Özgür-Der Batman Şubesi’nin düzenlediği aylık seminerlerin ikincisi Özgür-Der genel başkanı Rıdvan Kaya’nın sunumu ile ‘’Hayat ve İman İrtibatını Doğru Kurmak’’ konu başlığıyla gerçekleştirildi. Sunuculuğunu Hüseyin Can Taş’ın yaptığı seminer, Tarık Sevimin Kur’an tilavetinin ardından başladı.
Kur’an tilavetinden sonra sözü alan Rıdvan Kaya sözlerine Mülk Suresinin 1. ve 2. ayetlerini ‘’O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayıcıdır’’ okuyarak başladı.
Yaşadığımız çağın bir getirisi olarak yoğun bir hayat temposuna, sürekli bir koşuşturmacaya maruz kaldığımızı belirten Kaya, bu temponun içerisinde hayatın asli manasına dair sahih bir bakış açısını korumanın ve hayat imtihanının hakkını vermenin giderek zor bil hal aldığını ifade etti. Bunun yanında laik-seküler perspektifin dünyevi başarı kavramını varoluşun temel hedefi olarak önümüze koyduğunu, hayatı daha fazla metaya sahip olmakla anlamlandırdığını ve insanın var olmasının ancak sahip olduklarının çokluğu ile doğru orantılı olarak değerlendiren bir zihin yapısını inşa etmeye çalıştığının altını çizdi.
Bu noktada Müslümanlarında az veya çok bu rüzgardan etkilendiğini, Müslümanların öncelikleri ile ilgili kendilerini devamlı kontrol etmeleri gerektiğini vurguladı. Önceliklerin yer değiştirmesi, yani iyi bir müslüman olmak ve ahlaklı bir insan olmak yerine ‘’ne olursa olsun dünyevi hedeflerime ulaşmalıyım’’ doğrultusundaki bir bilinç kaymasının insanı kimliksizleştireceğini belirtti.
İmanın insana imtihan hakikatini, dünyaya meyletmemeyi, hamd etmeyi ve sabretmeyi öğrettiğini bunun yanında Rabbi ile bağlarının zayıf olmasının savrulmasında başat neden olacağının altını çizdi. Bazı imtihanların ağırlığını kaldıramamanın da ciddi bir savrulma nedenlerinden biri olduğunu, kişinin münafık olmasa bile pazarlıklı bir imana sahipse zorluklara karşı gelemeyeceğini ifade etti.
‘’Kolay olanı tercih herkesin harcıdır ama Ensar'ın Bedir'deki davranışındaki gibi zor olana da rıza göstermek herkesin harcı değildir. Teslimiyet, samimiyet, fedakârlık gerektirir.’’
Mezkur sapmalardan korunmak için Rabbimizle irtibatımızı muhakkak surette güçlendirmemiz gerektiğini söyleyen Rıdvan Kaya aynı zamanda müminlerle irtibat halinde olmanın da istikamet üzere bir hayat sürme konusunda belirleyici olduğunu, şirkin ve küfrün bu denli cazip hale geldiği bir ortamda yalnız kalmanın tehlikeli olduğunu ifade etti. Kaya, ‘’Hem zihni manada hem yardımlaşma, dayanışma anlamında müminlerin desteği bizi saptırıcı rüzgârlar karşısında sağlam durmaya sevk eder, daha direngen kılar.’’ dedi.
Dünyevileşen ve zaaflarına yenik düşen insanların devamlı bu zaafları hususunda mazeretler aradığını ve bu konuda devamlı başkalarını suçlayıp tahkir ettiğini, kendilerine asla hesaba çekmediklerini ve bunun yanında bir savunma mekanizması olarak eleştiri diline sığındıklarını nihayetinde işin boyutunun dinin sabitelerini tartışmaya kadar gelebildiğini önemle vurguladı. Bu bakış açısının heva ve hevesi doğrultusunda yaşamak isteyenlerin hayatlarını İslam’a uygun hale getirmektense İslam’ı hayatlarına uygun hale getirme yolunu seçtiklerini belirtti.
Kaya, ‘’Zorluklara karşı direngen olmak kadar imkanlar/fırsatlar çoğaldığında da dengeli bir tavır içerisinde olup zaaf göstermemek önemlidir. İki halde de teyakkuzda olmalı durumundayız. Bize bahşedilen tüm bu nimetlerin şükrü hususunda bir boşluğa düşecek olursak zaman içinde o nimetlerin Rabbini unutup nimetlere bağlanma, onları çoğaltma yarışına kapılma durumuyla baş başa kalabiliriz.’’ dedi.
Her hal ve şartta hayırlı amellerimizi ertelememiz gerektiğini, kimliğimiz hususunda devamlı sorgulama içerisinde olup ‘’halimiz kimliğimizi yansıtıyor mu?’’ sorusunu kendimize sormamızı, öncelikler hiyerarşimizi doğru belirleme iradesini göstermemiz gerektiğini, bu hayatın ancak vahiyle anlam kazanacağını ve bu anlamda hedeflerimizi doğru belirlememiz gerektiğini, tüm bu tehlikelere karşı sabitelerimiz ve ilkelerimizi korumamız gerektiğinin altını çizdi.
Uyarı: “Asıl İmtihan Hayatın Değişen Şartlarında Başlayacak”
Rıdvan Kaya, sahip olunan samimiyet, netlik ve fedakârlık gibi vasıfların korunmasının tamamen bireyin kendi iradesine bağlı olduğunu vurguladı. Kaya, değişen ortamlar, artan sorumluluklar ve dünyevi meşguliyetler karşısında imanın ve hassasiyetin sınanacağını belirtti.
Rıdvan Kaya, “Asıl imtihan, hayat şartları değiştiğinde başlayacaktır.” diyen Kaya, Müslümanların hem zorluklar karşısında yılgınlığa kapılmamaları hem de yaptıklarını yeterli görme tuzağına düşmemeleri gerektiğini ifade etti. Kaya, “Yetinme duygusuna kapılmak da, sürekli eksiklere odaklanarak umutsuzluğa düşmek de Müslümana yakışmaz.” dedi.
Eleştirinin dengeyle yapılması gerektiğini belirten Kaya, Müminlerin toplumun vicdanı olduğunu hatırlatarak, “Eksikleri görüp düzeltmeye çalışmak gerekir; fakat bu, Müminlere güvensizlik üretmemelidir.” uyarısında bulundu.
Konuşmasında sahih bilgi ve salih amelin önemine de dikkat çeken Kaya, Kur’an’ı anlamada Resul’e ittibanın, Resul’ü anlamada ise sahabe örnekliğinin esas alınması gerektiğini vurguladı. “Kur’an’ı hayatımıza uydurmak değil, hayatımızı Kur’an’a uydurmak hedefimiz olmalı.” diyen Kaya, dürüstlük, tutarlılık ve ciddiyetin imani bir sorumluluk olduğunu ifade etti.
Mazlumlara destek, zalimlere karşı duruşun İslam’ın temel ilkelerinden biri olduğunu hatırlatan Kaya, “Emri bil maruf ve nehyi anil münker, sadece bir slogan değil, bir hayat tarzı olmalıdır.” sözleriyle çağrısını yineledi.
Rıdvan Kaya konuşmasını, “Allah Teâlâ bizleri ifsad ve tuğyan rüzgârları karşısında bilincini, benliğini ve kalbini koruyanlardan eylesin.” duasıyla tamamladı.
HABER: HÜSEYİN CAN TAŞ
FOTO: MUHARREM GÖK