğünü belirten Üzer, cumhuriyetle birlikte inkılapların da benzer amaçlar taşıdığını, Süleyman Hilmi Tunahan gibi Türkiye Müslümanlarının mücadelesinin de bunlara karşı olduğunu kaydetti.

Postmodernizm konusuna da değinen Üzer, “Modernizmin temelinde pozitivizm ve ateizm varken yaşadığımız postmodern paradigmanın en temel unsuru deizmdir. Postmodernizm etkisiz, hayata müdahale etmeyen, insanı dönüştürmeyen bir tanrı ile yok sayılan bir peygamber ve karşı konulması gereken bir tarihsel tecrübe dayatıyor.” dedi.

Müslümanların idol arayışınını olmadığını anlatan Üzer, "Bizim örnek alacağımız kişi her hareketinde hikmet olan Resulullahtır. O vahiyle eğitildi ve düzeltildi. Onun dışında herkese eleştirel bakıp sorular sorabilmeliyiz." ifadelerini kullandı.

İnsanın tabiatının yaradılıştan bugüne aynı olduğunu aktaran Üzer, takva ve fücur arasında bulunan insanın tüm özelliklerinin ayniyle devam ettiğini belirtti.

Müslümanların birlikte olarak yani cemaatle sıkıntılara karşı koyabileceğini ifade eden Üzer, Müslümanların her hareketlerinde doğru olmak zorunda olduğunun altını çizdi.

Üzer, "Hayatın dinamiği ve imtihanın gerçekliği gereği günaha girildiğinde eğer tevbe edilip irade ortaya konulmazsa kalp kararır ve günah kulu çepeçevre sarar." şeklinde konuştu.

Fotoğraf: Davut Musa Dündar - Hüseyin Melih Benli

dyb-panel-2.jpg

dyb-panel-7.jpg

dyb-panel-1.jpg

dyb-panel-5.jpg

dyb-panel-4.jpg

 

Önceki ve Sonraki Haberler