
Özgür-Der Gençliği Abdullah Galip Bergusi’nin "Giyotin: Sin Bet Casusları" kitabını tahlil etti
Özgür-Der Gençliği’nin düzenlediği kitap forumunda, Hatice Rüzgar ve Arya Yılmaz, Abdullah Galip Bergusi’nin Giyotin: Sin Bet Casusları adlı kitabını tahlil etti.
İlk sözü alan Hatice Rüzgar Abdullah Galip Bergusi’nin hayatına kısaca değindi.
Abdullah Galip Bergusi Filistin direnişinin sembol isimlerinden biri olup “Yoldaki Mühendis”, “Gölgelerin Prensi” lakaplarıyla tanınır. Hamas’ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları’nın Batı Şeria’daki önemli komutanlarındandır. Filistinli bir ailenin çocuğu olarak Kuveyt’te doğan Bergusi, Üniversite eğitimini Güney Kore’de, mühendislik alanında tamamladı. Elektrik ve mekanik konularındaki yetkinliğini Filistin direnişine hizmet etmek amacıyla kullandı. Filistin’e döndükten sonra Kassam Tugaylarına katıldı ve İsrail’e karşı düzenlediği operasyonlarla tanındı. Mühendislik becerileriyle geliştirdiği bomba düzenekleriyle İsrail’e ciddi zararlar verdi. Bu faaliyetlerinden dolayı Sin Bet istihbarat servisinde en kapsamlı güvenlik dosyasına sahip olan kişidir. 2003 yılında kızını hastaneye götürürken tutuklanmış ve Filistin tarihindeki en ağır cezayı almıştır. 67 ömür boyu hapis ve 5200 yıl hapis cezası verilmiştir. 6 ay boyunca sorgulanmış, defalarca ölümle yüzleşmiş bütün bunlara rağmen Siyonist Sin Bet sorgucularının sorularına yanıt vermemiştir. 2003 yılından itibaren tecrit hücresinde tutulmaktadır. Bu süreçte 17 kitap yazmıştır.
Yazar hakkındaki bilgilendirmelerin ardından Hatice Rüzgar, kitap değerlendirmeleriyle sözlerine devam etti.
Sin Bet İsrail’in İç Güvenlik Servisidir. İsrail’deki terörle mücadele, iç istihbarat, casusluk ve devlet adamlarının korunmasından sorumludur. İsrail’in en gizli ve en etkili kurumlarından biridir.
Kitabın ana kahramanları Şihab, (Nadir) Ali ve (İyad) Bekçidir. Hakim, Hakim’in eşi Sare ve babası Nadir casuslardır. Kardeşinin öldürülmesinden etkilenerek İsrail’e casusluk yapmaya karar veren Hakim, annesi Yahudi olan ve Yahudi olarak Siyonistlere casusluk yapan Sare üzerinden Gazze şeridindeki casusluk olayları romanlaştırılarak aktarılıyor. Bu süreçte birçok kişiyi devrim ayaklanmalarından ayrılmaya ve güvenlik yönetiminin saflarına katılmaya teşvik etmişlerdir. Kabul etmeyen direnişçiler ise güvenlik güçleri tarafından takip edilmiş, öldürülmüşlerdir. 1. İntifada sürecinde Filistin direnişinin Siyonistler tarafından hem silah gücüyle hem de casusluk faaliyetleri ile nasıl durdurulmaya çalışıldığı, casusluk yapan kişilerin nasıl bir psikoloji ile çalıştıkları kurgulanarak aktarılmıştır.
Ardından sözü alan Arya Yılmaz değerlendirmesini aktardı.
Giyotin, işgal altındaki topraklarda geçen, kanlı ve sessiz bir savaşın hikâyesi. Bir kardeşin, şehit düşen kardeşinin ardından, ihaneti, adaletsizliği ve içimizdeki düşmanı keşfetmesini konu alır. Bu hikâyede sadece mermiler ve bombalar yoktur, kelimeler de birer silaha dönüşür. Söylentiler, dedikodular ve yalanlar bu kitapta direnişin içine sızmak için kullanılıyor. Bergusi, ana karakteri Şihab üzerinden bize zorlu bir soykırıma karşı psikolojik olarak güçlü olmayı, direnişe destek olmayı hatta direnişin kendisi olmayı gösteriyor. Direnişçinin sır tutmak, gözlerden ırak olmak ve düşmanı gözetlemek kelimeleriyle eş anlamlı olduğunu anlıyoruz. Hikayenin dokunaklı yanı ana karakter Şihab'ın haklı öfkesinin ve adalet arzusunun yasaların bile önüne geçebilmesiydi. Burada yazar bize çok önemli bir soru soruyor. Adalet mi önemlidir yoksa sistem mi? Akıl almaz, kanlı bir ihanete karşı direnişçinin yasaları aşması bir suç mudur yoksa bir görev mi?
Savaşın sadece silahla, mermiyle değil görünmez silah mahiyetindeki söylentilerle de yürütüldüğünü görüyoruz. Gerçek savaş sadece cephede verilmez, gerçek savaş toplum içinde, en yakınındakilerden bile doğru bilgiyi sakınarak, aile fertlerini şehit eden zalimlerin karşısında dik durmaya çalışarak da verilir. Sadece vatana olan aşkları ve Allah’a imanları sebebiyle şehit edilen kardeşlerimizin kanını yerde bırakmayacağımızı, Filistin'in daimi bir kurtuluşu olana kadar savaşmaya devam edeceğimizi iliklerimize kadar hissediyoruz kitapta. Bu psikolojik olarak dik durmanın, yalnızca Allah'a inanıp güvenmenin kitabı. Ama yanılgıya düşmeyelim, bu bir intikam kitabı değil. Bu bir uyanış kitabıdır, tüm mücahitlerimize selam olsun.
Program katılımcıların soru ve katkılarıyla sonlandırıldı.